Ülkemizde eğitim sistemi sürekli değişmekte ve bu değişim maalesef siyasi çıkarlar doğrultusunda gelişmektedir. Her gelen hükümet kendi siyasi çıkarları doğrultusunda bir sistem getirmektedir.
54’üncü hükümet döneminde MGK toplantılarında hükümete 8 yıllık eğitime geçilmesi konusunda baskı yapılmış, hükümetin başbakanı Necmettin Erbakan bu öneriyi kabul etmeyip ancak, 5+3 şeklinde olabileceğini söyleyince 28 Şubat süreci hızlanmış ve hükümet düşürülmüştü.
Düşen hükümetin yerine Anavatan Partisi Genel Başkanı Mesut Yılmaz’ın Başbakanlığında kurulan 55’inci Anasol-D hükümeti ortaokulları ilkokullarla birleştirerek İlköğretim Okulları haline getirdi. Böylelikle İlköğretim Okulları da 8 yıl kesintisiz olmak üzere zorunlu haline getirildi. Mesut Yılmaz hükümeti döneminde, İmam Hatip okulları islami siyasetin arka bahçesi olarak görüldüğü için 8 yıllık kesintisiz eğitim getirilerek ‘ağaç yaşken eğilir’ hesabı İmam Hatiplerin orta kısmı kaldırılmıştı. Liselere de gitmeyi zorlaştırmak amacıyla kat sayı uygulaması getirildi.
AK Parti hükümeti 4+4+4 yeni eğitim modeli ile 15 yıldır uygulanmakta olan 8 yıllık kesintisiz İlköğretim modeli kaldırmak için ilk adımı geçti.
4+4+4 yeni eğitim modeli Milli Eğitim Komisyonu’ndan yaşanan kavga gürültüye rağmen geçti. Önümüzdeki günlerde meclis genel kuruluna gelecek ve görüşülmeye başlanacak.
Hükümetin getirmek istediği yeni eğitim modeline toplumun bir bölümü ‘evet’ derken bir bölümü ise günlerden beri eylemler, protesto gösterileri yaparak tepkilerini ortaya koyuyorlar.
Ancak 15 yıldan beri usta ve çırak bulamadıklarının yakınan sanayi çarşısındaki küçük esnafların sesi çıkmıyordu.
Önceki gün ES TV’den kameraman arkadaşım Mustafa ile Sanayi Çarşısı’na gittik. Bir de sanayi çarşısındaki esnaflar, ustalar ve meslek sahiplerinin düşüncelerini almak istedik.
Mikrofonu uzattığımız işyeri sahibi ustalar, sanki geleceğimizden haberdar olmuşlar gibi, bir birlerine benzer ifadeler kullandılar.
Tornacılar ve Ota Tamirciler Odası Başkanı Halil Kılıç ile 2’nci Başkan Adnan Karamanlı yaşadıkları sıkıntıları şu sözlerle ifade ettiler:
“1997 yılında ilköğretim Okulları kesintisiz 8 yıl olduğunun üzerinden 15 yıl geçti. Sanayi Çarşını baştan aşağı dolaşın. 4 bine yakın esnaf var burada. Kaç tanesinin dükkanında çırak var kendi gözlerinizle tespit edin. Biz artık çırak bulamıyoruz. Ancak sanat okullarında eğitim gören staj için gelen öğrencilere hem meslek öğretiyor, hem de çırak olarak kullanıyoruz. 16 yaşında ilköğretimden mezun olan öğrenci sanayi çarşısına çırak olarak çalışmak istemiyor. Büyük çoğunluğu düz liselere gidip mezun olup üniversite okumak istiyor. Üniversiteyi bitirenler de iş bulamıyor. Sonunda asgari ücretle çalışmaya razı oluyorlar. İşte yanlış burada. Avrupa’daki okulları tek tek inceleyin. Özellikle ilköğretim yani ilkokul döneminden itibaren çocuklar mesleklere yönlendiriliyorlar. Çocuklar hem okusun hem meslek öğrensin. Hiç olmazsa sanayi de almış olduğu mesleki eğitim konusunda bir yüksek okula veya üniversiteye gidecek olurlar ise daha başarılı olurlar. Birde 5 bilemediniz 10 yıla kadar 8 yıllık kesintisiz eğitim kalkmamış olsaydı 10 yıl sonra işyerlerimizde çalıştıracak kalfa veya usta bulamadığımız için işyerlerimizin kapısına kilit vurmak zorunda kalacaktık. Bunun bedeli çok daha ağır olurdu.”
Gerçekten de sanayi çarşısındaki rastgele kaç işyerine girdiğimizi hatırlamıyorum ama inanın işyerlerinin 3-4 tanesinde çırak! Vardı.
Onlarda çırak değil, meslek liselerinden staj için gelmiş öğrenciler.
Onlarla da konuştuğumda, meslek tercihlerini ailelerinin yaptıklarını ancak kendilerinin memnun olduklarını söylediler.
Ahmet adındaki stajyer öğrenci ise, meslek eğitimlerinin ortaokul çağında başlamış olsaydı şimdi kendisinin çırak değil kalfa pozisyonda olmuş olacağını, en az 1500 lira maaşla çalışma yaşamının içinde olmuş olacağını vurguladı.
4+4+4 kesintili 12 yıllık eğitim modeline karşı çıkanlar, gitsinler bir de sanayi çarşısındaki ustaları, işyeri sahiplerini dinlesinler. Ondan sonra oturup bir kez daha düşünsünler.
Bugünkü sistem devam etmesi halinde yarın altımızdaki otomobillerimiz arıza yaptığında tamir ettirecek yer bulamayacağız.
Birileri ‘servisler var’ diyecek.
O servislerde çalışacaklar da yine bizim çocuklarımız. Onlarda bugünkü eğitim modeliyle o servislerde nasıl yetişip usta olacaklar.
Resimaltı: 1-Halil Kılıç 2-Usta ve çıraklar