7 Saat 57 Dakika…

Başlığı görüp nedir bu diye merak edenleri fazla bekletmeyelim. Bu süre bizim yani Türk insanının 24 saatlik zaman diliminde internette geçirdiği ortalama süre!

3 Şubat 2022 09:30
A
a
Sütiş Eskişehir
Başlığı görüp nedir bu diye merak edenleri fazla bekletmeyelim. Bu süre bizim yani Türk insanının 24 saatlik zaman diliminde internette geçirdiği ortalama süre!
 
Çok ilginç değil mi? 1 günümüzün 3’te 1’lik büyük bir kısmını internette geçiriyoruz. Üstelik bu yaklaşık 8 saatin en az 3 saati sosyal medya kullanımına ait. Bir nevi her gün gönüllü olarak hatta üstüne para ödeyerek internet mesaisi yapıyoruz iyi mi?
 
Bu süre kimilerine göre son derece olağan ve en ufak kaygı vermese dahi ben ve benim gibi düşünenler için biraz tedirgin edici bir yanı var.
 
Malumunuz artık tüm ihtiyaçlarımızı internet üzerinden görmeye başladık. Hem çeşitlilik hem de kolaylık sağladığı için bu yönünden gayet hoşnut olanlar fazlaca.
 
Market alışverişi dâhil her şeyi internetten alıyoruz. Bankacılık işlemlerini, fatura ödemelerini hatta sigorta işlemlerini bile internet üstünden hallediyoruz.
 
Gazeteleri, kitapları, dergileri internetten okuyoruz, dizileri, filmleri veya izlemekten keyif aldığımız tüm içerikleri internet üstünden izliyoruz.
 
Hatta okumaya üşünenler için başka birilerinin okuduğu sesli kitap platformları da epey ilgi görüyor.
 
Ülke gündemini, şehir gündemini twitter ile takip ediyoruz. Gündeme fikrimizle dahil oluyoruz.
 
Tuttuğumuz takımın, oy verdiğimiz partinin, sevdiğimiz ya da hayranı olduğumuz bir ünlünün kavgasını ya da övgüsünü de sosyal medya üzerinden yapıyoruz.
 
Ve iletişim. Yani asli amacımız olan iletişim konusunda da internet öne çıkıyor.
 
Sesli, görüntülü görüşmeleri de ağırlıklı olarak internet üzerindeki çeşitli platformlar aracılığı ile kolay ve ekonomik olarak gerçekleştirme eğilimimiz çoğaldı.
 
Ders çalışırken, araştırma yaparken, ödev hazırlarken, mobilya montajı yaparken de oradayız.
40 yıllık okey, tavla gibi oyunları oynarken de sanal masaları tercih eder hale gelmiş durumdayız.
 
Peki, arada bir durup düşünüyor muyuz?
 
İnternet olmadan önce biz ne yapıyorduk? Nasıl yetişiyorduk ve iletişim kuruyorduk diye düşünenlerimiz oluyor mu?
 
Türkiye nüfusunun %77’si internet kullandığı, 60 milyon sosyal medya kullanıcısı olduğu için internetsiz zamanları hatırlayanlar muhtemel azdır.
 
Ama hatırlayan herkes mutlaka hayatın daha mutlu, daha samimi, daha sahici olduğunu ve bu kadar yorgunluk ihtiva etmediği konusunda hemfikir olacaktır.
Elbette internet hayatımızı kolaylaştırıyor, bazı erişim zorluklarını ve çözümleri beraberinde getiriyor ve bardağın dolu tarafı muhakkak mevcut.
 
Lakin bir de bardağın boş tarafından bakmak lazım.
 
Ömrümüzün ciddi bir bölümünü internette aslında ihtiyacımız olmayan şeylere harcıyoruz.
Sağlıklı, verimli bir mesai yapmanın önünü tıkıyoruz.
 
Her şeyi takip etme, aman bir şey kaçmasın gibi yanlış güdüler ile sürekli üzerimize yük alıyor ve stres seviyesini sağlığı tehdit eder bir hale getiriyoruz.
 
Hiç alakamız olmayan konulara müdahale oluyor, insanı duyarlılıklarımızı kaybediyor ve faydasız ispat çabaları yüzünden karakterimizden ödün vermeye başlıyoruz.
 
Mahremiyet, güven, gizem, saygı gibi değerleri alaşağı ediyor, Türkçe ve üslup konusunda her gün geriye doğru gidiyoruz.
 
Yani toplumsal değerlerin ve kültür mirasının dibine gönüllü dinamitler döşüyoruz.
 
Farkında olmadan sanal dünya üzerine gerçek dünyamızı inşa edip, farklı bir sanal gerçeklik (metaverse) deneyimine tanık oluyoruz.
 
İletişmek amacı ile başlayan bir icat insanların gerçek iletişimlerini sonlandırıyor farkında mısınız?
 
Çünkü internet iki saat kesilse ne yapacağını, ne konuşacağını bilmeyen ve sudan çıkmış balık gibi insanlar olduk.
 
Tüm bunların ardından size interneti bırakalım, kullanmayalım demeyeceğim elbette.
Ancak bilinçli kullanmak, zararı en aza indirmek ve özellikle çocuklarımızı bu konuda eğitmek elimizde…
 
Hem kendi kullanım saatlerimizi azaltabilir hem de çocuklar oyalansın, sussun diye sürekli eline tutuşturduğumuz tablet, telefon alışkanlığını değiştirebiliriz.
 
Sosyal medyanın asli amacının eğlence olduğunu idrak edebilir, o mecraları intikam aracı olarak kullanmaktan imtina edebiliriz.
 
Bir kıyafeti ya da ayakkabıyı deneyerek almak, market ihtiyaçlarının bazılarını gidip raflardan kendimiz seçmek hem iyi gelecek hem de eş, dost ile iletişim kuracak bir aktivite gibi değerlendirilebilir.
 
Ve bir araya gelinen bazı buluşmalarda telefonları bir kenara koymak ve mücbir sebep olmadıkça kullanmama kararı almak gibi basit önlemlerde alabiliriz.
 
Emin olun bu hem psikolojik hem sosyal hayatımız hem de fiziksel sağlığımız adına bize çok iyi gelecektir.
 
7 Saat 57 Dakika’ya izin vermeyin lütfen !
Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi