OHAL kapsamında yayınlanan son KHK ile günübirlik kiralanan evlerde de kimlik bildirimi zorunlu hale getirildi. Bu evleri kiralayanlardan, genel kolluk kuvvetlerinin terminallerine bağlanmayanlara 10 bin lira, anlık veri göndermeyen veya gerçeğe aykırı kayıt tutanlara 5 bin lira idari para cezası verilecek. Bu fiillerin tekrarı halinde işletme ruhsatları iptal edilecek. Ayrıca bu maddeye göre verilen idari para cezaları, tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenecek.
Resmi Gazete’de yer alan 678 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) kapsamında, günübirlik ev kiralayanlara da kimlik bildirimi zorunlu hale getirildi. Buna göre, 1774 sayılı Kimlik Bildirme Kanunu’nun ikinci maddesinin birinci fıkrasına, “bekâr odaları” ibaresinden sonra gelmek üzere “günübirlik kiralanan evler” ibaresi eklendi. Söz konusu düzenleme ile kanunun ikinci maddesinde sayılan özel veya resmi her türlü konaklama tesisleri, tüm kayıtlarını bilgisayarda günü gününe tutmak, genel kolluk kuvvetlerinin bilgisayar terminallerine bağlanarak mevcut bilgi, belge ve kayıtları genel kolluk kuvvetlerine anlık olarak bildirmek zorunda.
Söz konusu tesisler, genel kolluk kuvvetlerinin terminallerine bağlanmak için gerekli işlemleri bugünden itibaren iki ay içinde tamamlayacak.
***
Malumunuz, son yıllarda günlük kiralık dairler adı altında mantar gibi türeyen konutlarla karşılaşmaktayız. Eskişehir’de öğrencilere yönelik (hedef alarak) gelişen 1+1 apartlara (sektöre) alışmıştık. Lakin bir de bunun yanı sıra “günlük kiralık daireler” adı altında gelişenine sizi bilmem ama ben hiç alışamamıştım! Sokak aralarında farklı (yabancı) isimlerle de bezense, sonuçta günlük olarak kiraya verilen bu yerlerle ilgili söylentilerin dolaştığını hepimiz bilmekteyiz. İnsanların bir odayı günübirlik kiralama nedeni benim hiç umurumda değil. Lakin artık giderek büyüyen kentlerde kimin eli kimin cebinde kısmıdır benim ilgilendiğim. Düşünsenize son dört yılda ülkelerindeki savaşı gerekçe göstererek ülkemize sığının milyonlarca insan 81 vilayetimize dağılmış durumdalar. Ardı arkası kesilmeyen bu akım hala son sürat devam etmekte üstelik! Bunu nimet olarak gören terör örgütlerinin ruh hastası militanlarını da ellerini kollarını sallayarak cirit atmayı sürdürmediler mi? Hele ki bazı kentlerde yığıldıkları resmen açıklanmadı mı? Kimliğin sorulmadığı, ülkeme giren çıkan insanların sorgulanmadığı bir durumda da en başta terör örgütlerinin ekmeğine yağ sürülmez mi? Belirttiğim gibi, insanların nefsi ile ilgili kaçamaklarına ortam aramaları benim umurumda bile değil. Nefsinden başka bir halt düşünmeyen bu zübük takımı bu işi beş yıldızlı otellerde de yapabilir bunu hepimiz tahmin edebiliriz. İşte benim esas konum; günlük kiralık daireler adı altında hiçbir mevzuata bağlı olmayan mekânların mantar gibi türemesindeki amaçların irdelenmesidir. Emniyetin böylesi mekânlara girip çıkanlardan haberi yoksa, olmayacaksa ben bu işte bir yılan ayağı ararım kardeşim!
Nasıl ki otellerde, pansiyonlarda, apartlarda kişilerin şeceresi emniyete bildiriliyor; işte böylesi günlük kiralık daireler ya da rezidanslar adı altındaki oluşumlarda da aynı ciddiyetle prosedür uygulanmalıdır.
SİZİN SESİNİZ
Tebrikler Hâkim Bey…
Nebil Köken dostumuzun gözünden kaçmamış bu ayrıntı. Ve güzel bir paylaşım yapmış sosyal paylaşım sitesinden, şöyle demiş:
Tebrikler bu tebligatı yaparken aynı zamanda ilk cezayı da kesen hâkimimize…
Atatürk’ün ölüm yıl-dönümünde; “zulüm 1938’de son buldu” başlığıyla video yayınlayan Akit TV’ye verilen duruşma saati dikkat çekti. Mahkeme, duruşmayı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ölüm saati olan 09.05’te yapmaya karar verdi…
Dünyadaki tüm sistemler allak bullak oldu neredeyse.
Her şerre, her işbirliğine rağmen ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk ve yoldaşlarının kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkmayı henüz beceremediler! Her ne kadar ‘92 yıllık Cumhuriyet’ diye söz edilse de; bir gerçek var ki 1923-1938 yılları arasında yaşanan 15 yıllık sürecin yüzü suyu hürmetindedir tüm bu yıkılmazlığın sırrı, bunu aklıselim olan herkes bilir. İsmet İnönü ile başlayan irtifa kaybına rağmen, Menderes ile başlayan ABD bağımlılığına rağmen ve gelen tüm liderlerin el birliğine rağmen, bugünlere gelebilmiştir mevcut sistem. Gelinmiş gelinmesine de, bu ülkenin kurucusuna (Mustafa Kemal Atatürk’e) hayâsızca hakaret eden “sahibinin sesi”, padişah artıkları da ahlaksızlığı tamamen ele almış durumdalar. Sözde Atatürk’ün partisi CHP başta olmak üzere bu edepsizliklere suskun kalan poster Atatürkçülerinin birçoğu korkudan lal olmuş durumdalar! İşte Türkiye Cumhuriyeti’nin yürekli bir hâkimi de Atatürk’e hakareti iş edinen güruha tokat gibi bir mesaj vermiş. “Senin duruşman 09.05’te” demiş, “karşımda tam Atatürk’ün öldüğü o saatte hazır olda bekleyeceksin” demiş. Nasıl saygı duymayayım ki bu hâkime?
OZANCA
Kabahat sizde mi, kanunlarda mı
Şaşırdım billâhi yolu yordamı
Kızma sözlerime alam kadanı
Sıkıntıdan içim doldu hâkim beğ…
Mülkün temeliydi adalet hani? ...
Bizim hak temelde saklı mı yani?
Çıkartıp ta versen kim olur mâni?
Yoksa hırsızlar mı çaldı hâkim beğ…
Hem davacı pişman, hem de davalı
Bu yolda tükettik çulu, çuvalı
Sabret makamından çalma kavalı
Sürüler ekine daldı hâkim beğ… Abdurrahim Karakoç