Dün AK Parti’li Odunpazarı ve Büyükşehir Belediye Meclis üyelerinden birisiyle sohbet ettik. Kendisini 30 yıldır tanıyorum.
“Sanayi Çarşısı planlarını neden geciktiriyorsunuz? Bir an evvel İmar Komisyonu’ndan geçsin Büyükşehir Belediye Meclisine gelsin. CHP’liler kabul edeceklerini, ancak AK Partili Meclis üyelerinin geciktirdiklerini söylüyorlar” dedim.
Hani “bir dokun, bin ah işit” derler ya.
AK Partili Meclis üyesi de öyle yaptı.
“Sen yabancı değilsin. Eskiye dayanan bir arkadaşlığımız, hukukumuz var. Sana güvenerek anlattım. Birileri rica etti. Bende aday oldum. Siyasetten bir gelecek beklentim yok. Bunları yazacaksan rica etsem adımı kullanma. Kimse ile karşı karşıya gelmek istemiyorum” diyerek adının yazılmamasını tekrar tekrar tembihledi.
Bende söz verdiğim üzere adını yazmıyorum.
Gelelim soruma verdiği cevaba:
“Sadiciğim. Odunpazarı Belediyesi’nden gelen sanayi çarşısı ile ilgili planlar hakkında çok sayıda şikayetler aldık. Kimileri köşe başı ve değerli olan arsası olmasına rağmen değeri daha düşük olan alana kaydırıldığını iddia ediyor. Kimisi ise şahıs ayrımları yapılarak planlama yapılmış olduğundan dolayı yakınıyor. Bu iddialar doğruda olabilir, olmayabilirde. Bu iddiaların incelenmesi gerekir. İncelemeyelim mi? Var ise bir kayırma elbette ki düzeltilecek. Yok ise de en azından bize şikayete gelenlere ‘iddialarınız gerçeği yansıtmıyor’ diye cevap verelim. Yarın ‘Bu planlar şahıslar kayrılarak yapıldı. Biz AK Parti’li Meclis Üyelerine ilettik. Onlar da ilgilenmediler’ demesinler. Biraz gecikme olabilir. Ama yarın en azından şaibeli denmesin. Biz buna daha çok dikkat ediyoruz”.
Haklı.
Yarın planlar ile ilgili kafalarda küçükte olsa soru işareti kalmamalı.
Kimse de mağdur edilmemeli.
İddia edildiği gibi kişilere mahsus özel bir planlama yapılmış ise bu düzeltilmeli.
YILMAZ BÜYÜKERŞEN’İN
TAKTİĞİ UYGULANACAK
“AK Parti’nin yaptığı birkaç hata var. Yapılan birçok iyi hizmetler bu hatalar yüzünden zarar görüyor. Bunların düzeltilmesi konusunda İl Başkanına ve Milletvekillerine uyarıda bulunuyor musunuz?” diye farklı bir soru da yönelttim.
Öz eleştirilere her zaman açık olduklarını söyledi ve şöyle devam etti:
“Yapıcı öz eleştiriler elbette olmalı. Eleştirilmez isek doğru yapmış anlamı çıkarılmamalı. Var ise bir hata bunlar söylenmeli. Gerçekten hata ise o hata düzeltilmeli. AK Parti’nin en büyük özelliği de bu zaten. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın Genel Başkanlığı döneminde de öyle imiş. Bugünkü Genel Başkanımız ve Başbakanımız Ahmet Davutoğlu’da söylüyor. ‘Yapıcı eleştirilere açık olunuz’ diye. Ancak maalesef iyi niyetle başlanılan ve iyi niyet doğrultusunda başlanılan hizmetin biteceği tarih açıklanıyor. Zaman zaman ya bürokratik ya da ödenek bitmesinden dolayı bazı yatırımlar duraklıyor. 3-5 sarkıyor. Bu da eleştirilere neden oluyor. Bundan sonra Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’in taktiği uygulanacak. Yılmaz Hoca yaptığı yatırımların hangisinde temel atma töreni yaptı. Sessiz sedasız başlanıldı. Şaşalı açılışlar yapıldı. Yapılacak yatırım için temel atma töreni yapılmayacak. Yatırım tamamlandıktan sonra hizmete girme törenleri yapılacak. Böylece gecikti gecikmedi tartışmaları yaşanmayacak.”
Haklılar. Nihayet akılları başlarına yeni gelmiş.
