Abdest ve pabuç

27 Temmuz 2016 09:00
A
a
Sütiş Eskişehir
Nasrettin Hoca:
“Abdest almak için dere kenarına inmiş.”    
Üç ağzına, üç burnuna derken sıra:
“İki ayağına gelmiş.”
Gelmiş gelmeye de, nasıl olduysa Hoca:
“Pabucu elinden kaçırmış.”
Bakmış pabuç suyun üstün de, akıntıyla gidiyor.
Yüklü bir para verip aldığı pabucu için Nasrettin Hoca’nın aklı karışmış.
Ne namazı düşünmüş ne abdesti.
Dere boyunda pabucun peşinde:
“Al abdestini ver pabucumu… Al abdestimi ver pabucumu” diye bağırarak koşmaya başlar…
 
--//--.
 
Fıkrayı usta yazar Necati Doğru’nun köşesinden aldım.
 Diyordu ki:
“Abdest alıyorlardı…
Fethullah’ı lağım deresine düşüp boğulurken gördüler.”
 
--//--
 
İlginç değil mi?..
Yıllardır söylene geldi.
Gazeteleri yazdı…
Adamları yorumladı…
“Hoca efendi” diye diye göklere çıkardılar…
Sesini ancak 15 Temmuz’da duyup,
İçinde bulunduğumuz ortama geldik.
Şimdi bakıyoruz.
“Generaller… Albaylar… Yarbaylar… Yargıtay… Danıştay hakimleri… Avukatlar… Prof’lar… Üniversiteler... Yazarlar ve ilk türbanlı rektör…
Kapalı kapılar ardından kimler geliyor kimler?..
Dahası bunların ceplerinden “birer işaretli” dolar çıkıyor…
 
--//--
 
Önceki gün CHP’nin görkemli mitinginde gördük…
Olayın sağcısı solcusu kalmadı…
“Laik Türkiye” diye inledi meydanlar…
On binler Taksim Meydanı’nda bir araya geldi…
Ozan Ataol Behramoğlu:
“Türkiye üzgün yurdum, güzel yurdum” şiiri ile çıktı halkın karşısına…
 CHP Lideri Kılıçdaroğlu:
“Darbe girişimi parlamenter demokrasiye yapılmış… TBMM bombalanmıştır” diyerek on maddelik Taksim Manifestosu’nu okuyarak:
“Devlet kinle, öfkeyle ve ön yargıyla yönetilmez… Darbeciler hukuk içinde yargılanmalıdır” diye son bulan manifestoyu halkın onayına sundu.
İlginç gerçekten...
Halkın bu duyarlılığı sağa sola yalpa vurulmadan, bağımsız TC için dar politikaya alet edilmeden sonlandırılmalıdır.
 Halkın beklentisi bu yönde çünkü…
 
Günlerin getirdiği
 
--Geçmişin güzelliği ayrıdır—
 
Gördüğünüz bu resmi arkadaşımız Sadi Seda’nın elinde görünce “Ver bir bakayım… Hepsi tanıdık isim” dedim. Gerçekten de öyleydi… DYP’nin eski milletvekillerinden Sadri Yıldırım… Ünlü Sanatçımız Mithat Körler… Ve Mithat Körler’in kucağına aldığı Bekir Sıtkı Saraç…
Ankara’da yaşadığını söylüyor yakınları.  Sayın Yıldırım galiba “Ben politikada alacağımı aldım” deyip çekilmiş köşesine… Eskişehir neyse de, Sadri bey Sivrihisar’a da pek gelip gitmiyormuş… Mithat Körler’e gelince… Arkadaşlarının bir zamanlar heveslendiği politikadan tamamen vazgeçtiğini söyledikleri Körler, “zaman ve zemin bulursa” politikaya tekrar girer mi bilmiyoruz. Bildiğimiz şimdilik Körler’in usta ve aranan bir sanatçı olduğu. Bekir Sıtkı Saraç’ı tanırsınız… Kendisi CHP’li olmadığı halde, iki dönemdir CHP listesinden Belediye Meclis Üyesi seçilir. Saraç halk deyimi  “hem politika içi, hem de politika dışı” olarak çalışmalarını sürdürür. Saraç bundan sonra politikada nasıl bir yol izler bilinmez ama politik yorumcular, “Bize göre hiç belli olmaz…” diyor. Ne dersiniz yanlış mı? Saraç CHP’ye geçerse kim ne der acaba?..
 
--Ataç kolları sıvadı Nayman Sokak yenileniyor—
 
Tepebaşı Belediyesi, yıllardır kendi haline bırakılmış, kentin merkezindeki “Nayman Sokak’a” sonunda neşteri vurdu. Ekipler şimdi dört koldan Nayman Sokak’ı Eskişehir’e yaraşır biçime sokmak için çalışıyorlar. Belediye Başkanı Ahmet Ataç çalışmaları yakından izleyerek “Çalışmaları kısa sürede tamamlayacağız. Kentin merkezindeki Nayman Sokak çalışmalar tamamlandığında yeni bir görünüm kazanacak. Biz buranın tamamlanması için bir takvim belirledik. Öyle sanıyorum belirlediğimiz takvimde Nayman Sokak’ı Eskişehirlilerin hizmetine sunacağız. Ekiplerimiz bu bölgede aralıksız çalışıyorlar” diyor… Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç başta olmak üzere Fen İşleri çalışanlarına kolay gelsin diyor, başarılar diliyoruz.
Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi