‘Sesimizi çıkartmamız lazım ki, daha iyi hizmet alabilelim!’

Eskişehir Sanayi Odası Başkanı (ESO) Celalettin Kesikbaş, şehirde ulaşım ve trafik problemi olduğunu, söz konusu problemlerin kronikleştiğini ve bu iki sorunu ESO olarak tartışmaya açmak istediklerini söylemişti. Ardından şunu eklemişti: Tüm sanayi bölgelerine metro ve tramvay talep ediyoruz!
 
*
 
Bu talep üzerine Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’le görüşmüştüm.
Görüşme sonrası Büyükerşen, özetle, geçmiş yıllarda tramvayın Organize Sanayi Bölgesi’ne (OSB) hizmet vermesi için çabaladığını ancak Savaş Özaydemir ile Ali İhsan Karamanlı’nın bölgeye tramvay hizmetinin gelmesini reddettiklerini söylemişti.
Ayrıca şu an için sanayi bölgelerine metro yapılmasının da gerçekçi olmadığını ifade eden Büyükerşen, “metro istiyormuş. Ben, fakir fukaranın işine yarayacak ve Eskişehirli hemşerilerimin tümünü kapsayacak projeler için para harcarım. Belediye para harcayacak, hemşerilerimin büyük kısmı faydalanamayacak, ama birileri para kazanacak öyle mi” diye konuşmuştu.
(Kısa özetini okuduğunuz ‘Büyükerşen 5 dönem boyunca neden aday oldu’ başlıklı yazının tamamına, BURAYI TIKLAYARAK ulaşabilirsiniz.)
 
*
 
Büyükerşen’in görüşlerinin yer aldığı bu yazı üzerine ESO Başkanı Celalettin Kesikbaş aradı ve konuya ilişkin açıklama yaptı.
 
*
 
“Yılmaz Büyükerşen hocamız da haklı bir yerde. Yıllar önce Organize Sanayi Bölgesine tramvay gitmesi için uğraş vermiş, ancak kendisiyle ilgili olmayan bazı nedenlerden dolayı uğraşı boşa gitmiş” şeklinde sözlerine başlayan Kesikbaş, şöyle devam etti:
 
NEREYİ İLGİLENDİRİYORSA ORAYA SUNULUYOR
“Bakın, yerel yönetimden talep ettiğimiz Organize Sanayi Bölgesine metro ve tramvay, bir projedir; hemen yapılamayacaksa da uzun vadeli bir proje olabilir. Mesela, önce, işçinin yoğun olarak yaşadığı Emek Mahallesinden Organize Sanayi Bölgesine bir hat çekilebilir… Ayrıca biz, ayırt etmeksizin çeşitli fizibilite raporları hazırlıyoruz ve hangi rapor hangi kurumu ilgilendiriyorsa o kurumdan talepte bulunuyoruz. Hükümet mi, belediyeler mi, sivil toplum kuruluşları mı, odalar mı; hangisiyse…
 
ÇEVRE RAPORU GELİYOR
Şimdi, bizim metro ve tramvay talebimiz öne çıktı, ama üzerinde çalışma yaptığımız konu sadece bununla sınırlı değil. Bakın biz, geçen hafta, ‘Organize Sanayi Bölgelerine raylı sistemlerle Ulaşım’ konusunda devlete fizibilite raporu sunduk. Bunun yanı sıra Covid-19 salgınına ilişkin devletten ve hükümetten çeşitli taleplerimiz oldu. Yine çevre ile ilgili bir rapor hazırlıyoruz ve bu raporu da devlete sunacağız.
 
DEMOKRASİ BUNU GEREKTİRİR
Onun için Eskişehir, bu ve bunun gibi raporlara yavaş yavaş alışacak artık. Biz bir farkındalık ortaya koyuyoruz ve ilgili konunun muhataplarının dikkatine sunuyoruz. Fena bir şey mi yapıyoruz? Şunu biliyoruz ki, talep etmeden hiçbir şey olmaz. Bu çalışmalarımız, taleplerimiz bir yerlerde yazılı kalsın istiyoruz. Tartışılsın istiyoruz. Biraz sesimizi çıkartmamız lazım ki, daha iyi hizmet alabilelim. Demokrasi de bunu gerektirir zaten; talep etmeyi, ses çıkarmayı, yeni hizmetler almayı, uzlaşmayı…”
 
*
 
Celalettin Kesikbaş’ın açıklamalarını okudunuz.
Takdiri, siz değerli okurlarımıza bırakıyorum.
 
