10 Ocak Çalışan Gazeteciler günü nedeniyle kutlama mesajları başladı. Bende bu haftaya dair son yazımda üstatların, köşe yazarlarının, sorumlu isimlerin değil de, benim Medya Emekçileri diye tabir ettiğim sevgili kardeşlerimin, sürekli saha diye tabir ettiğimiz açık alanda gayret gösteren muhabir ve kameraman arkadaşlarımın derdini anlatayım istedim bu vesileyle.
Sabah erken saatlerde başlayan ve mesai kavramı olmayan bir meslek medya emekçiliği. Okulların tatil olması, sokağa çıkma yasağı, resmi tatiller, bayramlar falan çok farklı günler değil bu emekçiliğin peşine takılıp gidenler için.
Yazın sıcak var, kışın soğuk var, ıslak var, kar, çamur var ama hepsinden beter bir stres var. Bulma, üretme, hiç yoktan bir şeyler çıkarma telaşının verdiği stres.
Dışarıdan bakanların, eline kalem almayanların, mikrofon tutmayanların çok kolay zannettiği atıp tuttuğu ve beğenmemezlik yaptığı bir işin, bitmek tükenmeyen dertleriyle yaşlanmak demek bu meslek.
Adliye’ye getirilen bir şüphelinin küfürleri, yakınlarının saldırısı, tehditleri var bu emekçilikte. Aslında hiç sevmediğin insanlarla bile barış içinde olma hazımsızlığı, seni sevmeyenlere bile gülme zorunluluğu var.
Hayatında tek bir kitap sayfası çevirmemiş insanlarla meslektaş olmanın, dünya görüşü, duruşu, fikri olmayanlarla bile tartışma yapmanın eziyeti var.
Müdürüne, patronuna kızan, düşman olanların, o kuruma takındıkları tavır, dışlama, önyargıların muhatabı olma stresi var.
Anneni, evliysen eşini, akrabanı, kardeşini başka bir deyişle etrafındaki herkesin seni anlamadan, zamanın olmadığını bilmeden, keyfe keder hayırsız ilan ettiği yargının stresi var.
Senin yaptığın işten sebeplenen, nemalanan ama seni hakir gören insanlara duyulan ama içinde tutmak zorunda olduğun öfke var.
Vicdanla, profesyonellik arasında sıkışıp kaldığın ve maneviyatın adeta can çekiştiği birçok olay, birçok durum birçok adaletsizlik var.
40 gün sırtında taşıdıklarını bir gün indirdiğinde kötü olduğun bir adaletsizlik hem de.
Haklılığın, söylediklerin, tavsiyelerinin ancak bir zaman sonra ortaya çıktığı ve fayda etmediği.
Medya Emekçiliği bu işte ve dışarıdan göründüğü kadar parlak, renkli ve müthiş bir dünya değil.
Peki, o kadar zor ise bu işi yapmasınlar, başka iş yapsınlar diye düşünenler de bence yanlış düşünür.
Hele ki bugün bir meslek sahibi olan herkes kendi mesleğini dünyanın en zor işi gibi görürken, aldığı ücret ve yaptığı mesailer için sık sık serzenişte bulunurken ve tüm bunları bu medya emekçileri sayesinde ifade edebilirken herkes…
Bırakın 1 günde onlar anlatsın dertlerini, sıkıntılarını, sorunlarını, deşarj olsunlar.
Tabi merak edip sorar, bir kısmını da insan yerine koyarsanız!