Ağa ile çobanı at arabasıyla pazara giderken, ağanın aklına bir muziplik gelmiş.
“Bak” demiş çobana,
“Şu gördüğün sığır tezeklerini yersen, atı da, arabayı da sana vereceğim”
Çoban hiç düşünmeden, atlayıp tezeği yemiş.
Kasabaya gitmişler.
İşlerini görüp köye dönerlerken, atı arabayı çobana kaptıran ağa kendi kendine söyleniyormuş:
“Muziplik edelim dedik. Ata arabayı çobana kaptırdık”
Durumu anlayan çoban seslenmiş:
“Ne o ağa çok üzgünsün galiba? İstersen atı ve arabayı geri alabilirsin?”
Ağa “tamam” demiş,
“Ne istersen veririm”
Yolun kenarında ki pisliği gösteren çoban,
“Bir şey istemem” demiş,
“Şu hayvan bo..unu ye, at ve araba tekrar senin olsun”
Denilenleri yapan ağa atına ve arabasına kavuşunca çoban sormuş,
“Ağa pazara giderken bu at ve araba kimindi?”
“Benimdi”
“Peki, şimdi kimin?”
“Gene benim.”
“Peki, ağa” demiş çoban,
“Biz bu bo..u neden yedik öyleyse?”
--//--
Kadınlar herkesin içinde kahkaha atamayacak.
Kadınlar yüksek sesle gülmeyecek.
Kadınlar sokağa çıkmayacak.
Kadınlar göze görünmeyecek.
Kadın- erkek bir arada oturulmayacak.
Kadın en az 3 çocuk doğuracak.
Aşağı yukarı özetlemeye çalıştığım bu sözler,
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a ait
Sayın Arınç, gerekçesini de şöyle açıklamış,
“Ahlaken geriye gidiyoruz. Onun için bunların yapılması şarttır”
--//--
Bir hayli ilginç değil mi?
AKP’nin, TBMM’de görev yapan milletvekilleri başörtüsüne kucak açarken kimse bir şey dememişti.
Bakalım Arınç’la başlayacak sözde devrime! Kimler, ne diyecek.
Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra, sular durulacak mı?
Yoksa daha da bulanacak mı?
--//--
Önceki gün yazdım
“AKP’de il ve ilçe yönetimleri için çalışmalar sürüyormuş”
Köşemizi arayan bir AKP’li tanıdık aynen şöyle söyledi:
“Değişen bir şey olmaz. Genel merkez nasıl isterse öyle olur.”
Doğru olmaya doğru.
Şimdiye kadar hep böyle oldu.
İçinde bulunduğumuz günlerde AKP içinde kendisine yer arayan Osman Yüksel’in kazandığı il başkanlığından istifa ettiği unutulmadı.
Tamam, da bu kavga niçin acaba?
Osman Yüksel ve arkadaşları Belediye Meclis üyeliğine neden fit oluyorlar?
İşte bunu yorumlamak zor gerçekten...
Günlerin getirdiği
----Plajımız konuşuluyor—
Kent Park’ındaki ‘plaj’ Eskişehir adına gerçekten çok konuşulan dinlenme tesislerinden biri oldu. Günde ortalama üç-dört bin kişinin serinlemek için girdiği plajın müşterisi her geçen gün artmaya başladı. Ramazan Bayramı süresince özellikle çocukların serinleme ve dinlenme tesisi durumuna gelen plajın müşterilerinin çoğunluğunu kenar semt çocukları oluşturuyor. Anne ve babalarının gözetiminde plaja giren çocuklar “Yaz tatilinde şehir dışına gitmemiz zor. Onun için Eskişehir plajını tercih ediyoruz” diyorlar. Eskişehir plajına köylerden ve şehir dışından da gelenlerin olduğunu belirten yetkililer “Eskişehir’e misafirliğe gelen kadın-erkek ve çocuklar soluğu plajda alıyorlar. Alınan önlemler sayesinde yaz tatilinin tadını çıkarıyorlar” diyorlar. Plajın yanı sıra Kent Park’ta dinlenen Eskişehirliler “Denizimiz yok. Ama plajımız var. Eskişehir’e böyle bir yapay plajı kazandıran Büyükşehir Belediye Başkanımız Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen’e teşekkür ediyoruz. Onun sayesine deniz görmeyenler plajda serinliyor” diye konuşuyorlar. 325 metre uzunluğundaki plaja giriş ücretinin çok ucuz olduğuna da dikkat çeken vatandaşlar, “Plajda çok ucuza yiyecek ve içecek bulunuyor. Tatile çıkamayanlar için bulunmaz bir nimet” diye konuşuyorlar.
---Arkadaşlar sordular—
Önceki gün bayramlaşmak üzere gittiğimiz bir yerde toplananların çoğu eski DSP’lilerden oluşuyordu. Söz döndü dolaştı politikaya geldi. AKP’den, CHP’den, MHP’den konuşuldu. Ekmeleddin İhsanoğlu’nun Eskişehir’de kazanacağını tahmin edenler, Türkiye üzerine değişik yorumlarda bulundular. Eski DSP, ama yeni CHP’li olanlardan biri, Ekmeleddin İhsanoğlu’nunun halk tarafından sevildiğini belirterek “Yeter ki çalışılsın. Göreceksiniz Recep Tayyip Erdoğan ile İhsanoğlu çekişecek” derken, bir başkası da seçimin ikinci tura kalacağı üzerine iddiaya girerek “Çalışmaya bakacak”diye konuştu. Bir arkadaşın mekânında yaptığımız bayram kutlamasıyla karışık politik sohbette kulağı çınlatılan eski politikacılar vardı. Dikkatimi çeken bu isimler arasında en çok aranan isim ise, DSP döneminin flaş isimlerinden Şahin Bozat geliyordu. Bozat’ın politika ortamdan çekildiğini söyleyen bir arkadaşı “Arkadaşımız sosyal ortamdan da çekildi DSP’den ayrılıp CHP’ye geçti. Ondan sonra kayboldu” diye sitem etti. İlginç gerçekten Şahin Bozat, politikada adından sık söz edilen isimlerdendi. Bu ortamdan birden bire neden çekili acaba?....