Geçtiğimiz hafta Pazartesi gününden itibaren okullarda Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı tarafından ortaklaşa yürütülen “Okul Sütü Akıl Küpü” Programı çerçevesinde süt dağıtılmaya başladı.
Bu sütleri içen Türkiye’nin değişik illeri ile Eskişehir’de bazı öğrenciler zehirlendikleri gerekçesiyle hastanelere kaldırılarak tedavi altına alındılar. Serum verildikten yarım saat veya en geç 45 dakika sonra hastanelere getirilen tüm çocuklar taburcu edilip evlerine gönderildiler.
Sütü içen küçük öğrenciler mide bulantısı, kusma ve karın ağrısı nedeniyle hastanelere kaldırıldılar ya, birileri, “vurmanın tam zamanı” diyerek Milli Eğitim, Sağlık ve Tarım Bakanları ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı eleştiri yağmuruna tuttular.
Neymiş efendim,”zehirli sütler çocuklara içirilmiş. Çocuklar göz göre, göre ölüme sürükleniyormuş”. Vs vs.
Pazartesi günü öğleden sonra İl Milli Eğitim Müdürü Erdoğan Ayata’yı ziyaret ettim. Daha doğrusu “hem ticaret hem de ziyaret” derler ya. Anadolu Gazetesi ve ES TV’nin ortaklaşa düzenlediği “Tiyatro Şenliği” için görüşme yapmak için gitmiştim.
Çocukların içtiği o zehirli! Sütten bana da ikram etti. Ben de afiyetle içtim. Ne karnım ağrıdı, ne midem bulandı. Çokta beğendim. İl Milli Eğitim Müdürü Erdoğan Ayata’ya takıldım.
“Müdürüm bu sütten her gün bana da iki adet gönderebilir misiniz? Sabah ve akşam içeyim” diye.
Ziyaret sırasında okullarda öğrencilere dağıtılan sütlerin tahlil raporlarının çıkıp çıkmadığını sordum.
İl Milli Eğitim Müdürü Ayata, İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın ‘Gıda Analizi ve Tahlili’ laboratuarlarında, okullardan ve sütün kutulara dolum yapılan merkezden alınan numunelerin tahlillerinin yapıldığını, sonuçlarının temiz çıktığını söyledi.
Yani sütler ne bozuk ne de birilerinin ısrarla iddia ettikleri gibi zehirli değilmiş. Rapor İl Milli Eğitim Müdürü’nün elinde. İsteyen herkes gidip raporu inceleyebilir.
Şimdi “zehirli süt” diyenler çıkıp “erken konuşmuşuz, özür diliyoruz” diyecekler mi acaba çok merak ediyorum.
Pazartesi gününden itibaren okullarda süt dağıtımı devam ediyor. Ancak sütü içtikten sonra rahatsızlanan bir tek bile öğrenci olmamış.
Artık öğrencilerin bünyesi süte karşı bağışıklık kazandı, yani bünye alıştı.
DP kurultayında Eskişehir’in ağırlığı
DYP'nin 2002 seçimlerinde baraj altında kalması üzerine genel başkanlık görevinden istifa eden Prof. Dr. Tansu Çiller'in ardından Mehmet Ağar'ın Genel Başkan olduğu süreçte, Doğru Yol ve Anavatan partisinin birleşmesi sonucu oluşan Demokrat Parti, Mehmet Ağar, Süleyman Soylu ve Hüsamettin Cindoruk dönemlerini yaşadı. 2002 yılından sonra yapılan seçimlerde de DP baraj altında kalmasının ardından bir daha toparlanamadı.
DP’den ümidini kesen birçok partili, gönüllerinde Demokrat Parti olmasına rağmen, barajı aşamayacağı düşüncesiyle emanet oylarını Ak Parti’ye vermeye başladı. Bugün Ak Parti’ye giden oyların yarıya yakını merkez sağ oylar. Yani Adalet, Doğru Yol ve onların devamı olan Demokrat Partilileri’nin oyları.
Onlar bir kenarda Demokrat Parti’nin daha doğrusu kıratın yeniden şaha kalkacağı günleri bekliyorlar.
Hüsamettin Cindoruk’tan sonra Genel Başkanlık koltuğuna oturan Namık Kemal Zeybek de partiye yeni bir hareket getiremedi. Partililer tarafından yapılan baskılar DP'de yeniden kongre kararı alınmasına neden oldu.
Demokrat Parti’nin 8’inci olağanüstü Büyük Kongresi 6 Mayıs 2012 Pazar Günü Ankara'da Esenboğa Büyük Anadolu Oteli Kongre Salonu’nda yapıldı. Adnan Menderes, Süleyman Demirel, Turgut Özal ve Tansu Çiller döneminde merkez sağın en güçlü siyasi partilerinden olan Demokrat Parti, (O dönemki adıyla Doğru Yol Partisi ve Anavatan Partisi ) kongrede göreve getirilen 35 yaşındaki yeni Genel Başkanı Gültekin Uysal ile 10 yıldır süren sessizliğini bozmak istiyor.
6 Genel Başkan adayının yarıştığı Demokrat Parti kongresi, oldukça heyecan dolu anlara sahne oldu. Demokrat Parti’nin Büyük Kongresi’nde Eskişehir teşkilatı ile delegasyonu kongreye damgasını vurdu. Genel İdare Kuruluna Eskişehir’de Adalet Partisi Gençlik Kolları Başkanlığı yapan, daha sonra da Gençlik Kolları Genel Başkan Yardımcılığı’na kadar yükselen Adnan Turfan girmeyi başardı. Adalet Partisi Genel Sekreter Yardımcılığı görevi de yapan Adnan Turfan GİK üyeliğine seçilirken, Merkez Karar Kurulu üyeliğine Eskişehir DP İl eski Başkanlarından Sabahattin Tekin, Yüksek Haysiyet Divanı üyeliğine de Tepebaşı İlçe Başkan Yardımcısı Necmettin Yavuz da listeleri alt üst ederek seçildiler.
Afyonlu olan Eskişehir’i de çok iyi bilen DP’nin genç Genel Başkanı Gültekin Uysal, bakalım kurultayda söylediği gibi partisini yeniden ayağa kaldırabilecek mi? Demokrat Parti'yi yeniden güçlendirerek merkez sağın oylarına yeniden almak istiyor.
DP’nin 8’inci olağanüstü Kongresi’nde Eskişehir’den Genel İdare Kurulu üyeliğine Adnan Turfan, Merkez Karar Kurulu üyeliğine Sabahattin Tekin, Yüksek Haysiyet Divanı üyeliğine de Tepebaşı Necmettin Yavuz’un girmesiyle Eskişehir teşkilatının Genel Merkez’de ağırlığı olacak.
FIKRA:
YAĞDANLIK
Ülkenin başbakanı kayıkla gezmeyi severmiş, o kürek çekerken, yağdanlıkları arkadaki sandaldan onu takip ederlermiş. Bir gün başbakan kürek çekerken, kayık birden karaya oturmuş. Yağdanlıklar telaş içinde.
-"Ne oldu efendim?" diye sorunca,
Başbakan gülmüş:
-"Ne olacak oturduk!"
Yağdanlıklar bir ağızdan karşılık vermişler:
-"Güle güle oturun efendim, güle güle oturun!"