Görüşler
Güven yaratmanın kaynaklarından biri de "saygın" olmaktır.
"Bir insanın saygınlığı, bir başkasının aynasıyla yansır..."
Otoriteyi, davranış bütünlüğünden alan kişinin saygınlığı giderek artar... Kişi, ne kadar saygın olduğunu anlamak istiyorsa, kendine tutulan aynaya iyi bakmalı.
En saydam ortamlarda düşünüp kendine sormalı :
"Kimseye karşı yüzüm kızarmayacak kadar açık ve net davranıyor muyum?"
İnsanları korkuyla hizaya getirmeye çalışanlar, otoritenin kaynağını hlyerarşik konumda arayanlar asla "Saygın " olamazlar...
…….
11 yılda ders verdiler...
Hepimiz öğrendik ki..
"Askerlik, yan gelip yatmak yeri değildir..."
Kibarlığın alfabesi..
"Şeyini şey etmekle başlar!"
Şehit mi?
“Alt tarafı kelle!"
“Geçinemiyorum" diyen vatandaşa ne diyor bakan?
"Körsün, iş verdik daha ne istiyorsun!"
Ya bir başka bakan?
"Engellileri insan yerine koydukl"
Geziye katılan...
"Ya terörist ya terbiyesiz!"
ODTÜ mü?
"Gidin ormanda yaşayın!"
Ya insan?
"O da ne demek!.."
Düşünüyoruz da..
"Deniz Feneri'ne yanıt var mı?"
Gemiciklere , pırlantalara, altın şirketlerine?
"Sakın haaa!.."
…….
Kısacası "saygın" olmak kolay değildir…
Ama, o kadar da zor değil!
Toplumun tavanında bulunan kişilerin, kendilerini oraya getirenlere karşı ne kadar saygılı olduklarını görüyorsunuz!.. Saygınlığın dayanılmaz hafifliğine inanarak oy veriyorsunuz… Sandık önünde aynayı yüzlerine tutun…
“Ve de “saygın” seçin…
Sinema, asla "sinema" değildir!
1902-2003 yılları arasında yaşamış ve 101 yaşında ölmüş bir Nazi... "
“Adolf Hitler" hayranı bir kadın:
"Leni Riefenstah,.."
1926 yılında sinemaya oyunculukla başlamış ve 1932 yılında da yönetmenliğe soyunmuş...
Sinemanın propaganda aracı olarak kullanılmasına ışık tutmuş bir kadın...
Ve sinema, artık sadece sinema değil, "Soğuk savaş mücadele aracı" haline gelmiştir...
…….
Yukarıdaki bilgileri "Yaşar Durmaz"ın yazısından aktardık...
Aynı görüşleri paylaşıyoruz...
Pek çok Amerikan filminin, bir on yıl sonrasını anlattığını dile getirmiştik...
Afganistan, Irak ve bugünkü Ortadoğu yıllar öncesinin filmlerinde gösterimdeydi...
Olacakları yansıtıyordu...
Ya bugün?
" Hollywood" , şimdiden "Çinlilerle savaş" çanları çalmaya başladı...
Rusya'nın tekrar eski gücüne ulaştığı, Hindistan'ın yakın gelecekte dünyanın en önemli iki gücünden biri olma şansını yakaladığı ve Çin'i düşünürsek...
"ABD, 2050 yılında dünyanın ancak 5. gücü olabilecek..."
Bir sohbetimizde Yaşar Durmaz’a, "Bir filmde yönetmenden önce oyuncularına bakarız" demiştik... "Al sana yönetmen" diye döşenmiş sayfasını...
"Leni Riefenstah"ı tanıttığı için teşekkürler…
Görüşüne de katılıyoruz:
"Sinema, asla sinema değildir!"
" Birdenbire aslan çıkmaz mı!"
Yaşlı politikacı 20 yaşında bir kızla evlenmiş. Genç karısı, günün birinde bir erkek doğurunca havalara uçmuş!..
Olayı duyan gün görmüş bir arkadaşı da "Dinle dostum" diye başlamış:
-Afrika'ya aslan avına gitmiştim. Günlerce bir tek aslan bile göremedim. Bir gün tüfeğimi evde bırakıp bir bastonla yola koyuldum. Birdenbire karşıma bir aslan çıkmaz mı!.. Şuursuz bir hareketle bastonu canavara doğru çevirerek ateş edecekmiş gibi davrandım. Aynı anda bir patlama oldu ve aslan cansız yere yığıldı...
Yaşlı baba, "Nasıl olur? Bastonun patlama imkanı yok ki" deyince de "Çok doğru" diye yanıt vermiş arkadaşı:
"Elinde sahici tüfek olan bir başkası hemen arkamdaymış1.."
Temel ve silah
Temel, silap satan bir dükkana girmiş ve satıcıya sormuş:
"Tutukluk yapmayan seri bir silah istiyorum."
Satıcı, "Savunma amaçlı mı?" diye sorunca da "Yok yok" demiş:
"Savunmamı sonradan avukatım yapacak..."
Möbius'u izlerken
Daha afişindeki "Jeam Dujordin" adını görünce, hemen gişeye yöneldik...
Espark Sinemaları’nın 7. salonunda oynuyordu...
Biliyorsunuz aktör iki yıl önce "Artist" filmiyle oscar ödülü almıştı...
Gişedeki bayan yerimizi seçmemizi istedi...
Baktık, kimse yok!
Yine de "E-5" sözü çıktı dilimizden...
Salona girdik, "Jeam Dujordin"den başka, "Cecille De France" ve "Tim Roth"un da oynadığı filmde bizden başka kimse yoktu...
“Tek başına sinema!..”
ABD ve Rus ajanlarının koşturduğu ve aşkın da yer aldığı bize göre hoş bir filmdi...
Ve bir an düşündük...
"Eskişehir Kültür ve Sanat kentiydi..."
Değil mi?
Kolsuz Yaşar’dan
Türkiye'de içki içenlerin oranı düşmüş, ancak "içki içen kadın" sayısı artmış,
Kale düş tabi…ı
"Sadece Kız Kulesi direniyor!"
Özdeyiş
Uğruna yaşanan tek şey vardır...
"Zevk..."
Hiçbir şey eskimez mutluluk kadar...
Oscar Wilde
Günün Şiiri
Geceler bahçesi
Uykularımın açık yakasından elimi
Usulcacık bırakmam koynuna
Gözlerimin ucunda adın çiçeklenir
Korkulu saatlerde
Uykusuzluklar mandalyasından
Kalkmak istesem sana kalkamam
Hep aynı yerlerde karşılaşıyoruz
Çek dizlerimden gölgesini ellerinin
Çarpılırım bir ambulansa
Koyup götürürler beni
Yorgunlukların korkunç kliniklerinde
Sana eksilirim...
M.Sami Aşar (Varlık-1967)
Günün Olayı
Başbakan, "En az üç çocuk istemek "benim en doğal hakkım" diyor.
Bir Başbakan olarak da asgari ücreti "en az 3 çocuğu insanca yetiştirecek düzeye çıkarmak" en doğal görevi...
Akif Kökçe
Günün Biberi
T.C. Ziraat Bankası’nın “285 milyon Euro kredi verdiği” şirket iflas etmiş!
Bravo!
Yönetim T.C.'yi kaldırırken yandaşlar da boş durmuyor , kredileri kaldırıyor!...
Gerilim
Demokratikleşme paketi hazırmış
Umarız içinde "12 Eylül darbe Anayasası’nda" bile var olan "Toplantı ve gösteri hakkı" da vardır,
Günün Balı
AKP'nin 11 yıldır yineleyip durduğu "mağdur edebiyatı" nedeniyle...
"Yirmisekiz Şubat…”
Yirmisakız Şubat oldu!.."
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...