Görüşler
“Bir konuşursam!..”
Eskişehir'in eski eğlence düşkünleri "Tokatçı Sevim" lakabını çok iyi anımsarlar...
Erkek gibi bir kadındı…
Ama bir gün çok kızdırmış olacaklar ki ateş gibi patladı:
"Bir konuşursam Eskişehir ayağa kalkar!"
Ne oldu, ne bitti?
Kimse anlayamadı ve zavallı Sevim, "Gık" demeye fırsat bulamadan kendini Eskişehir'den çok uzaklarda bulmuştu...
Yıllar sonra zamanın ANAP Genel Başkan Yardımcısı "Veysel Atasoy" da atılmıştı:
"İstersem Türkiye'yi sarsarım!"
Görünüşte haksız da değildi...
Bir Sevim, Eskişehir'i ayağa kaldıracak gücü bulduysa, Atasoy da Türkiye'yi sarsabilirdi...
Bu gelenek sürdü gitti...
Ama kimse konuşmadı!..
İşe bakın Başbakan Erdoğan da patladı:
"Bir konuşursam Türkiye ayağa kalkar..."
Bazı gazeteler manşetini attı:
"Konuş, açıkla..."
Yorumlar da aynı yöndeydi:
"Ne biliyorsan söyle..."
Öyle ya, bir Başbakan kime meydan okuyordu ki, ayaklanacak Türkiye de bilmeliydi...
Ama olmadı...
"Türkiye ayağa kalkamadı!"
…….
"Süleyman Demirel”in en büyük özlemlerinden biriydi:
"Konuşan Türkiye istiyorum..."
Konuşursa, belki dünyayı bile sarsacak kişiler vardır ama, konuşan yok!..
Oltayı atıp..
"Gündem değiştiren çok!.."
Sevim ortadan kaybolmasaydı..
"Konuşacaktı, Eskişehir belki de gerçekten ayağa kalkacaktı!..”
…….
Bektaşi'ye takılmışlar:
"Baba erenler, kıyamet kopunca dünyanın altı üstüne gelecekmiş…”
Bektaşi gülmüş:
“Gelsin, belki altı üstünden iyidir!..”+
Cumartesi öyküsü
Paylaşılan dostluğun kutsalı
“Jose Carrera”
İspanya’da Katalan bölgesinin sanatçısıdır.
Dünyaca tanınmış bir tenor...
“Placido Domingo”da İspanyol, Madridli. Birlikte çalışan sanatçıların bir süre araları açılır. Zıtlaşırlar, öyle ki, birisi konser verme çağrısı aldığında ötekinin gelmemesini şart koyar.
Durum böyleyken “Jose Carrera” hastalanır..
Tanı lösemidir ve durumun gidişi ölümcüldür.
Carrera konserlerden çekilir, tedavisi başlar.
Ancak, tedavi çok pahalıdır ve giderler karşılanamaz olur. Ne yapacaklarını bilemedikleri sırada bir vakfın olduğunu öğrenirler.
“Lösemi ile Mücadele Vakfı” kurulmuştur ve lösemili hastalara yardım etmektedir.
Carrera’nın dosları vakfa başvururlar ve gereken desteği alırlar.
Büyük tedavi giderleri artık karşılanmaktadır. Carrera düzelmektedir. Gerçekten de büyük tenor yavaş yavaş sağlığına kavuşur. Bir süre sonra da konserlerine yeniden başlar.
Bu arada “Placido Domingo” ile de barışmışlardır ve ortak konserleri yeniden başlamıştır.
Madrid’deki bir konserlerinde, Carrera söylemekte olduğu şarkısını keser..
“Placido Domingo’nun önünde diz çöker, ona teşekkür eder...”
Domingo da, Carrera’nın elini tutar, kaldırır ve ona sarılır.
İzleyenler şaşkınlık içindedir.
Carrera öğrenmiştir ki..
“Madrid’deki vakıf Placido Domingo tarafından Carrera’ya yardım için kurulmuştur.”
Onurlu “Basklı”, elden yardımı reddedeceği için Domingo böyle bir yolu seçmiştir...
Erdal Atabek
Siirtli’nin tavuk hesabı
Adamın biri lüks bir Mercedes'le Siirt'ten geçerken yolda bir tavuğa çarpar ve tavuk ölür...
Sürücü tavuğun parasını vererek helalleşmek ister:
"Kusura bakma amca, istemeyerek oldu. Parası neyse hemen öderim."
Siirtli, "Önemli değil gardaş" dedi:
"Sana da geçmiş olsun, iyi bir adama benziyorsun. Amma, biraz şaşkınsın! Sen çarptığın şeyin sadece bir tavuk mu olduğunu sanıyorsun?"
Yolcu şaşırır! Siirtli, adama bir çay söyler ve devam eder:
"Gel otur. Bah dinle! Bu tavuk günde bir yumurta, ayda 30 yumurta, bir yılda 360, beş yılda 1800 yumurta getirir... Bunlardan her birinden civciv çıktığını, bunların da yarısının tavuk olduğunu , her bir tavuğun bir o gadar yumurta verdiğini, falanı filanı hesaplarsak.." Derken, şoför ne yapacağını iyice şaşırır ve uyanık Siirtli son sözlerini söyler:
"Gardaş, sen iyi bir adama benziyon hakkaten! Fazla bir şey istemiyek senden, arabanın anahtarını bırah git!.."
20 milyon genç kız
Kitabevindeki bir derginin kapağında iri puntolarla "20 milyon genç Türk kızı en çok neyi arzu ediyor?" yazıyordu. Hemen raftan aldım ve sayfaları heyecanla çevirirken karım sinirlendi, "Ne yaptığını sanıyorsun?"
"Hiiiç" dedim:
"Adımı doğru yazmışlar mı diye bakıyorum da!"
Gerilim
Bu kirli kavganın kurbanları hala hapiste…
Onların özgürlüğü gündemin birinci maddesi olmalıdır... Bu ülkenin vicdanı bu ağır yükten
kurtarılmalıdır...
Melih Aşık
Kıssa-dan
Erdoğan'ın Trakya konuşması üzerine eğitim süresi için yasal düzenleme yapılacakmış.
Bilim dünyası Başbakan’ın aklından geçenlere göre düzenleniyor...
"Bilimsel eğitim diye buna denir!"
Akif Kökçe
Günün Sorusu
Sen 6-7 yılda bitirdin, bitirdin...
Yok bitiremedin , güle güle...
Bir de hangi "üniversiteyi" bitirdiğini bir bilen çıksa...
Bekir Coşkun
Günün Sözü
Her sorunun çözümü, bir kişinin onu bıkmadan usanmadan gündemde tutmasıyla başlar...
"Meclis'ten merhaba..."
Mustafa Balbay
Günün Olayı
Bir olayı iyi değerlendirmek için başkalarından dinlemek yerine, içinde olmayı yeğlerim.
Gözüme ve kulağıma inandığım kadar kime inanabilirim ki?
Y.Güngör Özden
Günün Biberi
Çoğu insan ömrünün en güzel yıllarını bir apartman dairesinin odasında televizyon seyrederek geçirir.
Çoğu insan yirmi yaşında ölür ve seksen yaşında da gömülür…
Robin Sharma
Su, ateş ve ahlak
Su, ateş ve ahlak dost olup birlikte zaman geçirmeye başlamışlar. Çevrede dolaşırken eğer kaybolurlarsa birbirlerini nasıl bulabileceklerini sorgulamaya başlamışlar.
Suya sormuşlar, "Kaybolursan seni nasıl bulacağız?"
"Nerede bir şırıltı duyarsanız beni orada bulabilirsiniz" diye yanıt vermiş su.
Ateşe sormuşlar, "Bir duman gördüğünüz yerde varım" demiş.
Sıra ahlaka gelmiş.
"Sakın beni kaybetmeyin" diye başlamış ahlak:
"Bir daha asla bulamazsınız..."
Günün Şiiri
Zaman geçti
Vakit geldi, yolculuk zamanıdır
İlerlemiş bir saati gecenin
Kalbim, bütün hatıraları çağır
Erelim hazzına düşüncenin
O bildik şehre dönmedeyim
Sevdalı günler ötesine
Saadetten uçacak mı neyim?
Arzumca uydum gönlümün sesine
O bildik şehre dönmekteyim
Bozuldu artık o büyülü düzen
Bu şehir nerde, bıraktığın şehir?
Beni her şeylerden çok üzen
Göremez oldum onu pencerelerde
Bozuldu artık o büyülü düzen…
Azmi Tekinalp (Varlık-1948)