Psikiyatr Dr. Sıtkı Karaca, kış mevsiminin insanlarda depresyona neden olduğuna dikkat çekerek, neler yapılması gerektiğini anlattı.
Havaların soğuyarak grileşmeye başladığı ve gün ışığından daha az yararlandığımız kış sezonu geldiğinde çoğumuzun hissettiği depresyon ve mutsuzluk halinin kaynağı hep merak konusudur. Gün ışığının azalması, depresyon riskini artırıyor. Uzmanlar, bu duruma biyolojik ritmi ayarlayan beyindeki merkezin yetersiz uyarılmasının neden olabileceğini belirtiyor. Psikyatri uzmanı Dr. Sıtkı Karaca, depresyonun birçok nedeni olduğunu belirterek, kış döneminde gün ışığından daha fazla yararlanılması gerektiğini ifade etti.
“İNSANIN YAŞAMA KARŞI İSTEKSİZLİĞİ ARTAR”
Genellikle eylül-ekim aylarında başlayıp ilkbaharda sona erdiği için “kış depresyonu” adını alan bu duygu durumunun farklı sebeplerden oluştuğunu aktaran Karaca, “Depresyonun psikolojik, sosyolojik ve kişinin kendi iç nedenleri gibi sebepleri vardır. Bunların yanı sıra bir de mevsimsel depresyon var. Bu dönemde biyoritim bozuklukları olur ve kişi daha çok uyur. Yaşama karşı isteksizliği artar. Daha çok yeme ihtiyacı, daha çok tatlı yeme ve karbonhidrat alma ihtiyacı doğar. Bu dönemde kişi bununla beraber ağır bir depresyon yaşar. Kilo alır, hantallaşır, kendini enerjik hissetmez. Duygu durumu kaybolur. Depresyon hali, beyinde bulunan yolaklardaki madde eksikliklerinden kaynaklanıyor. Serotonin, melatonin ve prolaktin denilen maddelerin etkin olduğunu biliyoruz. Bunları hep mevsimsel etkiler tetikliyor” diye konuştu.
KIŞIN KADINLAR DAHA ÇOK DEPRESYONA GİRİYOR
Uzm. Psikiyatr Dr. Sıtkı Karaca, mevsimsel kış depresyonunun kadınlarda daha yüksek göründüğüne dikkat çekerek, bu dönemde neler yapılabileceği hakkında bilgi verdi. Karaca, “Yüzde 60’lara varan bir oranla kadınlarda mevsimsel kış depresyonu daha fazla görünüyor. İnsanların şuna dikkat etmeleri gerekir. Sabah kalkıp güneşte yürümek depresyona iyi gelebiliyor. Kış mevsiminin en zor durumlarından birisi sabah kalkmak oluyor. Bir diğer husus, karbonhidratlı yiyeceklerden kaçınmak ve mutlaka spor yapmak gerekiyor. Aşırı tüketimden ve aşırı uykudan kaçınmak lazım. Gece mutlaka saat 00.00 civarında yatıp, sabah 05.00-06.00 gibi kalkıp güneş doğarken hafif bir yürüyüş yapmaları gerekir. Ev kadınları ya da çalışmayanlar da bu saati biraz daha ileriye çekebilirler. 08.00-09.00 gibi saatlerde yürüyüş yapabilirler. Bu yürüyüşler melatonin hormonunun salgılanmasını değiştirdiği için avantaj sağlıyor” dedi.
İLAÇSIZ TEDAVİ MÜMKÜN
Kişilerin bu dönemden ilaç kullanmadan da kurtulabileceğini anlatan Karaca, şöyle devam etti:
“Bazen kişi ilaçsız da kendisini bu dönemde tedavi edebilir. Ama depresyonda çökkünlük, isteksizlik, keyif almama ve yaşamdan haz duymama belirtileri, kendini değersiz hissetme belirtileri 15 günden fazla sürüyorsa biz buna depresyon diyoruz. Yoksa gün içinde her insan keyifsiz, isteksiz olabilir. Bir olay yaşamıştır, ona bağlı bir durum söz konusudur. Buna bağlı bazı belirtiler var olabilir. Biz bu depresyon durumunu yenmek istiyorsak kendimizi enerjisiz hissetmeye başladığımız zaman hemen harekete geçip, kendimizi canlandırmamız iyi olur. Takviye ilaçlar artık bir piyasa durumu haline geldi. Ama ben hastalarıma önermiyorum. Çünkü vücut doğal olarak yetiştirilmiş olan ürünlerden hepsini birlikte alıyor. Mesela bir portakal veya bir elma yiyebiliriz. Hem böylece daha sağlıklı beslenilmiş olunur. Ayrıca vücuda zararlı bir madde alınmamış olunur. Biz özellikle gıda takviyesinin doğal yollardan alınmasını öneriyoruz.” (İHA)