Yaşamı paylaşmak-2

Defalarca yazdım, söyledim...21.yüzyılın en önemli gündem maddesi iklim değişiklikleri ve bunlara bağlı olarak artan afetler; afetlere karşı plansız yerleşimlere bağlı artan can ve mal kayıpları... 2001-2011 yılları arasında yaşanan afetlere baktığımızda, bu tarihler arasında sekiz bine yakın doğal afet olduğunu, her yıl yüzbinlerce kişinin hayatını kaybettiğini, her yıl afetlere bağlı yüz milyarlarca dolarlık maddi hasarın oluştuğunu görmek mümkündür. Bu dönemde doğal afetlerin %66.5’i iklim olaylarına bağlı, %16.2’i depremlere ve %17.5’i orman yangını ve diğer sebeplerle oluşmuştur. Doğal felaketlerin en fazla ölüme ve maddi zarara yol açtığı yer, %65 ile Asya kıtasıdır. 2011 ve 2012 yılları afetlerin yol açtığı maddi hasarlar ve can ve mal kayıpları açısından en yüksek hasarın oluştuğu yıllar olmuştur... Sadece geçen yıl dünyada yaklaşık 260 milyon kişi afetlerden etkilenmiş, 32.4 milyon kişi evlerini terk etmek zorunda kalmıştır... Geçen yılların bilançosuna bakıldığında en çok afetlerden etkilenen ülkeler Kore, Niger, ABD, Çin, Sudan, Filipinler, Küba, Pakistan, Nijerya, Hindistan’dır... Yaklaşık 366 milyar dolarlık maddi kayıp, 30000 can kaybı olmuştur... Üstelik bu rakamlar iklim değişikliklerine bağlı giderek artan küresel açlık ve temiz su kaynaklarına ulaşmayı dahil etmediğimizde geçerli olan rakamlar. Açlık ve temiz su kaynaklarına erişim olanakları açısından değerlendirdiğimizde tablo çok daha kötü.... Dünyada her beş saniyede bir çocuk açlık ve açlıkla ilintili hastalıklar yüzünden, her gün on binlerce insan temiz su kaynaklarından yoksun olduğu için yaşamını yitirmekte, yaklaşık bir milyar kişi temiz su kaynaklarına erişememektedir...

..............................

Aborjinlerin ve İngiliz - Avustralyalı mimar Glenn Murcutt’ın tasarım felsefesi olan “Dünyaya nazikçe dokunma” zamanımız çoktan geldi... İşte geçen hafta yazmaya başladığım “Yaşamı paylaşmak” Dünyaya birey olarak nazikçe dokunmanıza katkı sağlayacak.... Açlıktan, kuraklıktan, afetlerden, iklim değişikliklerinden, erozyondan, çölleşmeden etkilenenler bizleriz, bizim kardeşlerimiz, çocuklarımız, komşularımız, sevdiklerimiz... ve en önemlisi bunun sorumlusu da bizleriz... Aşırı tüketim alışkanlıklarımız, israf etmemiz... Üretilen her ürün küresel ısınmaya biraz daha fazla neden oluyor. Hem hammadde temini, hem üretimi, hem nakliyesi, her yönüyle tüketim ve israf ettiğimiz her şey iklim değişikliklerine neden oluyor... Bu bize kuraklık olarak geri dönüyor, temiz su kaynaklarımızın zarar görmesi olarak geri dönüyor, afet olarak geri dönüyor. İşte bu yüzden önemli tüketimi azaltmak, mümkün olduğunca kullandığımız ürünlerin servis ömrünü uzatmak, geri dönüştürmek, yeniden kullanmak...

.............................

Geçen haftaki yazımın ardından Sevgili Meslektaşım Nezihe Figen Ersoy bir katkıda bulundu...Yazımda ifade ettiğim tüketimi azaltma, sahip olduğun fazla ürünleri paylaşma eğiliminin adının "gönüllü sadelik" olduğunu ifade etti. Bu eğilimin özellikle Barry Schwartz'ın “The choice of Paradox” kitabıyla daha da yaygınlaştığını, Schwartz’ın özellikle bu eğilimin temelinde çok seçeneğin özgürlük mü, yoksa mutsuzluk mu sorusunun yanıtının yattığını söylediğini belirtti.. Bunun bir ileri adımının da "tüketim karşıtlığı" olduğunu, özellikle tüketim kültürünün çok yaygınlaşmasıyla birlikte tepkinin güçlenerek arttığını ve hızla yayılmaya hatta ABD'de orijinli şirketlerde tüketiciyle olan ilişkilerinde bu trendi kritik bir faktör olarak kullanmaya başladıklarını belirtti... Barry Schwartz’ın kitabını elde etme şansım olmadı henüz, ancak Youtube’da bazı sunumlarını izledim...Yaklaşımlarını keyifle izledim....Tavsiye ederim..

.............................

Geçtiğimiz hafta sonu Tataristan Cumhurbaşkanı Rustam Minnikhanov’u misafir ettik Enstitümüzde.... Hisarlar Grup ile Anadolu Üniversitesi Yer ve Uzay Bilimleri Enstitü olarak geliştirdiğimiz bu sismik ekipmanı ve Dünyayı ve Dünyayı oluşturan sistemleri anlamak için geliştirdiğimiz diğer ekipmanları kendisine tanıtma fırsatı bulduk. Kendisine, bu ziyareti planlayanlara ve diğer tüm katılımcılara, bu köşeden bir kez daha teşekkür etmek istiyorum. Enstitü olarak çevreye tehdit olmayan ve afetlerin tehdit etmediği daha yaşanabilir Dünya hayaliyle çıktığımız yolda, bu ziyaretle hayalimize biraz daha yaklaştık….Çok teşekkürler…