'İÇİMİZDEKİ RAKİPLERİMİZE YENİLİYORUZ'

Cumartesi günü öğle saatlerinde Köprübaşında tramvay durağında gazeteye gelmek için tramvay bekliyorum.

Arkamdan birisi ‘Sadi Bey, Sadi Bey’ diye bağırıyor. Arkama döndüm ve sesin geldiği yöne doğru baktım.

Bir el sallanıyor ileriden.

‘Gel gel’ diye işaret ediyor.

‘Çok önemli bir şey var ki, ısrarla beni çağırıyor’ diyerek tramvay durağından çıkıp, elin sallandığı işyerinin önüne doğru yürüdüm. İşyerinin önüne gelince kim olduğunu öğrendim.

Çok eski CHP’li dost.

Arkadaşının işyeriymiş. İstanbul’a mal almaya gittiğinden, emaneten durduğunu söyledi. İşyerine girdik. Sandalye uzattı oturmak zorunda kaldım.

 ‘BİZİM PARTİ SEÇİMLERDE NE YAPAR?’

Yanındaki delikanlıya; ‘Oğlum bize iki çay söyle’ dedi.

Delikanlı çayları söylemeye gitti, CHP’li dostum da başladı peş peşe sormaya.

-‘Bizim parti (CHP) yerel seçimlerde ne yapar?’,

-‘Yılmaz Hoca aday olursa yine kazanır değil mi?’,

-‘Yılmaz Hoca bu kez CHP’den aday olarak seçimlere girecek. Acaba geçen üç seçimde olduğu gibi DP, MHP, ANAP ve diğer partililer yine oy verirler mi? Sen çok geziyorsun. Diğer partilerin de içine girip çıkıyorsun. Oralarda Yılmaz Hoca’ya destek verecekleri konuşuluyor mu?’

-‘Yeni Büyükşehirler yasasıyla artık köylerde, ilçelerde Büyükşehir için oy kullanacaklar. Bu CHP için avantaj mı yoksa dezavantaj mı olur?…’

Adeta soru yağmuruna tuttu.

Dilimin döndüğü kadarıyla anlattım.

AK Parti ve CHP dâhil olmak üzere daha partilerde yerel seçimlerin çok fazla dillendirilmediğini, nedenin ise seçimlere 15 aya yakın bir süre olduğunu söyledim.

“Geçen üç seçimde olduğu gibi, Yılmaz Büyükerşen Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na ‘Bu dönemde de varım’ demesi halinde ki bugün baktığımda ben yeniden aday olacağına inananlardanım. Seçim AK Parti ile CHP arasında geçer. Kim kazanır dersen, bugünden ‘Şu kazanır’ diyemem. Seçimlere bir-iki ay kala seçmenin az buçuk eğilimi netleşir. Yine yanılma payı yüksek olmasına rağmen belki o zamanlar tahminimi söyleyebilirim.”

Bir bardak çay içecektik. Muhabbet koyulaşınca üç çay oldu.

‘Çayımızı içtik siyasette, seçimi de konuştuk hadi bana eyvallah’ deyip ayağa kalktığımda;

‘Sana bir şey söyleyeyim mi?’ dedi ve devam etti:

‘Bizi son yıllardaki seçimlerde rakip partiler değil, içimizdeki rakiplerimiz yendi. İçimizdeki rakiplerimiz, muhalifler CHP’ye oy verseler, inan CHP göbeğini kaşıya kaşıya seçim kazanır.’

CHP’li dostların bu sözlerden gereken mesajı alacaklarını umuyorum.

‘Dost acı söyler, ama doğru söyler’ derler.

*-********

BU MU BAŞARISIZLIK?

Birileri bu puan cetveline bakarak, Eskişehirspor’un geçen sezonki başarıyı yakalayamadığını belirterek başkan Halil Ünal’ı eleştiriyor.

Bu sezon lige baktığımızda tüm takımlarda istikrarsızlık ve düşüş var. Bakın eksi parayla trilyonluk futbolcuların top koşturduğu Fenerbahçe, ilk yarıyı Eskişehirspor’un üç puan önünde bitirdi. Sarı Lacivertli takım 27 puanla dördüncü. Eskişehirspor ise 24 puanla beşinci. Eğer bunu başarısızlıkla değerlendirenler varsa hala ben onlara hadi ama derim.

Eğer Ersun Hoca, bazı maçlarda oyunu iyi okuyabilseydi, oyuncu değişikliklerini zamanında yapabilseydi, kırmızı-siyahlı takım bugün belki de Fenerbahçe ile aynı puanda olacaktı.

Ama ilk dörtte yer alan takımlar ile Eskişehirspor’dan sonra sıralanan takımlara baktığımızda kırmızı-siyahlıların başarısı daha net görülüyor. Bu puan durumu Başkan Halil Ünal ile yönetimin kurulu üyelerinin kulübü birilerinin iddia ettiği gibi kötü yönetmediklerinin göstergesi. Trabzon, Bursa gibi takımlar nerede?

Bu yazıdan sonra birileri ‘Sende mi Halil Ünal’cı oldun?’ deseler, ben de ‘Evet’ diye cevap veririm. Çünkü Aziz Yıldırım ile Halil Ünal’ın başarılarını mukayese ettiğimde, Ünal’ın kısıtlı bütçeye rağmen Yıldırım’dan daha başarılı olduğuna inanıyorum.

********

FIKRA

YARI YARIYA

Bektaşi’nin birini ramazanda içki içtiği için yaka paça kadıya götürürler.

Çakırkeyif Bektaşi'yi görür görmez kadı:

"Behey kafir! Bu yaşta hala içiyorsun bu zıkkımı. Utanmıyor musun? Bilmiyor musun haram olduğunu? " der.

"Sırtınızdaki ipek kaftan da haramdır" diye karşılık verir Bektaşi.

Kadı:

"Bunun içine pamuk katarlar".

Bektaşi:

"Dünyada doğru adam mı kaldı, şaraba da yarı yarıya su katıyorlar..."

(Bize mesaj ve ihbarda bulunmak için, sitenin üst ve alt kısmında bulunan mesaj gönder bölümünü kullanabilirsiniz.