Sevgili hükûmetimiz her başarısızlıktan sonra bir takım hayali düşmanlar üretiyor. Artık saçmalamanın sınırlarını zorluyoruz. Bir ara uluslararası gizli patates – soğan lobileri gibi düşmanlar bile icat etmişlerdi. Son düşman ise zincir marketler.
Sevgili hükûmetimiz her başarısızlıktan sonra bir takım hayali düşmanlar üretiyor. Artık saçmalamanın sınırlarını zorluyoruz. Bir ara uluslararası gizli patates – soğan lobileri gibi düşmanlar bile icat etmişlerdi. Son düşman ise zincir marketler. Yahut “3 Harfli Marketler…” Hani halk arasında cinlerden bahsetmenin uğursuzluk getireceğine inanılır da “3 harfliler” denir ya… İşte bizim asrın hükûmetimiz de cesaret edemediği için o marketlerin isimlerini telaffuz edemiyor. Hâlbuki ki cesaretiyle nam salan, koskoca 7 düvele meydan okuyan ve bağırdı mı yeri göğü titreten efendimizden, “3 Harfliler”in adını açıklayacak cesareti beklerdik. Her neyse… Benim de aklımdan, sizin aklınıza gelen market isimleri geçiyor. Hepimiz hangi marketlerden bahsedildiğini üç aşağı beş yukarı biliyoruz. Zaten mesele bu “3 harfli” marketlerin adı değil. Sorun mevcut hayat pahalılığından söz konusu marketlerin zerre kadar sorumluluğunun olmaması. İşin ilginci toplu satın alma imkânı olduğu için “3 Harfliler” denilen marketlerin de mahallemizdeki bakkallardan daha ucuz mal satıyor olması. Hani bunlar fiyatları yükseltiyordu? Kardeşim adamlar piyasa ortalamasının altında mal satmıyor mu? Ben mi başka “3 Harfli” marketlere gidiyorum yoksa? Siz AK müteahhitlerinizin vergi borçlarını sürekli sıfırlarsanız, siz inşa ettiğiniz sarayların sayısını bilmezseniz, siz Kıbrıs’ta piknik yapmaya 7 tane özel jet uçağı kaldırırsanız, o memlekette pahalılık olur. Siz ekonominin hiçbir kuralına uymaz, sırf algıyı kurtarmak için 100’lerce milyar Amerikan dolarını çatır çatır yerseniz, o ülkede pahalılık olur. Ondan sonra uluslararası sirke – sarımsak lobisi gibi veya “3 Harfliler” gibi hayali düşmanlar icat etmekten başka çareniz kalmaz. Bir kere de delikanlı gibi “Biz beceremedik bu işi” deseler ya…
Teşekkürler Fuat Erdal
Anadolu Üniversitesi yemekhanesi, çok önemli bir hizmeti görüyor. Mezunu olmaktan gurur duyduğum üniversitede tatlısına kadar bir öğün yemek, sadece 5 lira… Şimdi 1 somun ekmeğin 4 lira olduğu düşünülürse, bu hizmetin önemi bir kere daha ortaya çıkar. Nitekim geçenlerde öğrenciler bir menünü fotoğrafını paylaşmışlar. Menüde mercimek çorbası, pirinç pilavı, - muhtemelen hazır satılan ve tavuk etinden yapılan – adana kebabı ile tiramisu tatlısı bulunuyor. Muhtemelen “göstermelik” bir menü olduğunu iddia edenler olacaktır. Ancak bilişim çağında yaşıyoruz. Dolayısıyla insanları, hele ki gençleri kandırmak imkânsız. Gerçek çok yalın bir şekilde ortada duruyor; Anadolu Üniversitesi yönetimi, öğrencilerini düşünüyor. Mesele bu kadar açık. Pek çok öğrencimiz fukaralıktan günde 1 öğün yemekle idare etmek zorunda kalıyor. Ülkemizde kriz, açlık sınırlarını zorlamaya başladı. Her kim ki insanların karnını doyuruyor, Allah ondan razı olsun. Rektör Fuat Erdal ve arkadaşlarını tebrik ederiz.