CHP'nin seçim çalışmaları için geçtiğimiz günlerde dile getirdiğimiz söylemler olumluydu. Büyükşehir ve 2 Merkez İlçe Belediyesi'ni elinde bulunduran CHP'nin daha iyi, daha yoğun bir çalışma yapacağını ve görülmemiş bir birlik ortamı oluştuğuna dikkat çektik. Hatta Eti Park'ta gerçekleşen mini miting ve 1 Mayıs kutlamalarındaki tablo bu söylemin sağlaması oldu diye de ekledik. Belediyeler iyi koordine olur, süreci yönetenler bu gücü iyi kullanırsa 3. vekil için CHP'nin önü çok açık gibi gözüküyor demeyi de ihmal etmedik.
Gel gelelim son günlerde CHP saha çalışmaları atalet içinde. Ya şehir içi çalışmaları bir kenara bırakıp tam saha kırsal'a indiler, ya da ciddi bir rehavet ortamı var. Belki ben de yanılıyor olabilirim ama kamuoyuna, sokağa, vatandaşa yansıyan da bundan farklı değil.
Bu aralar sık sık gidip geldiğim Bozüyük'te bile bizden daha hareketli bir seçim ortamı var. Partilerin araçları sağda solda sürekli dolaşıyor. Bayraklar, ilanlar her yerde karşınıza çıkıyor. Seçim bürolarındaki kalabalık ise Eskişehir'de bile göremeyeceğiniz bir kalabalık. Bilecik'te ön seçim olması da buna sebeptir elbette ama koordine olma konusunda da sanırım Eskişehir'in daha aşamadığı sorunlar mevcut. Bu da çok iyi derken, ataleti, çok kötü derken yoğun tempoyu çıkarabilir karşınıza. Ama dün'de yazdığım gibi en ciddi sorun süreklilik gibi.
-------------------------------------------------------------------
İlkesizlik
Asla yapmam dediklerimizi çok kolay yapabiliyorsak...
Dün küfürler ettiğimiz adama bugün rahatça sarılabiliyorsak...
Sırf işimize yarar diye bize yapılan kötülüklerin müessibini görmezden geliyorsak...
Büyük sözler sarf edip, o sözleri çok kolay unutuyorsak.
Tükürdüğümüzü yalamak konusunda artık en ufak hazımsızlık yoksa...
Her söylenene inanıp, her söylemle gaza gelebilecek kadar yanımızdakilere güvenimiz bittiyse.
Verdiğimiz sözleri tutmamak bizim için çok önemsiz bir hadise olduysa...
Çok çabuk saf değiştirip, çok çabuk dost veya düşman olabiliyorsak...
Duyguları tamamen bir kenara bırakıp, ille de profesyonellik, mantık diye aptalca bir türkü tutturduysak...
Duruşumuz dünden bugüne, söylemlerimiz duruşumuza göre 180 derece değişebiliyorsa...
Yani İlkesizlik, çıkar, inkar, vefasızlık gibi çok diri ve çok kazançlı gibi gözüken alışkanlıklarımız var ise ...
Ve tüm bunları artık her yerde çok net görebiliyor, çok rahat süzebiliyorsak geçmiş olsun hepimize.
Daha adil, daha eşit, daha özgür bir dünya beklemeyin, istemeyin, umutlanmayın.
"Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın" dediğimiz günden beri öyle hızlı yol aldık ki, öyle ilkesiz,bencil,kendini herşeyden ve herkesten üstün zanneden bireyler oluştu ki artık bunu başa döndürmenin mümkünatı çok uzak görünüyor.
Ahlaksız olmaya, tehdit edici olmaya, oyunbaz olmaya, entrikalara, blöflere, vicdansızlığa doğru sürekleyen bir oyun var sahnede. Siyaset başta olmak üzere, Spor, İş, Medya her yerde, her ortamda aktör olmak isteyenlerin karşı koyamayacağı bir oyun...
Eskiden "Böbürlenme padişahım senden büyük Allah var" derlermiş ya, korkuyorum çünkü yeni dönem aktörlerin Allah korkusu'da yok.