Prof.Dr. Alper Çabuk

Yeri anlamak…

Yeri anlamak…

20 Mayıs 2013 09:18
A
a
Sütiş Eskişehir
Yeri anlamak…
Geçen hafta içinde BEBKA’nın bölge planlarının hazırlanması için yaptığı hazırlıklardan olan ortak akıl arama toplantılarından birine katıldım. Çok yerinde bir yaklaşım... Ah keşke hala bekleyen şu stratejik çevresel değerlendirme yönetmeliğimiz de yaşama geçse... Bir de mesele dönüyor, dolaşıyor, mekansal verilerinin eksikliğine geliyor... Ne yazık ki yeri ve yeri oluşturan sistemleri anlayabilmemizi sağlayacak verilerimiz çok yetersiz...
....................................
2001-2011 yılları arasında yaşanan afetlere baktığımızda, bu tarihler arasında sekiz bine yakın doğal afet olduğunu, her yıl yüzbinlerce kişinin hayatını kaybettiğini, her yıl afetlere bağlı yüz milyarlarca dolarlık maddi hasarın oluştuğunu görmek mümkündür. Bu dönemde doğal afetlerin %66.5’i iklim olaylarına bağlı, %16.2’i depremlere ve %17.5’i orman yangını ve diğer sebeplerle oluşmuştur. Doğal felaketlerin en fazla ölüme ve maddi zarara yol açtığı yer %65 ile Asya kıtasıdır. 2011 ve 2012 yılları afetlerin yol açtığı maddi hasarlar ve can ve mal kayıpları açısından en yüksek hasarın oluştuğu yıllar olmuştur. Sadece Endonezya’da 2004 yılında meydana gelen Tsunami felaketinde 165 bin kişi ölürken, 2010’daki Haiti depreminde 220 bin kişi öldü. Yine sadece 2011'de yaşanan 302 adet doğal afette 200 milyonun üzerinde insan doğrudan etkilendi ve ekonomik hasarın bedeli de 366 milyar dolar. Bunu görüyoruz ama ne anlıyoruz ya da ne anlamalıyız? Anlamak için önce Dünya Bankası yöneticilerinden Rachel Kyte’ın ifadelerine bakalım. Kyte’ın ifade ettiği gibi, dünya nüfusunun yarısının artık şehirlerde yaşaması ve buna bağlı çarpık kentleşme, yerleşim yerleri için yer seçimi yapılırken fay hatlarının, dere yataklarının, fırtına ve kasırga risklerinin dikkate alınmaması, afetlerin sebep olduğu can ve mal kayıplarının insan aşırı yükselişin ana sebebi. Yine biraz daha iyi anlayabilmek için Almanya’da hazırlanmış Dünya Risk Endeksi (2012) raporuna bakalım. Bu rapor, ülkelerin doğal afetlerle karşılaşma olasılıkları ve afetlere karşı ne kadar hazır olduklarına bağlı ülkeler arasında bir risk sıralaması yapıyor. Bu raporda dört temel değerlendirme bileşeni var. Bunlardan birincisi doğal afetlerle karşılaşma, maruz kalma riski yani deprem, sel, kasırga, kuraklık, fırtına vb. doğal afetlerle karşılaşma olasılığı... Bunun için yapabileceğiniz bir şey yok, bu sizin içinde bulunduğunuz çevrenin özellikleri ile alakalı. Zaten bu yüzden bu değerlendirmede en riskli 15 ülkenin sekiz tanesi okyanustaki ada devletleri. Hem iklim değişikliklerine bağlı kasırga, fırtına hasarları, deniz yükselmesi gibi konularda riskleri yüksek, hem de depremler, tsunamilerle karşılaşma riskleri yüksek... Ancak değerlendirme bununla bitmiyor çünkü afetlere maruz kalma olasılığı tek başına riski yükselten bir etken değil.. Yani doğal afet oluşma olasılığının yüksek olması, sizin risk derecelendirmenizi belirlemiyor; raporda en az bunun kadar önemli olan sizin afetlere ne kadar hazırlıklı olduğunuz, ekonomik durumunuz, gelişmişlik