1 Kasım’da yapılacak olan erken genel seçim öncesi partilerin milletvekili adayları belli oldu. CHP’de sürpriz yaşanmadı. 7 Haziran’da milletvekili seçilen üç isim 1 Kasım seçimleri içinde sıralama değişmeden aday gösterildiler.
AK Parti, 7 Haziran’da ikinci kez aday gösterdiği milletvekili Salih Koca’yı, 1 Kasım’da yapılacak seçimlerde tekrar aday göstermedi.
Siyaset bilimcisi, tecrübeli siyasetçi İbrahim Yaşar Dedelek’e, Salih Koca’nın listeye girememesini nasıl karşıladığını sordum. “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bu seçimde cemaatlere yakın isimleri listeye yazılmaması tavsiyesinde bulunmuş olabilir. Bu gerekçe ile aday gösterilmemiştir” diye cevap verdi.
Salih Koca, Birlik Vakfı’na yakın bir isim. Bu nedenle Eskişehir’de en çok eleştiri aldığı konuların başında ‘Birlik Vakfı’na yakınlığı geliyordu.
Son 15 gün içerisinde AK Parti ve adayları konusunda yazdığım yazılarımda Salih Koca’nın Eskişehir’den aday yapılmayacağını özellikle vurgulamıştım.
Bunu yazarken de, “herhalde aranızda şahsi bir problem var ki Salih Bey’in aday olmasını istemiyorsun” diye düşünmüş olanlarda olmuştur.
Kendisiyle tabiri caizse herhangi bir alışverişim olmadı. Sadece bir akrabamın kurumun kendi yaptığı sınava gireceğini, yazılıyı geçmesi halinde sözlü de yardımcı olmasını rica ettim.
Verdiği cevap:
“Bu konuda bir şey yapamam”.
HARUN KARACAN’A BÜYÜK İLGİ
AK Parti’nin listeleri açıklandığı saatlerde Harun Karacan’ın ikinci sırada ismini gören Eskişehirliler büyük ilgi gösterdiler.
Harun Karacan’a yakın bir isim, telefonunun gece yarısına kadar hiç susmadığını, telefonda “hayırlı olsun” diyenlere cevap vermekten ziyaretine gelenlerle ilgilenememiş.
Cuma günü akşamı ve dün kiminle konuşsam, Harun Karacan’ın AK Parti’den milletvekili adayı olmasıyla AK Parti’nin 7 Haziran’da kaybettiği milletvekili tekrar kazanma şansının arttığını söylediler.
“CHP’nin milletvekili sayısı ikiye mi düşer?” diye sorduğumda ilginç bir cevap aldım.
“MHP MİLLETVEKİLİ ÇIKARAMAZ”
İçlerinde MHP’liler de vardı. Dün öğle üzeri Reşadiye Caminin bahçesinde bir grup dostla sohbet ettik.
Onlara AK Parti ve MHP’nin milletvekili adaylarını nasıl bulduklarını sordum.
İlkönce MHP’li kardeşlerim tepki verdi.
“Ağabey biz Ruhsar Hanımın Eskişehir’den aday gösterilmeyeceği beklentisi içerisindeydik. Kendisi partimizin Genel Başkan Yardımcısı. Bu nedenle saygımız var. Ancak Eskişehir’de partililerle sıcak diyalog kuramadı. Ankara’dan Eskişehir’e gelemedi. Eskişehir’de yaşanan parti içi sorunlarına duyarsız kaldı. Biz geçen 5,5 yıllık süreç içerisinde kendisini ya 5 bilemedik 6,7 olsun. 8 defa görmedik. Eğer daha faal bir milletvekili olsaydı 1 Kasım erken genel seçimlerinde MHP iki milletvekilini zorlardı. Belki iki çıkaramazdı. Ancak ikinci milletvekilini az bir farkla kaçırırdı. Partimize değil adayımıza tepki olması açısından biz sandığa gitmeyeceğiz. Bizim gibi düşünen partililerin sayısı küçümsenmeyecek kadar fazla. Bu nedenle MHP Eskişehir’den milletvekili çıkaramaz. Bu da AK Parti’nin işine yarar.”
ESNAF VE TÜCCAR ‘HARUN’ DİYOR
Harun Karacan’ın AK Parti’nin listesinde yer almasıyla geçmişte değişik partilere oy veren esnaf ve tüccarlar, parti gözetmeksizin Karacan’a oy vereceklerini, bu sayede AK Parti’nin üçüncü milletvekilini çıkarabileceğini iddia ettiler.
Reşadiye Camiinin bahçesinde MHP’li kardeşlerimle birlikte sohbet ettiğim esnaf ve tüccar arkadaşlar, “MHP’li arkadaşlara katılıyoruz. MHP’nin 1 Kasım seçimlerinde bu kez işi zor. MHP’li dostlarımız, yanımızda çalışan partili personelin içinde hasta partililer bile Ruhsar Hanıma tepkileri bu şekilde göstermek için sandığa gitmeyeceklerini söylüyorlar. Eğer samimi iseler 1 Kasım’da CHP milletvekili sayısını korur. MHP’nin milletvekili AK Parti’ye kayabilir” görüşündeler.
Ben ihtimal vermiyorum. Ancak “kesinlikle olmaz da” diyemiyorum. Bu nedenle de “CHP 3, AK Parti 3” olursa da sürpriz olmaz.
Pencere ve ayna
Çok zengin ama cimri bir adam, bir bilgenin yanına gidip nasihat almak istedi. Bilge onu pencerenin yanına götürüp sordu:
“Pencereye baktığında ne görüyorsun?”
“Yoldan gelip geçen insanlar görüyorum. Bir de yolun kenarında oturmuş dilenen fakir bir adam var.”
Bilge, başka bir odaya gidip elinde büyük bir aynayla döndü ve sordu:
“Peki bu aynaya baktığında ne görüyorsun?”
“Kendimi.”
“Yani artık başkalarını görmüyorsun! Farkında mısın, pencere camı da aynı da maddeden, yani camdan yapılmıştır. Ama aynanın camının üstüne incecik bir gümüş tabakası kaplandığı için, ona baktığında kendinden başkasını göremiyorsun.”
“İşte, insan kalbi de cam gibi aslında şeffaftır, başkalarını görmemize engel değil vesile olur. Onlara merhamet besleriz o zaman. Ama ne zamanki altın gümüş gibi dünya süsleriyle kalbimizi kaplarsak o zaman sadece kendimizi görürüz. Kalbimizden de merhamet çekilip atılır. Yapman gereken şey kalbini temizlemek.. Altınları ve gümüşleri cebinde taşı, kalbinde değil. O zaman bencillikten kurtulup başkalarına merhamet beslemeye başlarsın.”
(Alıntı)