Geçtiğimiz hafta başı Cumhuriyet Başsavcılığının başlatmış olduğu bir soruşturma için Büyükşehir Belediyesi’nin 23 çalışanı Emniyet Müdürlüğü ekipleri tarafından ifadeleri alınmak üzere gözaltına alınmışlardı.
Gözaltına alınış şekli çok eleştirilmiş, belediye bürokratlarının evlerinden apar topar alındığı çok eleştirilmişti. İl Emniyet Müdürü Naci Kuru ise, gözaltına alınanların iddia edildiği gibi evlerinden apar topar değil, işlerine gitmek için evlerinden çıktıktan sonra gerçekleştirildiğinin özellikle altını çizmişti.
Sorgulamaları yapılan 23 kişiden 5’i tutuklandı. Bu operasyonun yapıldığı günden beri Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen siyaseten belediyeyi yıpratmak, itibarsızlaştırmak, yaklaşan yerel seçimler öncesi seçmenin kafasında soru işareti yaratmak için gerçekleştirildiğini iddia etti.
Gerçekten Yılmaz Büyükerşen’in iddia ettiği gibi mi? Yoksa gerçekten de su istimaller var mı? Bunu bilemem. Bunu açığa çıkarmak yargının görevi. Zaten soruşturma da bunun için açılmış. Tüyü bitmemiş yetim hakkı yiyenler var ise, elbette ki bu soruşturma ve yargılamalar sonucu ortaya çıkacaktır. Yok, ise de en azından yerel seçim öncesi Büyükşehir Belediyesi bir kez aklanmış olarak seçimlere girecek. Bu da Yılmaz Büyükerşen ile Büyükşehir Belediyesinin kamuoyunda itibarını daha da artıracaktır.
YEREL SEÇİM KADAR MAHKEME SONUÇLANMALI
Yargıya intikal etmiş konu hakkında yorum yapmadan, mahkemenin vereceği kararı beklemeliyiz. Ancak bu dava yerel seçimlere kadar sonuçlandırılmalı. Mahkemelerdeki dosya sayılarının ne kadar fazla olduğunu biliyorum. Ancak Anayasa ve yasaların kendilerine tanıdıkları yetkiyle herkese eşit muamele yapan, tarafsız bir şekilde adalet dağıtmaya çalışan hakim ve savcılarımız biraz daha fazla fedakarlık yaparak özellikle bu dosyayı inceleyerek karar verecek olurlarsa, tutuklananlar suçlu ise suçlarını çeksinler. Ancak suçlu değillerse de, daha fazla içeride kalmadan özgürlüklerine yeniden kavuşsunlar.
Ben yüce Türk Adaletini temsil eden hakim ve savcılarımızın birilerinin iddia ettikleri gibi değil, yukarıda da yazdım. Anayasa ve yasaların kendilerine tanıdıkları yetkiyle tarafsız bir şekilde adaletli karar vereceklerine inanıyorum. Bu inancım dün de vardı, bugünde devam ediyor.
BELEDİYE BAŞKANLARINDAN
YILMAZ BÜYÜKERŞEN'E DESTEK
Büyükşehir Belediyesi'ne yönelik operasyonlar nedeniyle aralarında İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın, Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk'ün de bulunduğu 43 belediye başkanı Yılmaz Büyükerşen'e destek vermek için Eskişehir'e geldi.
Bu ziyarette konuşan Başkan Yılmaz Büyükerşen "Hepinizin bildiği gibi belediyeler bir makinedir. Çarklar vardır. Tutuklanan bu 5 arkadaşımız makinanın ana çarklarıydı. Belediyenin dişlilerini söküp alırsanız makine çarkı dönmez. Arkadaşlarımdan adımdan emin olduğum kadar eminim. Üzüntüm onların ailelerinin çektiği ızdıraptır” diyerek onların suçsuz olduklarına vurgu yaptı, sahip çıktı. Eskişehir ve Türkiye genelinde Yılmaz Büyükerşen gibi düşünenlerin sayısı çok. Ancak gerçekten tutuklanan 5 kişi ve ile tutuksuz yargılanacak diğer 18 kişinin suçlu veya suçsuz olduğuna yargı karar verecek. Suçlu veya suçsuz demek için mahkemenin kararını beklemek zorundayız. Kararı biz değil, yüce Türk Adaletinin tarafsız yargıçları verecektir.
