Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı hemşerimiz Mustafa Destici, Eskişehir teşkilatı tarafından düzenlenen bayramlaşma töreninde benimde gerek ES TV’deki ‘Anadolu’dan Kent’e Bakış’ programlarında gerekse özel sohbetlerimizde söylemiş olduğum önemli konuya değinmiş.
Destici, hükümet tarafından hazırlanan taslak ile değiştirilmek istenen belediyelerle ilgili yasanın PKK'nın elini güçlendireceğine dikkat çekmiş.
"Biz yıllardır söylüyoruz. Bu BDP'li belediyeler PKK'ya nakdi yardım yapıyor. Buraları BDP'li belediyeler yönetmiyor, PKK'nın atadığı insanlar yönetiyor. Peki siz bu Büyükşehir Yasası'nı çıkarırsanız şimdi sadece Diyarbakır'ın merkezine hakim olan PKK, BDP vasıtasıyla ilçelerini, beldelerini, köylerini, bütün mülki sınırlarını yönetir ve oradan büyük bir rant devşirir ve kadrolaşma imkanına sahip olacak" diyen Sayın Destici’yi ayakta alkışlıyorum.
DESTİCİ’NİN GÖRDÜĞÜNÜ HÜKÜMET GÖRMÜYOR MU?
Yeni yasayla Büyükşehirlerin mücavir alanları tekrar değişecek ve ilin tamamı Büyükşehir Belediyesi mücavir alanına girecek. Artık Belediyeler sadece kent merkezi ile mücavir alanı içerisinde yer alan mahalle ve köylerden değil o ilin en ücra köşesindeki köye bile hizmet götürmekten sorumlu olacak.
Bu mantığı anlayamadım. Belediyeler kıt kanaat devletten aldıkları hazine yardımları ile hizmet götürmekte zorlanırken, çıkacak olan karardan sonra hele hele birde belediye başkanı AK Parti’li değilse bakanlıklardan özel yardımlar alamayacakları için daha da zorlanacaklar.
Şimdi AK Parti’li milletvekillerine, bakanlara ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a soruyorum.
BBP Genel Başkanı Mustafa Destici’nin gördüklerini sizler göremiyor musunuz?
Bu yasadan, daha doğrusu bu yanlıştan bir an evvel dönün. Birkaç şehirden fazla oy alacağım hesabı yapılırken, diğer sorunlar göz ardı edilmemeli. Yarın pişman olursunuz ancak iş işten çoktan geçmiş olur.
*-*******
AHMET VURAL VE TÜRKEŞ…
Kurban Bayramı’ndan birkaç gün önce idi. Büyükşehir Belediyesi’nin arka sokağından Taşbaşı’na doğru yürürken kendisini gazetecilik mesleğine başlamadan önce tanıdığım Avukat Ahmet Vural ile karşılaştım. Kendisiyle aynı partiden olmasam bile kafa yapılarımız az çok bir birimize benzer.
Uzun zamandan beri belki de 3-4 ay oldu. Görüşemiyorduk. Tesadüfen karşılaştık ya.
“Sadiciğim yazıhaneye çıkacağız. Bir acı kahve içirmeden göndermem. Bahane ile biraz laf ederiz” dedi.
Kendisini kırmam, teklifini ‘ret’ etmem mümkün değil. Ofisine çıktık. Kahvelerimizi içerken, duvarda asılı olan birkaç fotoğraf dikkatimi çekti. Onları hiç görmemiştim.
“Ahmet ağabeycim. Duvardaki fotolarda rahmetli Alpaslan Türkeş ve sen varsın. Yanınızdaki bir-iki kişiyi daha tanıyorum. Ancak kim olduklarını çıkaramadım” dedim.
Hemen duvardaki fotoğrafı aldı ve yanıma geldi.
“Bu fotoğraf 1974 yılında Ankara’da MHP’nin Genel Kurulunda çekildi. O zamanlar ben Mihalıççık İlçe Başkanıyım. Rahmetli Alpaslan Türkeş genel başkan seçildi. Kendisini kutlamak ve bahaneyle de Mihalıççık Belediye Başkanı Kamil Gürel beyi tanıştırmak için yanına gittik. Kendisi bizi sevgi ve muhabbet ile karşıladı. Ayaküstü sohbet ettik. 38 yıllık fotoğraf.”
Kahvemizi yudumladık, kalkmaya hazırlanırken;
“Ahmet ağabey. Çok çalıştınız. MHP’ye çok şey verdiniz. Parti tabanınız kadirşinas değil. Partiye vermiş olduğunuz hizmetlerden dolayı pişman mısınız?”
“Asla” dedi ve devam etti.
“Sonradan pişman olacak bir şey yapmadım. Ne yaptıysam karşılık beklemeden gönül rızam ile partime hizmet etmek için yaptım. Bu davaya inanmış, karşılık beklemeyenlerden birisiyim. Milletvekili veya belediye başkanı olarak şehrime hizmet etmek kısmet değilmiş diyelim. Tabii ki içimde azda olsa burukluk var. Ama dediğim gibi kısmet değilmiş.”
Ahmet Vural, MHP’ye verdiklerinin karşılığını milletvekili veya belediye başkanı olarak alamasa da, bugün ihtiyaç duyulması halinde taşın altına elini koymaktan ve hizmet etmekten kaçmayacağının da mesajını verdi.
*-********
FIKRA
Bebek
Fıstık gibi bir sarışın kucağında bir bebek ile eczaneye girip;
-“Bebeği tartmak istiyorum” deyince eczacı;
-Efendim bebek tartımız bozuk. Onun için anneler bebeklerini kucaklarına alıp büyük tartısına çıkıyorlar. Sonra ben bebeği kucağıma alıp anneyi bir daha tartıyorum. Aradaki farktan da bebeğin ağırlığını buluyoruz” demiş.
Kadın ; -Hay aksi şeytan! Deyip kapıya doğru yürüyünce eczacı;
-Ne oldu efendim? diye sormuş.
Sarışın;
-Ben bu bebeğin annesi değilim ki, teyzesiyim. Gidip bebeğin annesini getireyim bari...
*-******
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...