Hayırdır, sen rüyamı görüyorsun, bu saatten sonra Eskişehirspor lige nasıl tutunacak diye sorduğunuzu duyar gibiyim.
Hayırdır, sen rüyamı görüyorsun, bu saatten sonra Eskişehirspor lige nasıl tutunacak diye sorduğunuzu duyar gibiyim.
Haksızda değilsiniz.
Eskişehirspor'un bu saatten sonra ligde kalması mucizelere bağlı.
Ama yine altını çizerek söylüyorum.
Eskişehirspor bu kez düşmedi.
İyi de nasıl?
Çünkü düşmek dediğimiz şey sportif başarı ile sınırlı olamayacak kadar derin bir eylem.
Sadece saha içine bakarsak düşmüş olabiliriz ama sahanın dışını da iyi okumak, analiz etmek ve ona göre yorumlamak gerekiyor.
Farkında mısınız bir kaç yıldır her sezona küme düşeceğiz diye başladık.
Ve ligde kalma adına pek bir umut, pek bir inanç olmadan yani düşmeyi kabul ederek geçirdiğimiz sezonlar izledik.
Bırakın puanlar almayı, gol atmaya hasret, fark yemediğimiz maçlara başarılı demeye başladık.
Nasıl bir keder, nasıl bir ızdırap hepiniz biliyorsunuz.
Ancak ve ancak bu sezon ezber bozuldu.
Yine düşeriz diye başladığımız bir sezona başladık, maddi ve manevi şartlar daha da zorlaştı. -3 puan nişanını takan yaş ortalaması 19 ve transferi kapalı bir takım olarak işi buraya kadar getireceğimizi pek düşünmemiştik.
Ancak hem yönetim hem de saha içinde bizi biz yapmaya başlayan yeni bir mücadele ve inanç fitili ateşlendi.
Önce puan, puanlar almaya başladık. Sonra ligde kalabileceğimize inandık.
Bu arada yönetim imkanları dar olmasına rağmen senelerdir içimize dert olan ve inancımızı öldüren dosyaları kapatmaya başladı.
Tabi taraftar yine üstüne düşeni fazlasıyla yaptı. Süper Lig ortalamasının üstünde bir destek ile son nefese kadar mücadeleye ortak oldu.
Yani sadece saha içine odaklanıp diğer teferruatlara enerjimizi bölmediğimiz bir sezon yaşadık. İstediğimiz gibi bitmese de, istediğimiz gibi biteceğine inanmış bir süreç yaşadık.
Şimdi matematiksel olarak şansımız devam etse dahi bir alt lige gidecek olmak pek sürpriz olmaz.
Fakat geçmişten farklı bir durum var.
Eskişehirspor buraların yabancısı değil. Ve asıl sorun düşmek değil yeniden çıkmaya engel olan karamsar bulutlardı.
Sürekli değişen yönetimler, hiç kapanmayan dosyalar, sıcak su, yemek, güvenlik parası gibi marka değerini ve inancı öldüren sahipsizlikler yüzünden umutsuzduk. Düşmenin durmayacağı ve amatöre kadar gideceğinden korkuyorduk. O yüzden de düşmek sadece bir lig düşmek değil kocaman bir travma olmuştu.
Şimdi gelelim yazının başına...
Eskişehirspor bu kez düşmedi derken asıl kast ettiğim düşmenin artık duracağına olan inancım.
Çünkü tahmin etmediğim kadar şeffaf, samimi ve elindeki güçten fazlasını yapan bir yönetim var.
Birlikte üzülüp, birlikte gülebildiğimiz. Kapımızı çalıp ne oluyor bu takım diye hesap sorabilirsiniz diyen ve politik davranacağım diye tepkisini sümen altı etmeyen bir yönetim kurulu var.
Yani kaybolan idari güven yeniden tesis ediliyor.
Yani yönetim göreve devam ederiz biraz da destek görürse bu kez inancın boşa çıkmadığı günler yakındır.
Haliyle düşmekten korkmadığımız ve bu kez şampiyonluğa oynamaya inandığımız bir lige başlayacağımızı düşünüyorum.
Transfer açılmasa bile iddialı olacağımız bir sezona başlayacağımızı hissediyorum.
Seneler sonra ilk kez bardağın dolu tarafından bakabiliyorum.
Ve bu yüzden bir kez daha altını çizmek istiyorum.
Eskişehirspor bu kez düşmedi!