afaCAN…

 Kerhen kelimesinin iki anlamı var.
İlki, istemeyerek, istemeye istemeye, gönülsüz olarak…
Diğeri de tiksinerek, iğrenerek…
Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyetle özdeşleşmiş bir parti olan CHP’ye son iki seçimde kerhen oy verenlerdenim. Gerekçem çok net ve bilenler bilir ki sağa sola kıvırtarak, tribünlere oynayarak, maske takarak çevremdeki insanları (halkı) kandırmayı namertlik sayanlardanım…
Cumhuriyetimiz, bölünmez bütünlüğümüz, bağımsızlığımız inanılmaz biçimde tehlikede olduğu için, birleşmenin vatan borcu olduğuna kalben inanmaktayım. Bu da bir kitle partisinde ivedilikle birleşerek Cumhuriyet değerlerimizin korunması adına yapılması zaruri olan bir davranıştır benim için. Bazı arkadaşlarım sorgulamaya kalktı tabi bu davranışımdan ötürü. “Neden Vatan Partisi’ne vermedin oyunu, Atatürk’ü savunan bir parti değil midir bu parti” diyerek. Onlara da yanıtım samimi ve hazırdı. Birincisi Vatan Partisi binde üçleri hiçbir zaman aşamayan, kitle partisi olmaktan çok uzak partiydi! İkincisi de partinin Genel Başkanı Doğu Perinçek’in tutukluluk yılları sonrasındaki değişimiydi…
Yıllar öncesinden tanıdığım, bir dava adamı olarak tahayyül ettiğim ve ömrünün bir bölümünü inançları uğruna hapishanelerde geçirmiş insandan bahsediyorum. Lakin orduyu gereksiz biçimde kutsaması (hala), özgürlüğü sonrasında Mustafa Kemal Atatürk’e üç öğün küfreden onur yoksunu televizyon kanallarında ve gazete paçavralarında söyleşiler yapması. Daha da önemlisi Fethullah’a nefreti sonucu kararan gözlerinin; onunla aynı yollarda (yağan yağmurda) yürüyüp on yıl işbirliği yapanları görmezden gelmesidir. Ve halkın kafasında mahkûm oluş biçimi de 2001’e doğru dergisinde (kendinin yayınladığı) ABD maşası Apo ile yaptığı söyleşidir. Pkk’lı teröristleri şimdilerde yerden yere vursa da o söyleşi öncesinde onlara gül verirken çekilmiş fotoğraflarıdır…
Bu konuya muhtelif zamanlarda binlerce kez gerekçeler, açıklamalar getirse de halkın kafasındaki sonuç asla değişmemiştir herkesin bildiği gibi…
On dört yıldır Bahçeli yönetimindeki MHP’ye oy vermem zaten düşünülemez. Benim emektar aracımdaki stepne hiç değilse işe yarıyor…
Bu durumda demek ki vicdani anlamda kitle partisi olarak oy verilmesi gereken sadece CHP kalıyor geriye! Ben ve benim gibi düşünenler de kerhen bu partiye oy verdik işte anlaşılacağı üzere…
Peki, giderek zaman tünelinde karanlık bir girdaba yaklaşan Cumhuriyetimizin bekası adına ne yapmalıyız? Biz, yani yüreğinde ve yaşam biçiminde Cumhuriyet değerlerini içselleştirmiş; Mustafa Kemal Atatürk’e sonsuza dek bağlı kalacağına namus sözü vermiş milyonlar…
Şunu hemen belirteyim. On küsur yıldır dikkat çektiğimiz her tehlikeye önceleri “komplo teorileri üretmeyin” diyerek liboş ağızları ile gevezelik edenlerin dilleri artık lal olmuştur. “Aslan gibi ordumuz var” diyen ( çakma-tembel) Atatürkçülerin de ortalarda esamesi okunmamaktadır. Gördüler, anladılar ki pabuç pahalıdır artık! Ve onlar, ucuz günlerin yaldızlı kahramanları sadece seyretmektedirler olan biteni…
Aklı başında insanlar çok net görmektedir ki, artık saflar çok bariz biçimde netleşmekte. Cumhuriyet ve Cumhuriyet karşıtları arasında iflah olmaz süreç ayan beyan. Trilyonları buhar edip, mahkûmiyet alan lakin yine de kahraman olarak anılan Erbakan’ın “kanlı mı kansız mı” lafı hepimizin belleklerindedir. Cumhuriyeti yıkıp yerine hayallerindeki, çağ dışı dünya düzenini getireceklerine inananlara karşı nasıl bir vatan savunması hayal ediliyor peki? Şimdilerde olduğu gibi bölük pörçük vaziyetlerde mi, amipler gibi bölünerek mi, sadece Salı günleri ekranlardan laf ebeliği yaparak mı?
Atatürk’ün kurduğu çınarın altında nasıl serinleyeceğiz, nasıl birlik olacağız Allah aşkına? Sevgili Gaye Usluer, Utku Çakırözer, Cemal Okan Yüksel, Sinan Özkar sizler verin bu yanıtı önce yerelde! Ben üzüm yemek istiyorum bilin, bağcı dövmek değil derdim. Benim Mustafa Kemal Atatürk’e, Cumhuriyete, Bağımsızlığa yürekten (ölümüne) bağlılığıma içinizden hangi birinizin zerre kadar kuşkusu vardır? Vahameti abarttığımı, komplo teorisi yazdığımı söyleyeniniz çıkar mı? Demokratik bir zeminde ise mücadele anlayışımız; bunun için öncelikle halkı kanatları altına alacak, geniş kitlelerin güvenini kazanacak bir parti gerekmez mi öncelikle? Bakınız Ekmeleddin dayatmanızda da cesurca benzer uyarılar yapmıştık anımsayınız. Sezgin Tanrıkulu, Hüseyin Aygün, Mehmet Bekaroğlu gibi Atatürk’ü içine sindiremeyen isimlerle ilgili partinizin irtifa kaybını yıllarca söyleyenlerdenim. Peki, son günlerdeki afaCAN sevdanız nedendir? AKP iktidarının ilk yıllarında aleni biçimde desteğini esirgememiş, kitleleri (okurlarını) “yetmez ama evet” şiarına alıştırarak oy vermelerini sağlamış insan neden şimdilerde gözdenizdir? Üstelik bu kadar da değil afaCAN’ın muzurluğu! Atatürk’ün hayatını anlattığı sözde filmde onu kargalardan korkan “Mustafacık” konumuna düşürdüğünü, erkten aferin aldığını ne tez unuttunuz? Sevgili Utku Çakırözer ne çabuk unuttunuz? Hani desem ki gazeteci kimliğinizden ötürü destek verdiniz gözaltına alındığı anlar. İyi de bakın afaCAN şimdilerde pkk’nın sesi sözde gazetenin bir günlük genel yayın yönetmenliğine soyunup Apo’nun fotoğrafı altında kamuoyuna pozlar veriyor! Demokrasi-Özgürlük-Gazetecilik ya da bilemediğimiz hangi evrensel değerler adına bu işi yapıyor da CHP olarak bu zata böylesine sahip çıkıyorsunuz?
CHP Milletvekili arkadaşlarım...
Bilirim benim eleştirilerim sizleri rahatsız eder. Bakınız, Ekmeleddin dayatmanız gibi afaCAN’a popülist yaklaşımınız da kitleler üzerinde antipatiye dönüştü. Ne zaman özeleştiri yapıp bu tarihi hatalardan arınıp “Biz artık Atatürk’e dönmek zorundayız” diyerek kendinize döneceksiniz kardeşim? NE ZAMAN?
 
