Valimiz Dr. Kadir Koçdemir, 2012 yılının yaz aylarının sonu, sonbaharın başı gibi bir uygulama başlatmıştı.
Sırasıyla yerel gazetelerin patronları, yönetim kadrosu ve köşe yazarlarıyla Polis Evin’de kimisiyle sabah kahvaltısında, kimisiyle ise öğle yemeğinde buluştu. Buluşmalar devam ediyor.
Bu buluşmalardaki amaç hem Eskişehir’e yapılan ve yapılacak hizmetleri, hem de 2013 yılı itibarıyla başlayan Türk Dünyası Kültür Başkenti kutlamaları etkinlikleri çerçevesinde yapılacakları paylaşmaktı.
Bakanlar Kurulu kararıyla Türk Dünyası Kültür Başkenti Ajansı resmen kurulduktan sonra ilk olarak Başkentin Logo’sunu belirlenmesi gerekiyordu. Çünkü resmi yazışmalarda kurumsal kimlik sıfatı taşıyan logo kullanılacaktı.
Logo çizimi için ajans geniş çapta gereken duyuruyu yaptı. Ancak sürenin darlığından olacak ki, katılımcı sayısı azdı. Gönderilen çalışmaların içerisinden Ajans Yönetim Kurulu birini tercih etti ve basın aracılığıyla kamuoyuyla paylaşıldı. Logo’nun tanıtımın yapıldığı günden beri, logoya çok sayıda eleştiriler yapıldı. Bu eleştirilere o günlerde bir açıklama gelmemişti.
Önceki gün Vali Koçdemir, Sonhaber Gazetesi yöneticileri, köşe yazarları ve muhabirleri ile sabah kahvaltısında buluşarak sohbet etmiş. Sohbette logo tasarımı da gündeme gelmiş.
Vali Koçdemir, logo ile ilgili yapılan eleştirilere de cevap vermiş.
Logo İçin Vakit Kalmamıştı
“Logoda acele ettik, ancak bizim oradaki hesabımız şuydu. Kasım ayında şirketler bütçelerini yaparken, büyük etkinliklerde sponsorluklara ayıracakları payları da belirliyorlar. Bizim bu çalışmaya Ekim ya da Kasım ayında başlamamız gerekiyordu. Sponsorluk almak için yürütülecek çalışmalarda, en başta kurumsal kimliğinizin olması gerekiyordu. Logo ile ilgili Yönetim Kurulu üyelerinin hiç birinin bir tercihi olmadı. Logo tasarımı davetimizi mümkün olduğu kadar geniş duyurduk, ama vakit az olunca katılım da az oldu ve Yönetim Kurulu gelenler arasından bir tanesini seçti.”
Sohbette başka konularda gündeme gelmiş. Vali Koçdemir, gerek köşe yazarlarının gerekse kamuoyunda yapılan eleştirilere ortada gizli kalmayacak şekil de açık yüreklikle cevap vermiş. Cevabında eleştirilerin normal olduğunu söylemiş, ama bazı eleştirilerde de isim vermeden kantarın topunu ağır kaçıranların da olduğunu da satır aralarında vurgulamış. Yazıyı uzatmamak adına bu kısmı yarına bırakmak istedim.
Bu vesile ile sayın valimize geçmiş olsun dileğimi yeniliyor, görevinin başında kendisini görmekten duyduğum mutluğumu da belirtiyorum.
*-*********
ATAÇ, ÖNEMLİ HİZMETLERE İMZA ATIYOR
Tepebaşı Belediyesi’nin hekim olan Belediye Başkanı Ahmet Ataç, son bir hafta içerisinde iki önemli sağlık hizmetini hizmete soktu.
Birincisi çocuklar için ‘Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi’, ikincisi ise birincisi kadar önemli Aşağı Söğütönü Mahallesindeki ‘Yaşam Köyü ve Alzheimer Merkezi’.
Tepebaşı Belediyesi’nin TOKİ’den arsa karşılığı aldığı 54 villada oluşturulacak Yaşam Köyü, Alzheimer hastalığı, engelli yaşlılar ve sağlıklı yaşlanma merkezleri Türkiye’de ilklerden biri olacak. Aşağı Söğütönü Mahallesi’nde oluşturulacak tesis, Alzheimer Derneği kontrolünde, gündüz ve yatılı bakım hizmetleri verecek.
Tepebaşı Beldesi’nde yaşayan Alzheimer hastaları, “Yaşam Köyü Projesi” ile artık geleceğe daha umutlu bir şekilde bakmaya başladılar. Her ikisi de bırakın Tepebaşı İlçesini, Eskişehir adına gerçekleştirilmiş önemli hizmet. Başkan Ataç, geleceğimiz olan çocuklara ve yaşlılara verdiği önemi bu iki önemli hizmetle gösterdi.
Yazımı ve bu konudaki haberleri okuyanların hemen akıllarına şu soru gelecektir.
‘Bu merkezden sadece Tepebaşı İlçesinde yaşayan Alzheimer hastaları mı yararlanabilecekler?’
Yapılırken ‘sadece Tepebaşı İlçe sınırları içerisindeki hastalar yararlanacaklar’ diye düşünülmesi normal.
Ancak ben biliyorum ki, kendiside bir sağlıkçı, hekim olan insanlar arasında kesinlikle ayrım yapmayan Tepebaşı Belediye Başkanı Dt. Ahmet Ataç’ın, Odunpazarı İlçesinde yaşayan bir Alzheimer hastasına,’sen bizim ilçe sınırları içerisinde yaşamıyorsun. Bu nedenle seni kabul edemeyiz’ diyeceğini zannetmiyorum. Yer müsait ise, o vatandaşın da gerek ayakta gerekse yatarak tedavi görmesine karşı çıkacağı aklımın ucundan bile geçmez.
Öyle değil mi Sayın Ataç.
*-*******
FIKRA:
Bu değişikliğin sebebi nedir?
Körfez Savaşı'ndan önceki yıllarda, Amerikalı bir bayan gazeteci, kadınlarla erkeklerin toplumdaki yeri hakkında bir yazı dizisi hazırlamak üzere Kuveyt'e gitmiş.. Gözlemleri sırasında ilk dikkatini çeken, kadınların kocalarının 5 adım gerisinden yürüdükleriymiş...
Yıllar sonra aynı gazeteci tekrar bir yazı dizisi için Kuveyt'e gittiğinde bu sefer bir de bakmış kadınlar önden gidiyor, kocaları 5 adım arkalarından geliyor... Bu işe çok şaşırmış, hemen bir kadına yaklaşıp sormuş:
"Bu gördüğüm inanılmaz bir gelişme... Peki ama bu değişikliğin sebebi nedir?"
Kuveytli kadın cevap vermiş:
"Mayınlar...”
*-*******
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...