Acımasız iblisler!

18 Kasım 2016 09:22
A
a
Sütiş Eskişehir
Osman Cemoğlu’na rica ettim.
“Osman ağabeyim, bana bir kelime söyle ki içerisinde her türlü aşağılamayı barındırsın ama suç unsuru olmasın” dedim...
Her ne kadar spor adamı olarak bilinse de; Cemoğlu gazetemizin ayaklı kütüphanesidir, binlerce kelimeyi belleğinde barındıran sözlüğümüzdür. “İblis olsun” dedi hiç beklemeden. “İblisin (yani şeytanın) eş anlamlısı da Azazil’dir” demeyi de ihmal etmedi! Düşündüm ki kendini yaratan Tanrı’ya karşı gelen tek melektir iblis (şeytan). Evet, bundan daha güzel, daha başka bir aşağılama sözü ne olabilirdi ki? Yazıya başlamadan önce yüreğimden geçen nice küfrün yerine, insan görünümündeki bu iblislere seslenebileceğim en güzel en anlamlı başlıktı “Acımasız iblisler” başlığı…
Dünyanın her coğrafyasında giderek çoğalan insan görünümlü bu pislik ucubelerden yurdumuzda da bolca mevcut gerçekten de.
Son on yılda küllerinden doğuyorlar adeta! Yerlisi ile ithali ile 77,5 milletten katılımcılarla, Anadolu topraklarında acımasız iblisler cirit atıyor artık. Gerçek iblis yani şeytan bence bu insan görünümüne bürünmüş yeni versiyonlardan korkar yemin ederim. Şeytana bile pabucunu ters giydirecek türleri ana haberlerde ağzımız açık izlemeye devam ediyor ve hep birlikte “du bakalım n’olcek” demekten de geri kalmıyoruz. Erkek çocuğuna bile tecavüz eden dinci iblisler. Seksenlik nineyi kesip küpelerini çalanlar. “Akşamın 19.30’unda tek başına nasıl gezebilir kardeşim” savunması altında kadınlara tecavüzü hak sayanlar. Öz babasını el bombası ile öldürenler. “Seni kimselere yar etmem” diyerek teklifini reddeden gencecik kızı delik deşik edenler. Muğla gibi bir yerde Allah’ın masum kedisine tecavüze eden şeref yoksunları; say say bitmiyor kardeşim…
Eskişehir’imiz de maalesef bu genel kirlenmeden hızla nasibini alan kentlerden bir tanesidir. Gerek başka illerden göç, gerek savaşı bahane ederek Suriye-Irak-Afganistan gibi ülkelerden akın edenler bu kenti de yaşanmaz kentler kategorisine doğru sürüklüyor…
Birkaç gün öne Eskişehir’in Karabayır mevkiinde hiç görmek ve duymak istemediğimiz bir olay yaşandı. Aslında bu bölgede yaşanan ilk rezalet de değildi bu. Daha önceleri buna benzer olayların yaşandığını gazete köşemden ve sosyal medya paylaşımlarımdan duyurmuştum kamuoyuna. Sözde okumuş yazmış(adamdan sayılan) biri, mahallenin sevilen bir sokak köpeğini beylik tabancası ile vurmuştu. Hem de herkesin, mahallede oyun oynayan çocukların gözü önünde hem de güpegündüz!
Yine bu mevkide daha birkaç gün önce fotoğraflarını gördüğünüz masum sokak köpekleri zehirlendi. Hem de toplu halde zehirlendi. Aslında bunu yapanlara Osman Cemoğlu’nun başlığındaki hitap beni kesmiyor. Bu köpekleri zehirleyen insan bozuntularına içimden geçenleri haykırsam bilesiniz ki bu son köşe yazım olur…