*
 
Kesikbaş’ın yanı sıra hatırı sayılır sayıda sanayici de arayıp konuya ilişkin görüşlerini aktardı.
Özellikle iki görüş, oldukça dikkatimi çekti.
 
*
 
İlk görüş şu; diyor ki bir sanayici:
 
TRAMVAY OLMAZ BANLİYÖ OLUR
“Bir kere bizim, sanayiciler olarak işçileri tramvay aracılığıyla fabrikalara getirme şansımız yok. Çünkü niye biliyor musunuz? Bizim servislerimiz, işçiyi, kapısının önünden alır ve fabrika kapısının önünde bırakır. Evine giderken de aynı konfor şartı sağlanır. Öyle ki, bu şartta bir servis hizmeti yoksa, çoğu işçi, iş bırakıyor. Bunun yanı sıra işçiler tramvayla gelse dahi, bu sefer vaktinde işe yetişme konusunda suiistimaller yaşanabilir. İşçi, ‘tramvay durağına gelene kadar başka bir taşıta bindim. Trafik vardı. Tramvaydan indiğimde bu sefer de OSB içerisinde fabrikaya gelmekte zorlandım, o nedenle geciktim’ diyebilir. Dahası, bir servisle birçok işçi taşınabilirken, bu sefer her bir işçiye tramvay pasosu çıkartmak zorunda kalınacak. Bu da işveren açısından maliyeti artıracak. Kısacası servislerin bir mesai saati var ve her işçi buna riayet ediyor. Öte yandan banliyö sistemine katılıyorum, buna itirazım yok. Bilecik ve Bozüyük’ten gelen işçiler, bu banliyö aracılığıyla daha hızlı, daha konforlu ve daha az maliyetle OSB’ye ulaşabilirler. Aynı şekilde de mesai bitiminde evlerine gidebilirler.”
 
*
 
İkinci görüş şu; bir diğer sanayici de şunu savunuyor:
 
ÜÇ KURUM PROTOKOL YAPABİLİR
“ESO’nun çalışmasını okudum. İmalat rakamları doğru değil gibi geldi. Yılmaz Büyükerşen’in aktardıklarının hepsi doğru. Şu an için OSB’ye tramvay ve metro götürme isteği pek de gerçekçi değil. Yine böylesine maliyetli bir işi Büyükşehir Belediyesinin şu koşullarda yapabilme şansı yok. Hem faizler yüksek, hem de kredi bulmak güç. Belki şu olabilir: Belediye, Sanayi Odası ve Organize Sanayi Bölgesi Başkanlığı aralarında işbirliği protokolü imzalar ve projeyi ileriye dönük ortaklaşa yapar. Böylelikle bir kurum değil, üç kurum yükün altına girer ve o yükü kaldırması çok daha kolay olur.”
 
*
 
Evet…
Yılmaz Büyükerşen, Celalettin Kesikbaş ve konuyla yakından alakalı iki sanayicinin görüşlerini okudunuz.
Büyükerşen ve iki sanayici, Kesikbaş yönetimindeki ESO’nun sanayi bölgelerine tramvay ile metro talebini şu an için pek de uygulanabilir bulmuyor.
Buna karşılık Kesikbaş, “talep etmeden hiçbir şey olmaz. Bu çalışmalarımız, taleplerimiz bir yerlerde yazılı kalsın istiyoruz. Tartışılsın istiyoruz. Biraz sesimizi çıkartmamız lazım ki, daha iyi hizmet alabilelim. Demokrasi de bunu gerektirir zaten; talep etmeyi, ses çıkarmayı, yeni hizmetler almayı, uzlaşmayı. Metro ve tramvay, bugün olmazsa uzun vadeli bir proje olur” diyor.
 
*
 
Bu tartışma, burada bitecek gibi görünmüyor.
Tartışılsın da zaten.
Zira tartışacağız ki, en doğruya ulaşabilelim…