Anatole France, 20. yüzyılın en önemli edebiyatçıları arasındaydı. Yüzyılın başlarında toplumsal olaylara yoğunlaştı.
İşçilerin emekçilerin sıkıntılarını kitaplarında dile getirdi.
Yazdığı kitaplar öylesine çoktu ki, ayağa dikildiğinde boyunu aşıyordu. Yolda yürürken bir gün işçiler Anatolu France'nin yolunu çevirdiler.
-Sevgili hocam, biz işçiler için yaptığınız mücadeleyi takdir ediyoruz.
Kitaplarınızda bizden bahsediyorsunuz. Minnettarız. Ancak bizler çalışıyoruz. Bu nedenle bu kadar çok ve büyük kitapları okuyamıyoruz. Acaba bizim için biraz özetler misiniz? diye soruyorlar...
Anatole France, ne kadar özetlememi istiyorsunuz? Diye soruyor bu kez...
İşçiler hep bir ağızdan söylüyor:
-
Çok kısa özetleyin hepimizin okuyabileceği ve anlayacağı kadar.
Anatole France bu isteğin üzerine harekete geçiyor.
-İsterseniz hemen burada bütün yazdıklarımı özetleyeyim, der.
Daha sonra da yüzyıllardan bu yana herkesin kullandığı cümlesini söyler:
-İnsanlar doğar, acı çeker ve ölürler...
Şimdi diyeceksiniz ki, insanlar hep mi acı çeker...
Yazdığımız gibi elbette “mutlu oldukları anlar var”
Acı çekmek işin özeti.
…/…
Sözü muhalefete getirmek istiyorum. Hayat pahallılığı ve yoksulluk artıyor. Ücretler eriyor!
Çalışan kesim mutsuz! Esnaf umutsuz!
İşte böyle bir ortamda muhalefet, iktidar olacaklarının mesajını veremiyor. Dertlerini halkın anlayacağı şekilde net ve öz olarak anlatamıyor.
“
Toprak işleyenin su kullananın” sloganı hala unutulmuyor! Muhalefetin geniş halk kesimlerini inandırıcı ikna edici sözler ve sloganlar bulmalı…
Düşünmeden söylenen her söz
ne yazık ki dönüyor dolaşıyor muhalefeti vuruyor…
ES-ES’İN UNUTULAN BESTESİ!
Es-Es’in küme düşmesinin ardından Oda TV'den Muzaffer Ayhan Kara’nın
“Anadolu futbol devriminde hüzünlü günler yaşanıyor” başlıklı yazısı bir harikaydı…
Merak edenler siteye girip okuyabilir…
Yazının içinde 70’lerde söylenen bir tezahürat daha doğrusu bir marşı Kara bize hatırlatıyor. Artık unutulan marş şöyle:
es - es geliyor es – es
bu iş şakaya gelmez
amigo orhan çıkınca
tek vücut olur herkes
es - es - es - ki - ki – kieski - eski - es
Beşiktaş’ta hiç yok ses
çünkü kalmadı nefes
aman es-es geliyor
cafer çabuk getir bez
es - es - es - ki - ki- ki eski - eski -es
kanaryalar bir nefes
milyonluk forvet enfes
Gegiç taktik verince
Molnar bozarmış abdest
es - es - es - ki - ki – ki/eski - eski - es
cimbomlarda bir heves
takımlar etmeyin pes
es-es’leri yenene 69 mercedes
es - es - es - ki - ki – ki/eski - eski – es
VALİ SÜLEYMAN İRTEM’İN BOĞAZLAR MESELESİ KİTABI
Şu sıralar gündem Montrö anlaşması…
Çok konuşuluyor ama bu konuda yazılmış derli toplu bir kitaba bile pek rastlamıyoruz.
Dorlion Yayınları’ndan çıkan “
1918 İstanbul Valisi Süleyman Kani İrtem Boğazlar Meselesi” kitabı bakımdan son dönemde çıkan en önemli kitaplardan birisi…
20 Temmuz 1936’da İsviçre’nin Montrö şehrinde, Bulgaristan, Fransa, İngiltere, Avustralya, Yunanistan, Japonya, Romanya, Sovyetler Birliği, Yugoslavya ve Türkiye tarafından imzalanan yeni Boğazlar Sözleşmesi ile boğazlar bölgesinin egemenliği tam anlamıyla Türkiye’ye geçti…
Sözleşme 9 Kasım 1936’da yürürlüğe girmiş ve Milletler Cemiyeti Sözleşme
Serisine 11 Kasım 1936’da kaydedil…
Boğazlar Meselesi, boğazlara kıyısı olan devletleri değil dünya devletlerinin tümünün gündeminde olmuş ve olmaya da devam ediyor…
Siyasi, ticari ve özelliklede askeri bakımdan önemli olan boğazlar meselesini 1356 tarihinden itibaren inceleyen
ve bazı aşamalarında bizzat içinde yer alan Eski İstanbul Valisi Süleyman Kâni İrtem’in kaleminden okurken konuyu çok daha iyi anlama fırsatı bulacaksınız!
HES KODU UYANIKLARI!
Ülkemizde günlük koronavirüs hasta sayısı 50 binlere dayandı! Bu rakamın artmasında “HES kodu uyanıklarının” da etkili olduğu belirtiliyor.
HES kodu uyanıkları neyapıyor?
Çok basit!
Herhangi bir negatif kişinin HES kodunun ekranını gösteriyor.
Hiç kimsenin giremediğini sandığımız yerlere bu şekilde giriyorlar.
Toplum sağlığını tehlikeye atıyorlar! Umursamıyorlar! HES kodunun yer aldığı telefonun gösteren kişiye ait olduğunu kimse bilmiyor.
Kısacası, geçiş hakkı telefona veriliyor!
REPLİK!
Senin duymak istediğin kelimeleri söyleyemez.
Sen de ona duymak istediklerini duyuramazsın.
Aşkın dili bazı zamanlar sessizlikten ibarettir.
GÜNÜN SÖZÜ!
Nankör kişiler her şeyin kendilerinin hakkı olduğunu ve herkesin kendilerine hizmet etmek zorunda olduğunu sanırlar.
Descartes
GÜNÜN KARİKATÜRÜ