Düşünün ne olur, insan görümlü iblisler gecenin bir yarısında özel hazırladığı zehirli yiyecekleri çöp konteynırlarının yanına yerleştiriyor. Belki de kasaptan özellikle satın aldığı etlere enjekte ediyor bu zehri! Köpeklerin bunu yiyeceklerini biliyor çünkü öyle ya da böyle. Daha sonra seyretmeye başlıyor uzaktan uzağa; belgesellerde izlediğimiz bir çakal gibi. Zehirlenen sokak köpeklerinin çığlıklar atması, titreyerek can çekişmesi, ağzından köpükler ve en son da kan gelişini o aşağılık suratındaki gülümseyen ifade ile izliyor uzaktan. Hastalıklı ruhunun hazdan coşması sonucu farkında olmaksızın iğrenç ve garip sesler çıkararak orgazm oluyor o an! İşte insan görünümlü acımasız iblis ya da iblisler sayesinde dünya güzeli nice sokak köpeği daha katlediliyor! Eskişehir ya da Eskişehirli ne yapıyor peki? Bir avuç duyarlı, yüreğinde merhamet duyguları çürümemiş insan dışındakiler seyrediyor olanı biteni. “Ben çorbama bakarım abi” diyenlerin çoğunlukta olduğu bir ülkede o çorba tasının zamanla kendi kafasına da geçeceğinden habersiz çoğunluk hayatını sürdürmeye devam ediyor. Üç maymunu oynayarak hem de! Bilmiyorlar ki sokak köpeklerini acımadan katleden bu karanlık ruhlu caniler zamanla köpek öldürmekle de yetinmeyecek. Orgazm olamayacaklar, kesmeyecek  bu yöntem onları zamanla. Ve giderek insanlar üzerinde denemeye yönelecekler! İşte o insanlardan biri de “ben çorbama bakarım abi” diyen yaratıklardan birinin en sevdiği kişi olabilecek! Aha o zaman benim ne demek istediğimi anlayacaklar. Anlayacaklar anlamasına da o çok sevdiklerinin başına gelenler yüzünde ömür boyu acı çekmeye mahkûm edilecekler. Bundan haberleri yok işte…
İşin bir başka boyutu da şu!
Bu insan görünümlü iblisler sonuçta evlerine döndüğü zaman namuslu birer ebeveyn modeline dönüşüp çocuklarını karşısına alıp insan olmakla ilgili söylemlerde bulunuyorlar mıdır? Eşlerinin karşısında erkekten geçiniyorlar mıdır? Düğünlerde kına gecelerinde kıçlarını arkaya çıkarıp kaşık havası-çiftetelli-bar-halay müzikleri eşliğinde kostak kostak oynuyorlar mıdır? Katilliklerini unutup Cuma namazlarında saf tutup iyi bir Müslüman rolü oynuyorlar mıdır?
Yeri geldiğinde  “Vatan Millet Sakarya” nidaları eşliğinde en milliyetçi, en muhafazakâr, en demokrasi âşıklısı, en darbe karşıtçısı, en sosyal demokratı, en sosyalisti rolünü rahatlıkla sürdürüyorlar mıdır?
Herkesi kandırırsın da koynuna girdiğin kadını da kandırdığını mı sanırsın be hey tabansız? O kadın sadece ve sadece çaresizlikten senin gibi bir ruh hastasına mahkûm olmanın ezikliğinden yüzüne vuramaz korkak bir tabansız olduğunu. Gücünün sadece sokak köpeklerine ve evdeki çaresiz karına yeteceğini benim gibi o çirkin suratına haykıramaz ki!
 
 
OZANCA
 
 
Ey, benim iyimser hâllerim,
Çabuk aldanışlarım,
Hep inanışlarım,
Alttan alışlarım,
Hatayı hep kendimde buluşlarım,
Değmeyecekleri kafama takışlarım,
Yoktan yere, akıp giden gözyaşlarım,
Herkesi, insan yerine koyuşlarım,
Hepinize elveda…
Artık ben kimsenin,
Hiç kimsesi olmayacağım… Nazım Hikmet RAN
Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi