Görüşler
-Bir padişah ya da kral "benim halkım” diye konuşursa yadırganmaz.
Ama bir aydın "halkım" diyebilir mi?
Belki "halkım" sözcüğü sevgiyi içermektedir ama, ister istemez işin içine sahiplenme eğilimi de girmektedir. Öyleyse "halkım" diye konuşmak, sakıncalarını da birlikte taşır.
"En iyisi yanlış anlamalara yol açacak bu sözü kullanmaktan kaçınmak değil midir?"
…………
10 Aralık 1982 tarihli yazısında "Melih Cevdet Anday" hoca dile getirmiş bunları...
Daha öncesine dönelim mi?
Örneğin, Demirel'li yıllara...
İlk ondan duymuştuk çünkü:
"Benim İşçim."
"Benim memurum."
"Benim emeklim."
"Benim köylüm."
Sonra Özal geldi...
Aynı sözcükleri o da çok sık kullandı...
Hatta daha da ileri gidip yol verdi:
"Benim memurum işini bilir..."
………….
Sıra Tayyip Erdoğan’a geldi...
Ayrıntısıyla girdi işe:
"Benim valim."
"Benim kaymakamım."
Doğru...
“Çünkü kendisi atıyordu. ..”
Ama bitmedi :
"Benim yargıcım."
"Benim polisim."
"Benim müsteşarım."
Ekledi:
"Kimseye yedirmem!.."
……….
Peki, halk nedir?
Bir yazısında üstad "İlhan Selçuk" şöyle yanıtlamıştı bu soruyu:
"Sosyal yapı bağlamında halk, çalışan kitleleri kapsayan insan topluluğudur."
Müsteşarından, valisinden, polisine kadar hepsi içinde...
Tam 31 yıl önce “benim halkım demekten kaçınalım” diyor Melih Cevdet Anday…
Ya bugün?
Bırakalım şu “mülkiyet” kokusu taşıyan deyimleri desek…
“Kim dinler ki!..”
Hoşçan'a "ulusal" uyarı
Bu uyarı yıllar önce bize de yapılmıştı…
Ali Akyüz, "Sen de mi usta?" diye sorup eklemişti:
"Ulusal basın da neymiş!"
Haklıydı Ali...
NTV Spor'da Eskişehirspor’un çiçeği Burnunda Başkanı "Mesut Hoşçan" da "ulusal medya" diye konuştu…
Dileriz İlk ve son olur...
Lütfen "yaygın medya" deyip geçin....
Günün Olayı
Polis şimdi de “kimyasal tazyikli su" kullanmaya başladı.
İnsanlık sonunda "yaşamın kaynağı olan suyun" insana karşı silah olarak kullanıldığını da gördü!
Akif Kökçe
Günün Biberi
Aşırı şiddet , güç kullanımı!
Biri polis dört ölü...
Gözaltı ve tutuklamalar!
Medyaya baskı!
"Bakalım dana nereye kadar?"
Hikmet Çetinkaya
“Yeterince duygusal çocuklarız”
Anadolu Üniversitesi'nin mezuniyet töreni daha çok konuşulacak…
Bize göre "tarihi bir tören" oldu...
Osmangazi Üniversitesi'nin töreni de ayrıcalıklıydı bu yıl ama, Anadolu'nun imzası "Tatlı Gezi" oldu...
Rektör "Davut Aydın" ve yardımcıları ile öğretim elemanlarının selamı alkışlandı…
"Sertab Erener"in konseri de öyle...
Ama madalyonun bir başka yüzü vardı ki, izleyen herkes anlatıyor...
"10. yıl marşı" İlk kez,bu kadar büyük bir coşkuyla söylendi...
Ve de o pankartlar…
Hayran kalınacak buluşlar…
Ne diyorlar?
"Yeterince biber gazı sıkmadınız mı? Hayatımıza müdahale etmekten bıkmadınız mı?"
-Gaz atma babam burada…
"Medya şimdi daha fazla kork! Çapulcu İletişimciler mezun oldu..."
-Blber gazına gerek yok, yeterince duygusal çocuklarız...
"Göz yaşlarımın yüzde 50'sini zor tutuyorum..."
…….
Eklenecek bir şey yok...
Gençler anlatıyor...
"Hala anlamıyor mu?" sorusuna katılmıyoruz…
"Çünkü yanıtını gösterilerde veriyor!”
Bir not daha...
“TRT bu kez canlı yayınlamadı töreni…”
Günün Şiiri
Bitişin başlangıcı
Serçelerin ıpılık kanat çırpınışlarında
Girer pencereden ilk yazın kokusu
Dört duvar arasında paramparçadır geceler
Töreni sarar o büyük korku
Sonra garipsi bir ansıma başlar
Yaşama çabasına sarılırsın son gücünle
Silinir tüm karanlıklar ışır çevren
Umutlar birer birer gelir yepyeni günle
Ipılık kanat çırpınışlarında gecelerin
Bir şeyil türkü çınlar kulaklarında
Göz kırpar hastane odasındaki çiçekler
Bitişin en güzel başlangıcında…
A.Nadir Caner (Türk Dlli-1973)
Elektriği kapatmış mıydım?
Karanlıkta uyumaya alışkın adam, bir gece zil zurna sarhoş halde evine geldi. Soyundu, hazırlandı ve yatağına yattı. Hemen uyudu...
Bir süre sonra uyandı. Yarı ayık, yarı sarhoş halde düşündü:
"Acaba elektriği kapatmış mıydım?"
Bir türlü hatırlayamadı elektriği kapatıp kapatmadığını. Sonunda yataktan kalktı, karanlıkta el yordamıyla masanın üzerini aradı ve kibrit kutusunu buldu… Kibriti çıkardı, çaktı ve tavana doğru tuttu...
Rahatlamış bir vaziyette "iyi" dedi:
"Lambayı kapatmışım demek ki!"
Haklısınız ama!
Makyavel'i eleştirmişler:
"Suçunuz büyük! Siz zalimlere iktidara gelmenin yollarını öğrettiniz..."
Makyavel, "Haklısınız ama" demiş:
"İyi anımsayın, zalimlerden kurtulmanın yollarını da öğrettim!"
Kıssa-dan
Atatürk'ün bağımsızlık, özgürlük savaşı verdiği yılların simgesi kalpaklı resmi olan bayrağı evimin penceresine yerleştirdim
Savcılara duyurulur!
Cüneyt Arcayürek
Kolsuz Yaşar'dan
Kimine göre 2500, kimine göre 125.000 Suriyeli mülteci T.C. vatandaşı oluyormuş.
“Alın size halk değişikliği!..”
Cuk
Türkiye doğuya giden bir gemidir.
Güvertede Batıya koşanlar, geminin Batıya gittiğini sannederler…
Sakallı Celal
Gerilim
“Avrupa Fatihi” diye karşılanmış olan Erdoğan, balkonlara 12 yıldızlı Avrupa bayrağı yerine şimdi üç hilalli Osmanlı bayrağı astırmanın peşinde!
Nilgün Cerrahoğlu
Günün İncisi
Adalet ancak gerçekten, mutluluk da adaletten doğar.
Emille Zola
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...