Çocukluğumuzda severdik “kızlı-erkekli” kulaktan kulağa oyunu…
Beş-altı kişi sıralanır, en baştaki yanındakine bir sözcük fısıldardı...
Örnek mi?
“Doğa” ile başlar...
“Boğa” ile biterdi...
Bir gün “Külliyen” demiş baştaki...
“Sütyen” çıktı!
“Ansiklopedici düşünün artık!”
***
Gazeteci-yazar “Nedim Şener” tutuklu iken, “Uğur Dündar” arasındaki esprili bir telefon konuşmasından anımsadık bu oyunu...
“Şener”, telefonda mitolojideki en kudretli tanrı olan “Zeus”u kastederek “Yüce Zeus” diye hitap ediyor.
Dinlemeyi yapan polis bu ifadeyi “Yüce Deyyus” diye kaydediyor...
“Uğur Dündar” da bu espriye karşılık vermek üzere yine Yunan mitolojisine başvuruyor ona “Sağol Apollon” diye takılıyor.
“Apollon” , mitolojide müziğin, sanatların, güneşin, ateşin ve şiirin tanrısı olarak biliniyor.
Acaba kayıtlara nasıl geçti?
***
“Apollo 11 mi?”
Anlaşılan bu “Nedim”in, “NASA”yla da ilişkisi olabilirdi...
***
Son 6-7 yıldır ne günler yaşadı Türkiye!
Ergenekon’dan Balyoz’a gümledi ortalık...
26. Genelkurmay Başkanı “İlker Başbuğ” başta olmak üzere, onlarca asker yıllarca tutuklu kaldı...
Bugün ne diyor?
“Türk milleti her şeyi gördü...”
Ya Erdoğan?
Gözümüzün içine baka baka bağırıyordu:
“Ben bu davanın savcısıyım!”
Ya bugün?
“Aldatıldık...”
Pardon!... Galiba “Yüce Zeus”da...
“Deyyus bağışlayan bir Tanrıydı!”
Biz utandık! Ya siz?
Balıkesir maçından sonra “Anadolu”nun bu manşetini çok sevmiştik...
Çünkü gerçekten o gece maçı izlerken, utanmadın da ötesinde, kahrolmuştuk!
Bize göre, düşmüş takımdan yenilen tam 4 gol, Eskişehirspor için kara bir leke olmuştu...
Gazeteciliğe başladığımız yıllarda sevdiğimiz bir mürettip vardı...
Adı “Süleyman Yeşildağ...”
Yenildiğimiz bir maçta antrenörün söylediklerini daha toton biz gazeteye gelmeden dizerdi:
“Çocuklar ellerinden geleni yaptılar ama, olmadı... Artık önümüzdeki maçlara bakacağım...”
Hâlâ aynı günleri yaşar gibiyiz...
Mersin’i yendik, her şey bitti...
Oysa yeni başlıyordu lig mücadelemiz...
Kimse kusura bakmasın ama, artık bu işin şakası kalmadı...
Üç puanlı sistemde, çok daha sorlu günler yaşayabiliriz...
İyi ki arada milli maç var...
Her takım lig arası gibi kendisini yenilemek fırsatı bulacak...
Herhalde Eskişehirspor da böyle yapacak...
Bir nokta daha!
“Anadolu”nun spor çalışanları önemli bir konuya delinmişlerdi Mersin maçından önce...
“Gündüz maçları bize yaramıyor...”
Hatta “Vampir” yakıştırmasını bile yapmıştı genç arkadaşlar... Sivas maçı da gündüz oynanacak.
Aman dikkati
Önümüzdeki maçlara daha dikkatli bakmak istiyoruz artık...
Auschvitz Kampı
“Suç ve Kefaretin Ötesinde” kitabının yazarı “Jean Amery” Auschwitz Kampı’nda yaşadıklarını anlatır:
“Gaz odalarına gönderilecekler kuyruk olmuş.. Herkes gaz odasına gönderileceğini çok iyi bilmekte... Ancak bir küçük ihtimal bu kuyruk çorba kuyruğu da olabilir.. Ve kuyruktakiler gaz odasına gideceklerini bildikleri halde, bir ihtimal umdukları çorbanın kıvamını konuşurlar aralarında...”
Umut her koşulda insanın yakasını bırakmaz.
Onu sırtında taşır. Yaşamın olduğu her yerde umut vardır. Ne var ki ayağı yere basmayan bos umutlar da gerçeği unutturmaktan başka yarar sağlamaz.
Napolyon ve Vaterloo
“Napolyon” dünyaya tekrar gelmiş...
Başkan “Obama”, imparatoru Beyaz Saray’a davet etmiş. Viskiler içilmiş, Napolyon duygulanıp, “Sayın Obama, görkemli silah gücünüz bende olsaydı Vaterloo’da İngilizlere yenilmezdim” demiş
Bir süre sonra Napolyon Kremlin’e davet edilmiş. “Putin”le votkalar içilirken dayanamamış ye “Sayın Putin, sizinki gibi bir gizli Esin servisim olsaydı ben Vaterloo Savaşı’nı kesinlikle kaybetmezdim” demiş...
Günün birinde de yolu Ankara’ya düşmüş...
“Erdoğan”la yemek yerken “iki tek ayran” atmış ve yine duygulanmış Napolyon...
“Sayın Erdoğan, sizin elinizdeki basın benim zamanımda olsaydı” demiş:
“Vaterloo Savaşı’nı kaybettiğimi kimse duymazdı!..”
Neden ileriler?
Ortaokul birinci sınıfın dersinde İngilizce öğretmeni sormuş:
“İngilizler neden bizden daha ileriler?”
Yanıt arka sıralardan gelmiş:
“Bütün çocukları İngilizce’yi bizden iyi biliyorlar da ondan!”
Günün şiiri
Bilmeden
Birbirine sokulmuş yuvasında
Düşünür serçeler sıcak mevsimleri
Ilık güneşinde bahçelerin
Birlikte baharlar bereketli
Tombul yuvrularla şenlenecek
Sevişmesi yıldızlı gecelerin
Öğrenecek yavrularda, sevişmeyi
Al diyecek lokmanın yarısı senin
Sırça bir köşk bilecek yuvasını
Esimsin ya neyse olsun istediğin
Gelmişiz gidiyoruz yeryüzünden
Bilmeden serçeler gibi sevmesini...
Adnan Bulak (Varlık-1959)
Kıssa-dan
Ben hiç anlamıyorum ya, madem ki okumanın yaşı yok, bırakın gençliğimizi yaşayalım, ileride okuruz.
Cuk
Bizde yanlış olmaz, olmuşsa yanlışlıkla olmuştur.
Günün balı
Eşofman takımı almaya gittim. Param yetmedi sadece altını aldım, üstü kalsın dedim. Havam oldu.
Günün sözü
Sınırları yasa ile çizilmeyen özgürlükler, çoğu zaman saldırgan olurlar...
Günün incisi
Para, onu hak etmeyenin maskesini düşürür.
Hanri Benazus
Özdeyiş
Ruhun güzelliğini anlamak için, ne göze ve ne de kulağa gereksinim yoktur...
Günün olayı
Çanakkale’de şehitlerin yattığı topraklar ranta açılmış.
Türk askerine saygı olmadığını biliyorduk, Anzak askerlerine de saygıları yokmuş...
Günün biberi
Maliye Bakanlığı “Emekliye zam yok” diyor.
İktidar “emeklileri fazla acı çektirmeden” yok etmeye karar verdi demek!
Akif Kökçe