BU KEZ ÖZGÜR’DE ÇEK’İP ALAMADI
Bu sezona kadar kalitesi düşük bir sezon yaşanmadı. Hangi maçın sonucun ne olacağını önceden az çok tahmin edebiliyorduk. Bugün tahmin yapmak çok zorlaştı. Pazar günü Sivas’ın Fenerbahçe’yi kendi evinde yeneceğini kim tahmin edebilirdi ki? Belki sürpriz bekleyenler.
Eskişehirspor-Mersinidmanyurdu karşılaşması öncesinde kağıt üzerinde Es-Es’lerin galibiyete daha yakın olduğu gibi.
Ancak maç sahada oynanır. Eskişehirspor’un kendi evinde kazandığı son maçlara baktığımızda, oynadığı futbol ile galibiyeti hak eden taraf değildi. Antalya karşısında Necati’nin penaltı gölü. Trabzon karşısında Özgür’ün uzatmalarda attığı gol ile gün kurtarıldı. Ancak ne oynanan futbol kalitesi ne de alınan skorlar ben dahil pek çok kişiyi tatmin etmedi.
Es-Es’li futbolcular Mersin maçında, maçın kaderini değiştirecek hamleler yapamadılar. Mersin özellikle ilk yarıda yakaladığı fırsatları gol yapabilseydi maçı kazanabilirdi de. İkinci yarıyla birlikte yaşanan düşüşün nedenini bilmiyorum. Ancak bu konuda fısıltı gazeteleri çok hızlı çalışıyor. Kimileri futbolcuların alacaklarını alamadıklarını, kimileri ise guruplaşmalardan, kimileri ise Ersun Hoca ile bazı futbolcuların arasında problem olduğunu söylüyor.
Bunların doğruluk derecesi nedir bilmiyorum. Ben yazdım. Bu iddialar doğru değilse, başkan ve yöneticiler çıkıp yalanlar. Doğru ise de, sorun ne ise yol yakınken çözülmeli. Bu puan kayıplarının devam etmesi halinde Eskişehirspor hiç beklenmedik bir yerde kendini bulursa şaşmayın.
Mersin maçında son 10 dakikada oyuna alınan Özgür Çek, Trabzon maçındaki gibi son dakikalarda gol atarak kurtarıcı olamadı. Necati’nin yokluğunda onun yerine oynayan Nuhui be kez etkisizdi. Keşke Özgür son 10 dakika da değil, daha erken oyuna dahil edilseydi. Bu kez Çek’ip üç puanı takımına kazandıramadı.
FIKRA:
TİTANİK BATMIŞMIY DI YANMIŞMIYDI?
Amerika’da zencinin biri, pasaportunu kaybetmiş. Aksilik bu ya, o gün de Türkiye’ye uçacakmış. Kara kara düşünürken yolda bir pasaport bulmasın mı!
Hemen almış yerden, bir bakmış ki Leonardo Di Caprio’nun pasaportu. “Ne olursa olsun,” demiş ve
şansını denemeye karar vermiş. Çıkarmış Leonardo’nun fotoğrafını, kendi fotoğrafını yapıştırmış. Uçmuş Türkiye’ye. Atatürk Havalimanı’nda görevli gümrük memuru olan Temel’in Karşısına geçmiş.
Temel, almış pasaportu; adamın ismine bakmış: “Leonardo Di Caprio”.
Temel bir fotoğrafa bir de zenci adama bakmış. Aynı zenci.
Birkaç şaşkın bakıştan sonra öbür masaya seslenmiş:
“Ula Cemal, bu Titanik batmış miydı, yanmış miydi?