düzeyiniz değerlendiriliyor... Bu yüzden raporda ikinci sırada; afetlere karşı insanların ne ölçüde korunmasız oldukları, üçüncü sırada olası afetlere karşı ülkelerin seferber edebildikleri imkanlar ve dördüncüsü afetlerle baş etmek ve son olarak hazırlıklı olmak için uygulamaya geçirilen uzun dönemli değişiklikler değerlendiriliyor. Bu dört temel bileşenin ışığında yapılan değerlendirmeler ülkelerin afetlere bağlı risk oranını belirliyor. Bu yüzden bazı ülkelerde risk çok yüksek olmasına rağmen, yapılan hazırlıklar, ülkenin kalkınmışlık ve gelişmişlik düzeyi nedeniyle, risk sıralamada gerilere düşüyor. Bazı ülkelerde ise afetlere maruz kalma riski düşük olmasına karşın, gelişmişlik, kalkınmışlık düzeyi ve afetlere karşı yapılan hazırlıkların yetersizliği nedeniyle, risk daha üst sıralara çıkıyor. Örneğin maruziyet riski yüksek olan Hollanda, doğal afet tehlikesi sıralamasında 12. sırada, ama gelişmişlik, kalkınmışlık düzeyi ve hazırlıkları ile genel risk sıralamasında 51. sıraya kadar geriliyor. Bir de son olarak, hızlıca yıllara bağlı olarak Dünyadaki karbondioksit emisyonlarındaki artış, küresel ortalama sıcaklıklardaki artış, fosil yakıt kullanımındaki artış ve son olarak küresel anlamda iklim olaylarına bağlı afetlerdeki maddi kayıplardaki artış oranlarını bir arada değerlendirilelim. Fosil yakıt kullanımındaki artışa bağlı olarak karbondioksit emisyonlarında paralel bir artışı ve bunlara bağlı aynı paralellikte küresel ortalama sıcaklıklarda artış ve iklim olaylarına bağlı afetlerdeki maddi kayıplarda artış gözleniyor... Bunlar, son on yılda yaşanan doğal afetlerdeki artışın sebeplerini, afetlere bağlı hasarın en büyük bölümünün iklim değişikliklerine (%66.5) bağlı olduğunu, en fazla maruz kalmanın Asya’da (%65) yaşanıyor olmasını yeterince açıklamıyor mu? Asya ülkelerindeki afetlere bağlı can ve mal kayıplarının bu derece yüksek olmasını anlamak için nüfusu hareketlerine, kırsaldan kentlere göçü, kalkınma arayışlarının ve yaklaşımlarının yanlışlığı, hızlı ve çarpık kentleşmelerine bakmak yeterli... Hep söylüyorum.... Yereli, kırsalı kalkındırmak gerek... Kalkınmanızı, gelişmenizi ortaya koyan planlarınızı yeri ve yeri oluşturan sistemleri iyi anlayarak yapmak gerek... Afetlerden böylesine yüksek zarar görmüş olan Asya ülkelerinde kırsal kalkınma sağlanabilmiş, kırdan kentte göç azaltılabilmiş olsaydı, yerleşimler çevre özellikleri anlaşılarak planlanmış olsaydı, son on yılda afetler bu kadar acı sonuçlara ulaşmazdı...
..................................
Geçen Pazartesi günü Enstitü olarak yer ve yeri oluşturan sistemleri – çevreyi daha iyi anlayabilmemizi sağlayacak, Hisarlar Grup ile ortak geliştirdiğimiz bir sismik enerji kaynağının lansmanını gerçekleştirdik. Bu ekipman sayesinde ortaya çıkan enerji ile yerin yaklaşık 1000 metre altına kadar görüntüleme yapmamız mümkün olabilecek. Biz yer ve yeri oluşturan sistemleri anlayabilmek ve planlamalarda kullanılacak verileri üretebilmek için elimizden geleni yapıyoruz. Bunları değerlendirmek ya da afetlerin acı sonuçlarını kabul etmek karar vericilerin işi...
 
 
Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi