“Eskişehir’in oldum olası Üstgeçitlerle bir sorunu var. Aslında pek geçit kullanma alışkanlığımız yok ama olur ya kullanmak isterseniz de attığınız adımlara dikkat edin. Çünkü bu şehrin üstgeçitlerine çarpan kamyon tır sayısı da yabana atılacak kadar az değil.”
İşin trajikomik kısmı sadece geçitlere çarpan ve o an üstünden geçenleri yaralayan kazalar değil. Sonrası da ayrı bir karmaşa zinciri gibi zihinleri yoruyor.
Her ne kadar son günlerde yeniden ve çok sesli bir şekilde gündeme gelmiş olsa yaşanan sıkıntı geçmiş döneminin tekerrüründen ibaret. “Öykü gibi üstgeçit sorunu nasıl başladı biraz o günleri hatırlamakta fayda var.”
Malum Vergi Dairesi önündeki üstgeçit bir tır çarpınca kullanılamaz hale gelmiş ve olduğu gibi kullanıma kapatılmıştı. İlerleyen günlerde her an yıkılma olasılığı olan bu geçide inanılmaz komik bir önlem alınmıştı. Sanki geçit yıkılırsa sadece çevre yolunun tek şeridine yıkılacak gibi yolun geliş ve gidiş yönünde birer şerit yaklaşık 50 metrelik mesafede trafiğe kapatılmıştı. Üstelik geçide çıkan merdivenlerin önüne koyulan bariyerler daha da komikti. Zira o bariyerler orta refüje konulan ve vatandaş direk karşıya geçmesin riske girmesin diye konulan tel örgülerden kesilerek konulmuştu. Bu garip önlemi Şubat ayının başlarında gazetemizde gündeme getirmiş ve birkaç gün sonra geçidin tamamen söküleceği bilgisini almıştık.
İşte geçtiğimiz günlerde yaşanan sıkıntının ilk etabı o günlerde yaşanmıştı. 13 Şubat günü geçit sökülme işlemi başlamış ancak birkaç gün öncesinden belli olmasına rağmen gerekli uyarılar çok sağlıklı yapılmamış, Eskişehir dışından gelip geçen yokmuş gibi onları uyaracak bir tabela koyma zahmetinde bulunulmamıştı. Haliyle geçidin sökülmesi esnasında gündüz saatlerinde başlayan trafik sıkıntısı ve sürücülerin eziyeti gece yarısına kadar sürmüştü. O gün akşam saatlerinde yanlışlıkla çevre yoluna girenler 14 Şubat’a yani sevgililer gününe çevre yolunda yoğun balata ve mazot kokusuyla merhaba dedi.
O günlerde dile getirdik ama çok ciddiye alan olmadı. Aslında o gün kısmi olarak yaşanan sıkıntı Eskişehir’de geçtiğimiz günlerde yaşanacak sıkıntının habercisiydi ama bu denli gündeme gelmesi için demek ki daha çok kişinin canının yanması, daha çok kişinin eziyet çekmesi gerekiyormuş ne diyelim.
“Şehir sorumluluğumuz yok ki ”
Bu durum ilk değil, son da olmayacak besbelli. Sadece kurumlar değil, birçok şirket ve kuruluş içinde birçok insan içinde aynı zihniyet oldukça biz bu tablolarla sık sık karşılaşmaya devam edeceğiz.
Yani demem o ki. Aslında büyük bir köyde yaşıyor gibi kaygısız ve sorumsuz yaşıyoruz. “Kimseye hesap vermek zorunda değiliz, yaparız olur” gibi ilkel düşünceler bizi şehir olarak geri sardırıyor.
Kafaya göre sokak kapatıp, kafaya göre cadde kapatabiliyorsak. Pazar sabahı saat 07.00’de herhangi bir inşaatta kaygısızca demir kesme makinesi çalıştırılıp bu sesle uyanmayı yadırgamıyorsak.
Herhangi bir yıkımı insanlar gelip geçerken üzerlerine toz ve su sıçratarak yapıyor üstelik o esnada yoldan geçen araçları trafik polisi gibi yönlendiren inşaat personeline yadırgamıyorsak.
Ve yıllardır hala tramvaya binmek için birbirimizi ezmeden nizami sıra olamıyorsak. İçeriden inecek olanları bekleme zahmetine katlanamıyorsak. Bu gibi daha birçok garip ama sorumsuz davranışımız olursa daha çok hikâyemiz olur bizim merak etmeyin.
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...