2023 palavraları bitti 

2023 yılını geride bıraktık. Beni en çok Saray rejiminin 2023 yılı için ortaya attığı palavralar güldürdü. Neydi bu palavralar? Birincisi “Türkiye olarak 2023 bitmeden aya gideceğiz” palavrasıydı. Hemen belirteyim; “Türkiye aya gidecek” derseniz buna gülmem. Hatta sizi ve hükûmetinizi alkışlarım. Çünkü bilime yatırım yapmak önemlidir. Ancak aya gitmek öyle yandaş müteahhide ihale vermek gibi bir şey değil. Bugün emir verseniz, sıkı bir çalışmayla en az 10 sene sonra gidebilirsiniz. Kolay değil bazı işler…
Siz “Aya gideceğiz, 2023 bitmeden gideceğiz. Sert iniş yapacağız” derseniz, üstelik bunu da 2023’un şubat ayında söylerseniz, size kargalar bile güler. Açıkçası bu lafınız tepeden tırnağa kadar palavradır…
İkinci palavramız ise “2023 Türkiye’nin yılı olacak” palavrasıydı. Kardeşim senin memurun, ek iş yapmadan yaşayamıyor. Senin işçin daha beter durumda. Türkiye’de çocuklar etin tadını unuttular. Siz Saray’da vur patlasın – çal oynasın yaşıyor olabilirsiniz. Ancak halk öyle değil. Hani Türkiye dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girecekti? Hani dünya bizi kıskanacaktı?
Sokaklarında askıda ekmek için insanların birbiriyle yumruk yumruğa kavga ettiği bir ülke olduk. Şimdi çıkmışlar, “Asıl 2024 Türkiye yılı olacak” diyorlar. Nasıl olsa palavraya parayla satılmıyor…
Bir diğer palavra ise “2023’te Lozan antlaşmasının gizli maddeleri kalkacak, Türkiye enerji zengini olacak” palavrasıydı. İşte 2023 bitti. Hangi gizli madde kalktı? Bu gizli madde neymiş? Kimler imzalamış? Asıl önemlisi sen bu gizli maddeyi nereden biliyorsun?
Güya Atatürk ve İnönü, yabancılarla anlaşmış, ülkenin madenlerini çıkarmayacaklarına ilişkin Lozan antlaşmasına gizli maddeler koymuşlar. Bu maddeler de 2023 yılında sona erecekmiş? Bu palavrayı da ilk çıkartan fesli delinin tekiydi. Bu palavraya inananda fesli maymun kadar akıl yoktur.
2023 bitti ancak palavracılar bitmedi. Yine çıkmış palavra sıkıp duruyorlar. Vatandaş olarak biz bu palavralara inanmaya devam edersek, daha çok masallar anlatırlar.

Maskeye geri dönelim 

Eskişehir’de özel ve devlet hastanelerinde iğne atsanız yere değmiyor. Bu arada aile sağlığı merkezleri de çok kalabalık. Nedeni covid virüsünün yeni çeşidi ve beraberinde mevsimsel olarak gelişen grip vakaları.
Durum basit değil. Çok ciddi bir sıkıntı içerisindeyiz ve ilaçlar da yetmiyor. Bu durumda vatandaşın yeniden maske – mesafe – hijyen önlemlerine geri dönmesi gerekiyor. Maalesef salgın giderek yayılıyor ve ölümle sonuçlanabilecek ağır vakalar bile görülebiliyor. Çok dikkatli olmalıyız.