SİZİN SESİNİZ
 
Nurlar yağsın Yaşar Nuri Öztürk…
 
Türkiye’nin aydınlık yürekli din adamı Yaşar Nuri Öztürk beden olarak aramızdan ayrıldı, sonsuzluğa göç etti. Geriye aydın düşüncelerini bırakan bu değerimizin birkaç sözünü anımsatmak istedim sadece...
İyi insan olmak için Müslüman olmak gerekmiyor.
Ama Müslüman olmak için iyi insan olmak şart…
Sosyalizm denince, mızrak yemiş domuz gibi ne böğürüyorsun. İhtiyaçtan artanı paylaşın diyen Kur’an değil mi?
Cennete gitmek isteyenlerin cehenneme dönüştürdüğü bir ülkede yaşıyoruz...
Ben bir namussuz ateist görmedim. Namussuz dinci gördüm. Türkiye'nin en büyük açığı namuslu adam açığıdır…
Millî mücadele tarihin en muhteşem destanlarından biridir…
Atatürk'e sayın demek yetmez. Onu da ben umursamazlık gibi anlarım, Büyük Atatürk, Aziz Atatürk, Ölümsüz Atatürk, Eşsiz Atatürk onlar bile az…
Benim şunu dememe izin verin, herkesten özür diliyorum. Bir tarihi tespit yapmak zorundayım. Bu Avrupa Birliği'ne Türkiye'nin üyeliği meselesinde bizim siyasetçilerimiz Avrupalı kadar namuslu çıkmadı...
Bizim siyasetçilerimizin kaç tanesini Kurtuluş Savaşı tarihinden, 15 yıllık tarihten, imtihan etseniz hangisi sınıf geçebilir?
Yaşadığımız sürece bu alçak lafı edenlerin (bu milletin a…a koyacağım diyen işadamına ithafen) biz a…a koyacağız…
Allah rahmet eylesin Yaşar Nuri Öztürk…
Nurlar yağsın dilerim...