1 Nisan’dan sonra ne olacak? 

Geçtiğimiz hafta akaryakıt fiyatlarına gelen zamdan sonra yeni bir zammın daha geldiğini öğrendik. Buna göre Eskişehir’de benzinin pompa fiyatı 43 lira 9 kuruşa, motorin ise 42 lira 94 kuruşa yükseldi. Şimdi bazı fanatik kişiler, “Elbette zam olacak. Zam normaldir” gibi açıklamalar yapıyor ve “Benim zaten arabam yok ki” diye işin içinden çıkıyorlar. Avrupa’da 20 yaşını geçmiş bir kişinin arabasının olmaması için o kişinin engelli olması gerekir. Ancak Türkiye’de otomobil sahibi olmak bile hak olarak görülmüyor. Hatta fanatik vatandaş, “Bana ne? Arabası olan düşünsün” diyerek, aslında hükûmete isyan etmesi gereken bu durumdan dolayı âdeta seviniyor.
Ancak kötü haberi herkese vereyim; çünkü benzin zammı sadece benzin zammı değil. Çünkü bu zam iğneden ipliğe kadar her şeyi etkiliyor.
Bu arada yeri gelmişken belirteyim. 2020 ve 2021 arasında gerçekten de Avrupa’da da ekonomik kriz vardı. Ancak son üç senedir Avrupa’da kriz filan yok. Gıda fiyatları da bütün dünyada tarihin en düşük seviyelerinde. Bu arada petrol fiyatları dünyada düşüyor. Yani “Almanya bizi kıskanıyo” diyenler yalan söylüyor. Bana inanmıyorsanız Avrupa’dan gelen bir tanıdığınıza sorun, “Avrupalılar bizi kıskanıyormuş? Essah mı?” deyin.
Bakın bakalım karşınızdaki kişi size neresiyle gülecek…
Gerçek şu ki Türkiye kötü yönetim aşamasını geçti, çok kötü yönetilmeyi de geride bıraktı ve şimdi berbat bir şekilde yönetiliyor.
Yine kötü bir haber vereyim; şu anda iyi günleri yaşadığımızın hepimiz farkındayız. Sevgili hükûmetimiz seçim öncesinde ekonomiyi iyi göstermek için elinden geleni yapıyor. 
Soru şu; acaba seçimden önce benzin fiyatlarını tutamıyorlarsa, 1 Nisan’dan sonra ne olacak?

Herkes aşırı sinirli 

Trabzon – Fenerbahçe maçında çıkan olaylar, Türkiye standartlarının bile üzerinde kötüydü. Şimdi Türkiye’de belli takımlar şımartılıyor. Bu şımartılan takımlardan ikisi karşı karşıya geldi. Trabzon taraftarı da “Nasıl olsa arkamızda kapı gibi hükûmet var” diye düşünerek sahaya indi ve bazıları bıçak çekmek suretiyle etrafa saldırdılar. Olay o kadar büyüdü ki UEFA, hatta FİFA bile açıklama yapmak zorunda kaldı.
Türk futbolunu Mehmet Büyükekşi adındaki bir AK Federasyon Başkanı yönetiyor. Bu yönetimin derhal istifa etmesi ve sırtını siyasete dayamayan düzgün bir yönetimin gelmesi gerekiyor. Yoksa 2032 Avrupa şampiyonasını bize vermezler.
Bu arada en kötü mesele ise şu; artık milletçe o kadar öfkeliyiz ki, Ramazan ayında bile birbirimize bıçak çekip saldırabiliyoruz. Hepimiz çok sinirliyiz.
Artık adam gibi yönetilip, huzur içinde hayatımızı sürdürmenin zamanı gelmedi mi? “Artık yeter” demenin zamanı gelmedi mi?..