Yılmaz Büyükerşen, 5 yıllık görev süresini de tamamladıktan sonra, eğer bir daha aday olmak istemezse ve ailesiyle vakit geçirmeyi tercih ederse, Türkiye’nin göz bebeği olan şehirleri arasında yer alan Eskişehir’i kim yönetecek?
Yaşamı başarılarla dolu olan bir isim…
Ülkemizde gerçekleşen pek çok gelişmenin şahitliğini yapmış; kritik olaylarda önemli roller almış bir isim…
Çoğu zaman yurttaşlarımız tarafından Türkiye’yi yönetmesi istenen bir isim…
Ulusal ve uluslararası düzeyde kabul görmüş bir isim…
*
Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen…
*
Tam 20 yıl…
Evet, evet; tam 20 yıl Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanlığı yaptı.
Aslında başkanlık demeyelim; Kurtuluş Savaşı’nda Türk milletinin kaderini belirleyen şehirlerden biri olan Eskişehir’in, ağabeyliğini yaptı.
Bu dönemin sonunda, 25 yıl olacak.
Çeyrek asırdan bahsediyorum…
*
Çeyrek asır boyunca, bir şehre nasıl ağabeylik yapılacağının örneğini gösterdi, Yılmaz Büyükerşen…
Çok güçlü bir isim olduğu su götürmez gerçek; ve gücünü, yalnız ve yalnız Eskişehir ile Türkiye’nin menfaatleri adına kullandı, bu çetin süreci çok iyi idare etti, Yılmaz Büyükerşen…
*
Peki, Yılmaz Büyükerşen, 5 yıllık görev süresini de tamamladıktan sonra, eğer bir daha aday olmak istemezse ve ailesiyle vakit geçirmeyi tercih ederse, Türkiye’nin göz bebeği olan şehirleri arasında yer alan Eskişehir’i kim yönetecek?
*
Bu noktada özellikle CHP ve AK Parti cephesinde iştahlı görünen isimlerin olduğunu söyleyebilirim.
*
CHP kanadında, Kazım Kurt ve Ahmet Ataç’ın daha avantajlı olduğu yadsınamaz. Her ikisinin de siyasi ve belediyecilik tecrübesi yeterli. Bu süreçte yurttaşlarımızla kim daha iyi bütünleşirse, kim Eskişehir örgütü içerisinde gücü ele geçirirse, kim Genel Merkez’le ilişkilerini geliştirirse ve kim kent lobilerini ve Yılmaz Büyükerşen’i arkasına alırsa; adaylık konusunda ipi göğüsleyen isim, o olur.
*
Kazım Kurt ve Ahmet Ataç kadar şansı olmasa da, Jale Nur Süllü’nün de adaylık için, iştahı bir hayli kabaran isimlerden olduğu söylenebilir. Zira biliyorsunuz; Süllü, 2009 yılında Odunpazarı Belediye Başkan Adayı olmuş ve seçimi kaybetmişti. Şimdi milletvekili, ancak vekillikten pek haz aldığı söylenemez; hayalinde belediye başkanlığı olduğunu Sağır Sultan dahi biliyor. Bu noktada aday olabilmek için parlamento avantajını kullanacağını ve Yılmaz Büyükerşen’den destek alabilmek için ikna turlarına başlayacağını düşünüyorum.
*
ÖNCE AK PARTİ’DEN
Yukarıda aktardığım üç ismin yanı sıra, CHP’den Büyükşehir Belediye Başkan Adaylığı için ağzı sulanan bir isim daha var. Kim o? Sanayi Odası Başkanı Celalettin Kesikbaş! Kesikbaş, Sanayi Odası seçimleri öncesi, Yılmaz Büyükerşen’le iyi ilişkiler kurmaya çalıştı. Çünkü Büyükerşen’le dalaşmanın, Oda seçimini kaybettireceğini biliyordu. Ancak seçimden hemen sonra, Büyükerşen’e karşı ağza alınmayacak hakaretler etti. Çünkü Kesikbaş’a Sanayi Odasını kazandıran Harun Karacan’ın, 31 Mart’ta AK Parti’den Büyükşehir Belediye Başkan Adayı yapmak istediği isim, yine Celalettin Kesikbaş’tı.
