“Hayal Taciri Değilim!”

Dün Anadolu Spor Gazetecileri Derneği “ASGD”nin düzenlediği,  Eskişehirspor teknik Direktörü “Ertuğrul Sağlam”ın da bulunduğu bir basın toplantısına katıldık…

Sohbet şeklinde geçen toplantıda gazeteci arkadaşlarımız “Sağlam”a çeşitli sorular yönelttiler. Bu soruların büyük çoğunluğu Eskişehirspor’un geleceği üzerineydi…

Acaba “Ertuğrul Sağlam” Eskişehirspor’un bu günü ve yarını için neler düşünüyordu,  kariyer planlamasında, Eskişehirspor’da neler başarmak istiyordu?

İşte bu soruların yanıtlarını bizzat “Ertuğrul Hoca”nın kendisinden en samimi, en içten şekilde  dinleme fırsatı bulduk..

1965 Yılından beri Eskişehirspor’un içindeyim.  İlk hocamız merhum “Abdullah Matay” dan, “Ertuğrul Sağlam”a kadar hemen çoğunu bilir, bu takıma yaptıkları katkıları her taraftar gibi şükranla anarım…

Ne var ki 70’li yıllarda bize büyük zaferleri yaşatan,  oynattığı futbolla gönüllerde taht kuran ve Eskişehir’den ayrılacağı gün Vilayet Meydanındaki Atatürk Anıtına koyduğu çelengin üzerine  “Büyük Türkiye’ye küçük bir hizmette bulunabildiysem ne mutlu” diyecek kadar tevazu doruklarına tırmanan  “Abdullah Gegiç”i çok ayrı bir yere koyuyorum…

“Ertuğrul Sağlam” a gelince…

Duruşuyla, bilgisiyle, vizyonuyla, vefa ve sosyal projelere verdiği katkılarıyla en önemlisi yüksek karakteriyle bu şehirde iz bırakacak bir insan, bir adam…

Geldiği günden beri yapmış olduğu basın toplantılarını dikkatle izliyorum.

Söyleyeceği sözleri özenle seçiyor, boş konuşmuyor, ütopik vaatlerde bulunmuyor, hedeflerini gerçekçi olarak belirliyor ve asla popülizm yapmıyor…

Eskişehir, Anadolu’nun en önemli kenti diyor…

Bu kentin en önemli markası da “Eskişehirspor” diyor…

Ve başarının en önemli sırrının da “birlik ve beraberlikten” geçtiğini özenle vurguluyor…

Ve çağrılar yapıyor kentin bütün özel, tüzel kişilerine, sanayicilerine, ticaret erbabına, odalara, sivil toplum kuruluşlarına…

Eğer diyor; “bu kentin en büyük sevdasıysa bu renkler, en büyük markasıysa bu arma,  gelin omuz verin” diyor…

Başarı “önce birlik sonra inançtan geçiyor” diyor…

Sanki bu toprakların yetiştirdiği büyük bilgelerden “Derviş Yunus” gibi konuşuyor; “Gelin tanış olalım, işi kolay kılalım” dercesine…

Bu başarıları önceden yaşadım.  Eskişehir’de de yaşamak en büyük arzum diyor…

Ve noktayı koyuyor; “hayal taciri değilim” asla da olmadım…