Acıbadem Eskişehir Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Op. Dr. Recep Kurnaz, gebelikte yaşanan bel ağrıları ile ilgili açıklamalar yaptı, anne adaylarına tavsiyelerde bulundu.
Dr. Kurnaz, bel ağrılarının, hamilelik süresi boyunca karşılaşılan ortak klinik bir problem olduğunu belirtti. Bu ağrıların genellikle gebeliğin son dönemlerinde ortaya çıktığını anlatan Dr. Kurnaz, "Anne ve bebeğin artan kiloları, anne bedenindeki hormonal ve anatomik değişikliklerin oluşması, leğen kemiğindeki bağlara ve eklemlere olan mekanik basının artması gibi faktörler bel ve kalça ağrılarına sebep olabilir. Ancak her bel ağrısı bu kadar basit olmayabilir. Bazen gebelik döneminde rastlanan geçici kemik erimesi olarak adlandırılan bir hastalık ya da artan mekanik basıya sık maruz kalma sonrası ortaya çıkan kırıklar bile görülebilir.
Acıbadem Eskişehir Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Op. Dr. Recep Kurnaz, "Gebelik sırasında stres kırığı spesifik olmayan semptom ve klinik bulguları olan, oldukça nadir rastlanılan bir durumdur. Gebelik döneminde salgılanan hormonlar pelvik ligamentleri gevşetir. Oluşan instabilite sonrasında yük altında kalan kemiklerde stres kırıkları meydana gelebilir. Ağrının ilerlemesine ve hamilelik döneminden doğum sonrası döneme kadar topallama görülmesine rağmen bu tanı gözden kaçabilir. Bu nedenle tanı koymak için ilk önce şüphe duyulması en temel kriterdir. Kalsiyum, fosfat değerleri, 25-hidroksi vitamin D düzeyleri altta yatan herhangi bir metabolik hastalığın dışlanması için istenebilir. Bunların dışında; omurga enfeksiyonları, sakroiliak eklem çıkıkları, pelvik veya omurganın kompresyon kırıkları ve tümörler gibi ayırıcı tanılar da akılda tutulması gereken bel ağrısı sebeplerindendir" diye belirtti.
BEL AĞRILARINI ÖNLEME YÖNTEMLERİ
Op. Dr. Recep Kurnaz, gebelik dönemindeki bel ağrılarını bazı yöntemler ile önlemek veya hafifletmenin mümkün olduğunu anlatarak şunları belirtti;
"Bebeğiniz büyüdükçe vücudun ağırlık merkezi öne doğru kayar. Bunu dengelemek için otururken arkaya yaslanmak, oturduğunuz yerden kalkarken göğsü dik tutmak, omuzları geriye atarak dizleri kilitlemeden yürümek gerekir. İyi bir duruş pozisyonu aynı zamanda güvenli bir oturma demektir. Otururken sırtı destekleyen bir sandalye seçilmeli veya küçük bir yastıkla desteklenmelidir. Alçak topuklu, düz olmayan, iç tarafı destekli ayakkabılar kullanılmalıdır. Küçük objeleri kaldırırken bacaklardan destek alınmalı, sırta ya da bele yüklenilmemelidir. Uyurken bacaklar arasına yastık koyarak yan pozisyonda yatılmalıdır. Yürüyüş ve suda yapılan hafif egzersizler gibi düzenli fiziksel aktivite yapılması sırtı güçlendirir ve ağrıların azalmasını sağlar. Ne zaman doktora başvurulması gerektiği bilinmeli, eğer 2 haftadan uzun süren şiddetli sırt ağrısı varsa ihmal edilmemelidir. Sırt ağrısının erken doğum belirtisi olabileceği de unutulmamalıdır. Sırt ağrısı ile birlikte kanama olması, idrar yaparken yanma ve ateş şikayetlerinin olması altta yatan başka bir hastalığın belirtisi olabilir. Eğer sırt ağrısı hakkında endişeler varsa hekime başvurulması gerekmektedir.iha