ŞİMDİ CHP’DEN
Belediye Başkan Adayları belli oldu, ancak Celalettin Kesikbaş aday yapılmadı. Yani Kesikbaş, umduğunu bulamadı. Peki, aynı Kesikbaş, seçim sürecinde ne yaptı? Hemen, anteni ters çevirdi! ‘Abi’sinin talimatıyla AK Parti’ye de, CHP’ye de tarafsızmış gibi davrandı; ancak ‘çaktırmadan’ Yılmaz Büyükerşen’e yanaşma gayreti içerisine girdi. Ve seçim süreci boyunca Büyükerşen’le buzları eritti, hatta Büyükerşen’in yeni gözdesi olma yolunda önemli bir adım atmış oldu. Tabii bu noktada, Kesikbaş’ın hedefi değişmedi. Bu sefer hedef, AK Parti’den değil ama CHP’den Büyükşehir Belediye Başkanı olmak. Büyükşehir’e giden yolun ise, Yılmaz Büyükerşen’den geçtiği aşikar. O nedenle Kesikbaş, seçimden hemen sonra da, Büyükerşen’le beraber hareket etmeye özen gösteriyor. (anadolugazetesi.com’da yer alan ve 29 Nisan 2019 tarihinde kaleme aldığım ‘Kesikbaş’ın Büyükşehir planı’ başlıklı yazımı bulabilir, söz konusu süreci daha detaylı okuyabilirsiniz)
BİR BAKMIŞSINIZ, KESİKBAŞ ADAY!
Şimdi, Büyükerşen, şahsına yapılan hakaretler karşısında Kesikbaş’a destek verir mi? Bilemiyorum… Dahası, Kesikbaş’la Ahmet Ataç’ın arasının da tamir edilemez vaziyette bozuk olduğu düşünüldüğünde, başka bir hareketlenme olur mu? Onu da bilemiyorum… Ancak bildiğim tek şey şu: Politikada her şey olabilir; bir bakmışsınız, Celalettin Kesikbaş, 2024’te, CHP’nin Büyükşehir Belediye Başkan Adayı oluvermiş!
*
Gelelim AK Parti cephesine…
AK Parti’nin işi, 2024’teki aday belirleme sürecinde de bir hayli zor olacak.
Çünkü adaylık için adı geçenler arasında, CHP’nin yetiştirdiği gibi halk tarafından kabul görmüş, tanınırlık oranı yüksek, belediyecilik tecrübesi mevcut ve siyasi deneyim anlamında yeterli isim sayısı yok denecek kadar az.
*
Peki, 2024’te, AK Parti’den Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olabilecek muhtemel isimler kimler?
*
Bu noktada Harun Karacan öne çıkıyor. 5 yıl boyunca azami gayret göstermesi gerekiyor. Çünkü hem siyasi camia içerisinde, hem ticari camia içerisinde kırıp döktüğü isimler ve gruplar oldukça fazla. Sürece ‘helallik’ isteyerek başlaması, Genel Merkezdeki etkinliğini arttırması ve Eskişehir teşkilatı içerisinde güçlü bir konum alması faydalı olacaktır.
*
Harun Karacan’a tam anlamıyla zıt bir isim olan Nadir Küpeli’nin de adaylık için adı geçiyor. 31 Mart yerel seçimlerinin aday belirleme sürecinde, Küpeli’ye, adaylık konusunda teklif götürüldüğü biliniyor. Küpeli’nin ise ‘şu an erken’ diyerek bu teklifi kabul etmediği de biliniyor. Şimdi ise 5 yıl sonra yapılacak yerel seçimlerde adaylığa göz kırptığı kulislerde konuşuluyor. Tabii Küpeli’nin avantajı şu: Harun Karacan dışındaki tüm isimlerle -CHP’li, MHP’li, AK Partili, İYİ Partili- ve kurumlarla olan ilişkileri bir hayli iyi. Nabi Avcı gibi güçlü bir ismin de desteğini alacağını şimdiden ifade etmek mümkün.
*
Bir diğer isim Metin Güler… Hatırlarsanız, Güler’in ismi, 31 Mart yerel seçimleri öncesinde AK Parti’den Büyükşehir Belediye Başkan Adaylığı için geçmişti. Güler, sevilen ve sempatik bir isim… Bu anlamda Ahmet Ataç’a benzettiğimi söylemek istiyorum. Güler’in de, tıpkı Nadir Küpeli gibi en büyük avantajı, Harun Karacan dışındaki tüm isimlerle -CHP’li, MHP’li, AK Partili, İYİ Partili- ve kurumlarla olan ilişkilerinin güçlü olması. Son dönemde gerçekleştirdiği önde gelen projeler de, Güler’i öne çıkaran bir diğer etmen.
