‘Biz büyüyünce hiçbir gazeteci öldürülmeyecek!’

Geçtiğimiz günlerde Çağfen Koleji’nde eğitim alan ortaokul öğrencileriyle buluştuk, gazetecilik üzerine konuştuk.

19 Şubat 2020 10:35
A
a
Sütiş Eskişehir
Geçtiğimiz günlerde Çağfen Koleji’nde eğitim alan ortaokul öğrencileriyle buluştuk, gazetecilik üzerine konuştuk.
 
*
 
Medyanın ne halde olduğunu anlatmaya lüzum bulmuyorum.
Zira her birimiz, vaziyetin ne denli kötü olduğunun farkında.
 
*
 
Peki, Çağfen’li çocuklar ne düşünüyor?
Bir kere her birinin gözlerinin pırıl pırıl parladığını söylemeliyim.
Geleceğimiz olan bu zeki çocuklar, lafı eveleyip gevelemeden medyanın durumunu pat diye söyledi.
 


*
 
Sordum: Medyaya güveniyor musunuz?
Cevap netti: Hayır!
Neredeyse bütün çocuklar, medyaya güvenmediklerini ifade ettiler.
Niçin diye sorduğumda ise şunu söylediler: “Çoğu gazete, çoğu televizyon aynı konuyu kendi işine geldiği gibi haber yapıyor; yalan haber yapıyor, konuyu çarpıtıyor!”
 
*
 
Bir ara gazeteci olmak isteyen var mı diye sorduğumda ise bir öğrenci “kesinlikle hayır” dedi ve ekledi: “Ölmek istemiyorum!”
Nedenini sorduğumda ise şu ifadeyi kullandı: “İnsanları bilgilendiren gazeteciler kötü niyetli insanlar tarafından öldürülmüşler!”
Başka bir çocuk ise arkadaşına destek verip dedi ki: “Eskişehir’de Uğur Mumcu Parkı var. Arabası orada. O gazeteci değil mi? İçindeyken arabasını patlatmışlar, Uğur Mumcu’yu öldürmüşler!”
 
*
 
Yine programın bir bölümünde çocuklardan biri şunu sordu: Siz hiç hapishaneye düştünüz mü?
Böyle bir soruyu neden sorduğunu ifade etmesini istediğimde ise şu cevabı verdi: “Babam gazetecilerin hapishaneye atıldığını söyledi.”
Tabii haliyle acı bir tebessüm ederek cevapladım sorusunu: “Hapishane yüzü görmedim, umarım görmem de…”
 
*
 
İşte, Türkiye’nin geleceği olan çocuklara göre medyanın hali bu.
 
*
 
Ama onlar, büyükler gibi umutsuz değiller.
Diyorlar ki: “Biz büyüyünce hiçbir gazeteci öldürülmeyecek, hapse atılmayacak, mutsuz olmayacak ve herkes doğru haber okuyacak!”
 
 
Nevin Kavak tavşan aday mı?
 
CHP’nin 23 Şubat’ta yapılacak il kongresinde beş il başkan adayı var; Ali Ünal, Abdülkadir Adar, Metin Tomsuk, Recep Taşel ve Nevin Kavak.
Aslına bakılırsa söz konusu isimlere aday adayı demek yanlış olmaz.
Aday olabilmeleri için 61 delegenin imzasını almaları gerekiyor.
Hangi ismin kaç imza aldığını bilemiyoruz.
Ancak özellikle Recep Taşel ile Abdülkadir Adar’ın imza sorunu yaşayacaklarını düşünmüyoruz.
 
*
 
Yukarıda yazılı olan beş isimden biri olan Nevin Kavak için bazı çevreler şunu sorguluyor: Tavşan aday olabilir mi?
Durum böyle olunca, konu, haliyle ES TV ekranlarında da konuşuldu.
Programı izleyen Nevin Kavak, cevap hakkını kullanmak istediğini söyledi.
 
*
 
İşte, Nevin Kavak’ın, ‘tavşan aday’ iddiasına ilişkin açıklaması:
 
USLUER VE TAŞEL’E SÖYLEMİŞ
“Ben aday olmaya bir yıl önce karar vermiştim, hatta bu düşüncemi birçok arkadaşımla paylaşmıştım. Böyle bir kararı vermemde en önemli etken, caddelerde yürürken bile, beni durdurup ısrarla aday olmamı isteyen birçok partili tanıdıklarımdır. Bu düşüncemi daha hiç bir arkadaşımın aday olacağı dillenmezken, ben Gaye Usluer’le konuştum. Hatta Recep Taşel’i de aradım; Eylül sonu ya da Ekim başında. Adaylığımı en son açıklamamda ekip arkadaşlarımın bazılarının acele etmememiz gerektiği yönündeki düşünceleridir.
 
‘YASA GEREĞİ ÜYE OLAMADIM’
Ben, lise ve üniversite yıllarımda, öğrenci örgütlerinde çalıştım. Mezun olduğum Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesinde de hep siyasi çalışmaların içinde bulundum. Öğretmenlik yaşamımda, sendikal örgütlenmenin içinde oldum. Malûm, çalışırken yasa gereği partime üye olamadım ama bugün çoğuyla hâlâ görüştüğüm binlerce Atatürkçü genç yetiştirdim. Onları gördükçe, kendimle gururlanıyorum.
 
‘NEDEN TEPKİ ÇEKTİ, ANLAMADIM’
Emekli olur olmaz, partime üye oldum. Partim için dünyanın neresinde olursam olayım gelip gönüllü olarak çalıştım. Bundan iki dönem önceki kongrede, İl Kadın Kolları Başkan Adayı oldum ve az bir oyla kaybettim. Yani tanınmayan, örgütten kopuk biri değilim, her zaman örgütün içinde oldum. Örgütün, örgütlü mücadelenin gücüne inanırım. Bunda da en önemli etken, çocukluğumda babamın TÖB-DER yönetiminde bulunmasıdır. Her zaman demokrasiye inandım. Düşüncelerimden hiç ödün vermedim, bu nedenle başım hep dik oldu. Cumhuriyete aşık kadın bir Atatürk öğretmeninin, örgütteki delegelerin sağ duyularına ve demokrasiye inançlarına güvenerek adaylığını açıklaması neden bu kadar tepki çekti, anlamadım. Ancak doğru bildiğim yolda tek bir oy alsam bile, hiç kimsenin etkisinde kalmadan, sonuna kadar devam edeceğim.”
 
Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi