Yine acılar, yine sorunlar....
Yine zalim dünya haykırışları...
Bir sihirli değnek olsaydı da, 2015’de yaşanan tüm acılar, sorunlar geride kalsaydı keşke… Ben inanıyorum sihirli değneklere... Herkesin kendisi ve etkilediği çevresiyle ilgili sihirli değneği kendi elinde. İktidar sahibiysen, elindeki değneğin etkilediği çevre de o kadar fazla. Sahip olduğun iktidar gücüne bağlı olarak da, o değneğin gücü artıyor. Ama, yok, kimse kullanmadı elindeki sihirli değneği... 2016’da da aynı acılar, sorunlar devam ediyor. Hatta özellikle Ortadoğu’da 2016’da sorunlar artacak gibi gözüküyor. Yeni yılın ilk günlerinde Suudi Arabistan’ın 46 kişiyle birlikte, Şii din adamı Şeyh Nimr’i idam etmesi Dünya kamuoyunda Ortadoğu’daki barış beklentilerini ve umutlarını altüst etti. Bu gelişme Ortadoğu coğrafyasındaki mezhep çatışmalarını körükleyecek gibi gözüküyor. Diğer taraftan işin ciddi ekonomik boyutları da var.
Petrol üretimi açısından şanslı bir coğrafyada bulunan Ortadoğu ülkeleri, kendi içlerindeki bu çatışmalar nedeniyle, kalkınamıyor, ekonomik gelişmişliğini İslam alemine yayamıyor. Geçen yıl içinde İran nükleer programını sınırlamak konusunda BM Güvenlik Konseyi ile anlaştıktan sonra, bu yıl içinde uluslararası yaptırımların kalkmasıyla, Dünya petrol ve doğalgaz piyasasında önemli bir aktör olmaya hazırlanıyordu. Ancak enteresan şekilde ABD ve Suudi Arabistan’ın etkisiyle petrol fiyatları son bir-bir buçuk yıl içinde yüz küsur dolardan, kırk doların altına indi. Bu fiyat düşüşü, bölgede son dönemde etkisini artıran bir aktör olan Rusya’yı ve diğer pek çok petrol üreticisini zor duruma soktu. Suudi Arabistan şu anda Dünyanın en büyük petrol üreticilerinden biri durumunda. İran ise ambargonun kalkmasının ardından, Irak Şii yönetimiyle birlikte Suudi Arabistan’ın üretiminin üzerinde petrol arzı yapmaya hazırlanıyordu. Fiyat düşüşünü körükleyen Suudi Arabistan’ın kendisi için bile petrol fiyatlarındaki bu düşüş, tarihi cari açık seviyesine ulaşılmasına neden oldu. IMF’e göre Suudi Arabistan’ın bütçesini dengeleyebilmesi için petrolün varil fiyatının en az 82 dolar olması gerekiyor. Diğer taraftan İran-Irak konsorsiyumunun zirveyi zorlayacak üretim değerlerine ulaşması, ulaşsa bile bu fiyat düzeyinde üreteceği petrolün ekonomik büyümeye hizmet etmesi pek olası gözükmüyor. Böyle olunca da insan düşünmeden edemiyor. Kimin elindeki değnek, Ortadoğu’da mezhep savaşlarını körüklüyor, petrol fiyatlarındaki düşüşü bir yaptırım, bir silah gibi kullanıyor. Oysa bölgedeki insanlar bitip tükenmek bilmeyen iç savaş nedeniyle her geçen gün biraz daha fazla acıyla karşı karşıya kalıyor. Evlerini terk etmek zorunda kalan kişi sayısı neredeyse on milyonlara ulaştı. Hayatını kaybeden, yaralanan insan sayısı milyonlara ulaştı. Mültecilerin Avrupa’ya umut yolculuklarında neredeyse her gün ölüm haberleri geliyor. Geçen hafta Dünya basınına yansıyan görüntüler Suriye’de açlığın ne kadar dramatik boyutlara ulaştığını gösterdi; kuşatma altındaki bir kentte açlık yüzünden halk, ölmemek için yaprak, çimen, kedi, köpek yemek zorunda kalmışlardı ve her hafta onlarca insan açlık yüzünden hayatını kaybetmeye başlamıştı. Bu bölgede bebek gıdasının kilosu 300 dolarlara, un ve pirincin kilosu ise 100 dolarlara ulaşmış durumda olduğu bilgisi paylaşıldı.
Ortadoğu’da bu ne çelişki ama... Bir yanda doğalgaz ve petrol zenginliği, diğer yanda bu zenginliğin kendi ırkından, mezhebinden, dininden insanlara çare olamaması... Petrol fiyatları belki ki Ortadoğu coğrafyasında bir silah olarak kullanılıyor ve üretilen hidrokarbonlar bölgenin refahına dönüşemiyor. İran, Suudi Arabistan, Venezuela, Kanada’nın ardından Dünyanın en büyük dördüncü petrol rezervine sahip ülke, doğalgaz rezervi açısından Rusya’nın ardından Dünya’nın en zengin ikinci ülkesi. Her ne kadar ambargo nedeniyle şu anda üretimleri 3-4 milyon varil düzeyinde olsa da, Irakla birlikte İran’ın günlük petrol arzı 20 milyon varil mertebelerine ulaşabilecek durumda. Suudi Arabistan’ın bir günlük petrol arzı 10 milyon varil mertebesinde. Sunni blokta yer alan Kuveyt, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar gibi ülkelerin günlük üretim toplamı ise yine yaklaşık 10 milyon varil düzeyinde. Bu boyutuyla değerlendirildiğinde, petrolün varil fiyatındaki 1 dolarlık düşüşün Sunni bloğuna ve Şii Irak ve İran bloğuna günlük yansıması yaklaşık 40 milyon dolar mertebesine ulaşıyor. Petrol fiyatlarındaki 1 dolarlık düşüşün aylık toplamı 1.2 milyar dolar, yıllık toplamı yaklaşık 15 milyar dolar dolaylarında; resme diğer taraftan bakarsak, petrol fiyatlarındaki 1 dolarlık artışın parasal karşılığı, Sunni ve Şii blok açısından yıllık 15 milyar dolar mertebesinde olacak. Bu 15 milyar dolar Ortadoğu’da sorunların çözümü için harcansa, ne sorun kalır, ne aç kalır, ne de açlık... Tabii bu ancak, o değneği sallayanın ya da sallayanların değneğini kırmak kaydıyla olur... Aksi olur, Sunni ve Şii çatışması büyürse, bu da olsa olsa, değneği sallayanlara yarar...
..............................
Özetle, zalim olan Dünya değil, insanlar…
Karamsarlık beslersen karamsarlık, umut beslersen umut kazanır derler ya… Benim elimdeki sihirli değneğim içimde barındırdığım umudum… Benim hala umudum var.
İnsanlık kazanacak… Herkese iyi haftalar...
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...