*
Ve Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şafak Ertan Çomaklı… Şehre gelmeden önce çok konuşuldu, şehre geldi ve hala konuşuluyor. Baskın bir karakter olarak öne çıkıyor. Öğrencilerle kurduğu yakın bağ, şehirde yaşayanlar tarafından sempatiyle karşılanıyor. Dahası, hiç kimseye ‘eyvallah’ etmemesi de, Çomaklı’nın gücünü ortaya çıkarıyor. AK Parti Lideri Recep Tayyip Erdoğan’ın güvendiği belli başlı isimler arasında yer alan Çomaklı, 2024 seçimlerinde AK Parti Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olabilir. Ve belki de, AK Parti’nin çıkaracağı en iyi aday, Rektör Çomaklı… En önemli avantajı da, hiçbir AK Partilinin itiraz edemeyeceği bir isim. Dedim ya; çünkü çok güçlü, çünkü çok baskın, çünkü tüm bunlara rağmen şehir halkının sempatisini kazanmış, çünkü eyvallah etmeyen, çünkü adı şaibeye bulaşmamış, çünkü hiçbir kişi, grup ve kurumla kavgası olmayan, çünkü ‘devlet her şeyin üstündedir’ diyen, çünkü Recep Tayyip Erdoğan’ın en güvendiği isimlerden olan, bir şahıs Şafak Ertan Çomaklı…
*
Şimdi…
Bu tabloya göre, şöyle bir parantez açmak istiyorum…
Celalettin Kesikbaş CHP’den, Harun Karacan AK Parti’den aday olursa eğer, ‘iki kafadar’ın birbirlerine bakışı nasıl olacak? İkilinin ‘dostluğu’ bitecek mi, yoksa ‘uzayan kol bizden olsun’ mantığı mı işleyecek?
*
Bir parantez daha…
2024’e kadar, Türkiye her şeye gebe…
Yılmaz Büyükerşen’den sonra, ‘isim’ kadar parti de önem kazanacak.
Büyükerşen, partisi yok olma noktasına gelmişken, ‘ismiyle’ seçim almış bir lider.
Ancak yukarıda saydığım isimlerin hiçbiri, ‘Yılmaz Büyükerşen’ değil!
O nedenle diyorum, ‘2024’te isim kadar partinin genel başarısı da önemli’ diye.
AK Parti iyice kan kaybederse ve CHP yükselen ivmesini devam ettirmeyi başarırsa, CHP’nin adayı kim olursa olsun avantajı eline alır.
Ancak…
CHP bu çıkışı koruyamaz, AK Parti ise toparlanıp gaza basarsa, bu sefer AK Parti’nin adayı kim olursa olsun avantajı eline alır.
*
Tabii bu ihtimalleri sıralarken, çok yakın gelecekte eski AK Partililerin kuracağı öne sürülen partiyi hesaba katmıyorum.
Cumhur ile Millet ittifaklarının dağılabileceğini de hesaba katmıyorum.
Çünkü bu konuda yorum yapmak için daha çok erken olduğunu düşünüyorum.
*
Yazımın sonuna yaklaşırken şunları ifade etmek istiyorum…
Hem CHP cephesinde, hem AK Parti cephesinde, önümüzdeki süreç bir hayli çetin geçecek.
Yukarıda ifade ettiğim isimlere, zamanla yenileri eklenecek.
Partiler içerisinde güç savaşları başlayacak; keskin gruplaşmalar meydana gelecek.
Ayak oyunları hat safhaya ulaşacak, ‘can ciğer’ olanlar ‘kanlı bıçaklı’ hale gelecek.
İşte, böylesine zor bir süreci en iyi yöneten isim, ipi göğüsleyecek.
*
Bitirirken…
2024’te Yılmaz Büyükerşen tekrar aday olmak istemezse, başka bir isim Büyükşehir Belediye Başkanlığı koltuğuna seçilecek.
Ancak hangi partiden hangi isim başkan olursa olsun, hiçbir zaman Büyükerşen gibi iz bırakabileceğini, şehre ağabeylik yapabileceğini, gücünü yalnız ve yalnız şehir için kullanabileceğini düşünmüyorum…