Cumartesi günü yaşı 80’e merdiven dayamış, Adnan Menderes ile birlikte siyaset yapmış bugün hala Demokrat Parti’nin bayrağını sallayan, Davut İlyas Önalan ile karşılaştım. Kendisini rahmetli babam, dedem kadar severim. Mert bir duruşu var.
Hal hatır sorduktan sonra, “Davut amca Süleyman Soylu’yu da AK Parti’ye kaptırdınız” dedim. Keşke demez olsaydım. Sanki yarasına tuz bastım.
“Bak Sadi Bey kardeşim. Ben en az 65 yıllık Demokrat Parti’liyim. Bugüne kadar kimler geldi, kimler geçti bu partiden. Son yıllarda ANAP’a da AK Parti’ye de diğer partilere de gidenler oldu. Onların da yakalarına rozetlerini genel başkanlar, başbakanlar taktı. Hiçbiri “Yuvama geldim. Burası benim evim” demedi. Bir kere Süleyman Soylu, o sarf ettiği sözlerle aslını inkar etti. Dedesi, atası, babası Demokrat Parti’li. Siyaseti Doğru Yol Partisi’nde öğrendi. Günü geldi bu partinin insanları onu partinin en tepesine oturttu. Genel Başkan seçti. Genel Başkanlık yaptığı yıllarda AK Parti’nin uyguladığı hem ekonomik hem siyasi hem de dış politikalarını gezdiği şehirlerde, katıldığı TV programlarında, seçim meydanlarında eleştirdi. Bugün nasıl olurda dün eleştiri yağmuruna tuttuğun partinin rozetini yakana yine çok eleştirdiğin başbakana taktırırsın. Hadi gitti. Söylediklerini de yutmak zorunda kaldı. Ben evime geldim demesi ne kadar yanlış. Yarın AK Parti’den ayrılıp başka bir partiye giderse orada da ‘evime geldim’ derse şaşırmam” dedi.
Ve son olarak şunu ekledi 65 yıldır Demokrat Parti’li Davut Amca.
“Sayın Soylu yanlış yaptı. Özellikle ‘esas evime geldim’ demesine üzüldüm. Esas evi AKP ise Demokrat Parti eğreti evimiydi?” diye sormadan da duramadı.
“BİZ EV SAHİBİYİZ. MİSAFİRLER GELİR GİDER”
Davut Amca’dan ayrıldım Uludağ Ekmek Fırını’na gittim. Her zamanki gibi ‘ev ekmeği’ almak için. Kapıda fırının sahiplerinden Mehmet Ağdacı ile 8-9 kişi daha vardı. Mehmet Ağdacı, Süleyman Soylu’nun çok yakın arkadaşı. Eskişehir’de Soylu’yu parmakla sayılacak kadar az kişi tanırdı. Onlardan birisi de Mehmet Ağdacı. Genel Başkanlığı döneminde en hızlı savunucusu idi. Hatta kızının evlenme düğününe bile gelmişti. O kadar yakın dostlukları var.
Mehmet Ağdacı’ya,”Senin arkadaşın, kendisine siyasette kefil olduğun Süleyman Soylu AK Parti’ye gitti. AKP’nin rozetini yakasına taktıktan sonra ‘evime geldim’ diyerek nerede ise ağlayacaktı“ dedim.
Mehmet Ağdacı, benim sözlerim karşısında alınmış olacak ki,”Biz ev sahibiyiz. Misafirler gelir gider. Biz rahmetli Menderes’ten emanet kalan bu bayrağı partimizin kapısı açık olduğu sürece taşıyacağız. Son nefesime kadar da partimin arkasındayım” diyerek Soylu’ya gönderme yaptı.
MUTTALİP’DEKİ BAT-ÇIK’IN ÇIKIŞ YOLU HATALI
Yaklaşık 10 gün önce idi. Anadolu Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Mustafa Yıldırım’ın arabasının Sarıcakaya yolu üzerindeki TÜVTURK Araç Muayene İstasyonu’nda fenni muayenesini yaptırdık. Eskişehir’e dönüyoruz. Muttalip yolu üzerindeki A.Ü’nün İki Eylül kampüsünün önündeki bat-çık tan çıktık. Çıkış yolu tamamen kazalara davetiye çıkarmak için yapılmış.
Mustafa’ya, “Burada çok kaza olur. Hele hele bu bat-çıkı ilk kez kullananların kaza yapmaları an meselesi” demiştim. Burada daha öncede iki kaza meydana geldi. Bunların içinde tıpkı Perşembe gecesi meydana gelen trafik kazasında olduğu gibi ölümlü olanları da vardı.
İlk hizmete girdiğinde bat-çıkın içerisinde ışıkta yoktu. Karanlık bir tünele giriyordunuz. Sonradan aydınlatıldı. Muttalip yönünden gelerek bat-çıka girdiğinizde tam çıkar çıkmaz yol düz gitmesi gerekirken hafif sola kaydırılmış. Buda resmen kazalara davetiye çıkarıyor.
BU HATA DÜZELTİLMEZSE
DAHA ÇOK KAZA OLUR
Perşembe günü gece meydana gelen kazada bir ailenin iki ferdi, hatalı yapılan bat-çıkın çıkış yolu yüzünden canından oldu.
Bat-çık yakınında oturan vatandaşlar, burada daha önceden de iki kazanın meydana geldiğini, bat-çıkın hatalı yapıldığını söylediler.
Mustafa ile konuştuğumuz günün üzerinden 5 gün geçtikten sonra bu kaza meydana geldi. Bu kaza ne ilk ne de sonuncu olacaktır. Bu bat-çıkın önündeki hatalı çıkış yolu düzeltilmediği sürece bu kazaların önüne geçmek mümkün değil.
Burada meydana gelen ilk ölümlü kazadan sonra konu gündeme gelmişti. Üzerinden aylar geçti. Ancak bir tek Allah’ın kulu bu hatanın düzeltilmesi için kılını kıpırdatmadı. Tekrar ediyorum, bat-çıkın önündeki hatalı yol düzeltilmezse kazaların sonu gelmez.
Sayın Valimiz burada bir inceleme yaptıracak olur ise, hata bariz olarak belirlenecektir.
GÜNÜN FIKRASI:
OFLU HOCA
Oflu hoca Cuma namazında içki içenleri fena azarlıyordu:
-”Paranızı sokağa atıyorsunuz! Kazanan kim? Meyhaneci…
En büyük dükkan kimin? Meyhanecinin…
En güzel ev kimin? Meyhanecinin…
Ya en güzel araba? Meyhanecinin.
Bu paraları veren kim? Ha sizin gibi kafasızlar…”
Aradan 2 hafta geçer, bir adam koşarak hocanın yanına gelir ve ellerine sarılıp öperek:
-”Allah razı olsun hocam, senin verdiğin içki vaazı sayesinde hayatım kurtuldu..”
Hoca memnun:
-”Aferin, içkiyi bırakmanın mükafatlarını ahrette de göreceksin oğlum.” der. Adam düzeltir:
-”İçkiyi bırakmadım hocam, MEYHANE AÇTIM!”