Geçmişte Milletvekili Salih Koca, “Seyitgazi Caddesi çift yönlü olacak” dedi. Ama hala başlanılmadı.
“AÜ’nün önündeki sağ tarafa dönüş sorunu çözülüyor. Burada çalışma başlıyor” dedi. Bu sorunda çözülemedi.
“Hat boyundaki düzenleme şu kadar günde tamamlanacak” dendi. Tamamlanamadı.
Bunların yapılamamasının haklı gerekçeleri var.
Ancak bunları sade vatandaş bilmez.
AK Parti Eskişehir Teşkilatı böyle bir karar almışsa haklı ve doğru.
“Zararın neresinden kârdır” derler.
Hiç olmazsa bundan sonra haksız eleştirilerle karşı karşıya kalmazlar.
*-*******
Çalışanlara moral vermişler
Tepebaşı Belediyesi Cumhuriyet Halk Partisi Meclis Üyeleri, sabahın erken saatlerinde Fen İşleri Şantiyesi, gece de Temizlik İşleri Müdürlüğü’ne bağlı şantiyeyi ziyaret ederek çalışanlarla sohbet etmişler.
Sabahın erken saatinde göreve başlayan Fen İşleri Şantiyesi’ndeki işçiler ile hava karardıktan sonra iş başı yapan Temizlik İşleri Şantiyesindeki işçiler karşılarında Belediye Meclis üyelerini görünce şaşırmışlar.
Gece eski 10 derece soğukta cadde ve sokakların buz tutmaması için tuzlama yapan işçiler ile gündüz saatlerinde çıkarılan evsel atıkları soğuk-kar-yağmur demeden toplayan Temizlik İşleri Müdürlüğünde çalışan işçilere meclis üyeleri simit ve salep ikram etmişler.
Ben 40 yıldır gazetecilik mesleği yapıyorum. İlk kez bu tür ziyarete şahit oluyorum.
Düşünce kimden çıktı bilmiyorum.
Ancak kutluyorum.
Bu ziyaret bana bir anımı da hatırlattı.
Adını şimdi unuttum.
Zafer Mahallesinde bir sokağa asfalt dökülüyordu.
Tesadüfen bende bir haberden geliyordum.
Rahmetli Belediye Başkanı Selami Vardar’ın makam aracını gördüm.
Makam aracının yanına gittiğimde Selami Vardar arabanın arkasına doldurduğu meyveleri işçilere dağıtıyordu.
Bir taraftan da hem güneşin hem de asfaltın sıcağından yanan işçileri serinletmek için soğuk içeceklerde ikram ediliyordu.
“Çocuklar benim yüzümü siz ağartıyorsunuz. Sizin ne zor şartlar altında çalıştığınızı biliyorum. Bunun karşılığında parasal bir katkıda bulunamıyorum. Size ne kadar teşekkür etsem azdır” diyerek asfalt döken Fen İşleri Müdürlüğü işçilerinin gönüllerini alarak onları motive etmeye çalışıyordu.
Bunu haber yapmıştım. Tercüman Gazetesinin bölge sayfasına manşet olmuştu.
Eski 10 derece soğukta karla mücadele yaparak vatandaşların ulaşımlarını kolaylaştırmaya çalışan Fen İşleri Müdürlüğü ve çıkardığımız evsel atıkları toplayarak temiz bir çevrede yaşamamızı sağlayan Temizlik İşleri Müdürlüğü Şantiyelerini ziyaret ederek onlara moral veren, simit ve soğukta içlerini ısıtacak salep ikram eden Tepebaşı Belediyesi’nin CHP’li Meclis Üyeleri Hasan Tutucu, Niyazi Çetin, Hasan Hüseyin Bolat ve İbrahim Kökdere’yi kutluyorum.
AK Partili Meclis Üyeleri de bu tür ziyareti gerçekleştirirler ve onlarda işçilere moral verirlerse bu uygulama hem Odunpazarı hem de Büyükşehir’e de yansır ise daha sonra tüm Türkiye’ye örnek olur diye düşünüyorum.
*-*******
FIKRA:
Öğretmen sınıfta ders anlatıyordu. Bir ara arka sırada oturan örgencilerden birini işaret ederek:
-Söyle bakalım oğlum, köylüler kurtları niçin öldürürler?
-Kuzuları öldürdükleri için efendim.
Ön sıralarda oturan Ayla, hemen atıldı:
-Öyleyse kasapları niçin öldürmüyorlar?
*-*******