Başta Havuz Medyası olmak üzere herkes Millet İttifakının Cumhurbaşkanı adayının kim olacağını merak ediyor
Başta Havuz Medyası olmak üzere herkes Millet İttifakının Cumhurbaşkanı adayının kim olacağını merak ediyor. Merak edenler haksız sayılmaz; çünkü Cumhurbaşkanı adayının kim olduğu, zaten önümüzdeki seçimin en önemli konularından biri olacak. Üstelik aday belirleme sürecinin Millet İttifakı içinde bir çatlak oluşturması da mümkün.
Öte yandan muhalefetin bu konuyu 2 Ekim’de başlayan toplantılarla ele almaya başlayacağını biliyoruz. Bu durumda Millet İttifakının adayı en geç kasımda belli olur. Biz de merakla bekliyoruz.
Yeri gelmişken Millet İttifakının aday belirlemede aceleci davranmamasının çok yerinde bir taktik olduğunu belirteyim. Basit bir mantıkla konuyu ele alalım; Başta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan olmak üzere tüm Saray, “Adayınızı hemen açıklayın” diye baskı yapmıyor mu? Demek ki Millet İttifakı’nın adayının erken açıklanması, Saray’ın menfaatine olacakmış. Sadece bu gerçek bile aday belirlemede aceleci davranılmamasının doğru bir hareket olduğunu gösteriyor.
Buna erken seçim denmez
MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman, seçimlerin Kurban Bayramı ve üniversite sınavları nedeniyle bir ay erkene çekilebileceğini ifade etti. Bazıları bunu “Gördünüz mü? MHP erken seçim çağrısında bulundu” olarak değerlendiriyor. Ben bu tip iddialara katılmıyorum. Seçimler normal olarak haziran ayında yapılmalı. Ancak seçim tarihini 4 – 5 hafta erkene almak, erken seçim kapsamında değerlendirilemez.
Ayrıca Sayın İsmet Büyükataman’a da katılıyorum; Kurban Bayramının üzerine seçimin gölgesi düşmemeli. Ayrıca gençlerimiz de rahat rahat sınavlarına girebilmeli. Eğer ki MHP’liler deselerdi ki, “Seçimi aralık ayında yapalım…” İşte buna “Erken seçim çağrısı” derdik. Ancak seçimi normal tarihinin 1 ay öncesine çekmek erken seçim kapsamına girmez. Olsa olsa mantıklı bir zaman ayarlaması demektir.
Atatürk’e şükürler olsun
1952 yılında babası 6’ncı George’nin ölmesiyle tahta geçen 2’nci Elizabeth, 96 yaşında vefat etti. İngilizlerin başı sağ olsun. İngiliz kraliyet ailesi 18’inci yüzyılın ikinci yarısından beri hükûmet işlerine hiç karışmıyor. Dolayısıyla Elizabeth’in ölmesinin ve yerine geçen 3’üncü Charles’ın Türk – İngiliz ilişkilerine hiçbir etkisi olmaz. Birleşik Krallık’ta önemli olan Avam Kamarası (Bizdeki TBMM’ye karşılık gelir) ve Başbakanlık hükûmetleridir. Sosyal medyada yer alan hakaret ve küfürler ise utanç kaynağı. Demokratik bir Cumhuriyette yaşayan bizler için kraliçenin de kralın da kutsiyeti bulunmuyor. Ancak yaşlı bir kadının arkasından küfretmek de terbiyesizliğin örneğidir. Demek birileri AK Trollere son zamanlarda ısıracak bir kemik atmamış ki, saldıracak yer arıyorlar. İngilizlerin önem verdiği yaşlı bir kadın ölmüş; hepsi bu…
Bu arada yeri gelmişken belirtelim; Türkiye’yi krallar – sultanlar ve bilumum hokkabazlar ülkesi olmaktan kurtaran Atatürk’e şükürler olsun…