Yanlışa karşılık, daha büyük yanlış

Öğrenci kolektifi üyesi gençlerin Musa Tayyip Aktınkaynak isimli genç kantinde otururken etrafını sararak onlara göre konuşma bana göre taciz olan hareketlerini kınamış, bunun doğru olmadığını ve kim yaparsa yapsın bunu kınamak gerektiğini belirtmiştim.
Hatta bunu kim yaparsa kınamalı, hatta İktidar kanadını temsil edenler yaparsa ellerinde daha büyük güç olduğu için daha çok kınamalı demiştim.
Bu yazının üzerine öğrenci kolektifi üyesi gençler olayla ilgili görüşmek istediklerini belirtip bir de biz anlatalım olay sizin düşündüğünüz ya da yazdığınız şeyle sınırlı değil, bizim can güvenliğimiz kalmadı deyince onları da dinledim.
Gençler biz A.Ü. Rektörü’nden izin aldık ve Ali İsmail’in portresini çizdik, bu portenin üzeri ise son derece saygısızca karalandı ve arkadaşımızın anısına bile saygı duyulmaması bizleri duygusal olarak da üzdü. Biz bunu yapan kişinin Musa Tayyip olduğunu öğrendik ve o gün kantinde sadece konuşmak istedik. Aslında o tek başına biz de 20 kişi değildik ama yansıma böyle oldu. Kötü niyetli değildik ama sizinde belirttiğiniz gibi kötü şekilde yansımış. Bu konuda eleştirilere katılıyoruz. Şiddeti desteklemiyoruz, bunun karşısındayız dediler. Yani yaptıklarının yanlış olduğunu ve duygusal tavırlardan ötürü öyle geliştiğini idrak etmişler.
Bu konuda eleştirileri kabul etmeleri güzel ve yerinde bir davranış ama şimdi başka bir sorun var ortada.
 
“Can Güvenliğimiz yok”
Olayda öğrenci kolektifi ne kadar hatalı ise sonrasındaki gelişmeler de de Ak Parti’ye gönül vermiş olan bazı gençlerin daha büyük hataları var. Biz şiddet olmasın diye eğilim gösterirken bu gençlere atılan ve çıktı olarak bana getirdikleri mesajları görünce tüylerim diken diken oldu. Açık adresleri verilen, fotoğrafları teşhir edilen ve hedef gösterilen bir pozisyona düşmüşler. Bu gençlere yaptığınız yanlış diyenler daha büyük bir hata arifesinde gibi bir atmosfer var yazılan çizilenler de…
Bu ülkede itirazlar olsa da geçerli olan mekanizma hukuktur ve onun üstünlüğünü kabul etmekten başka seçeneğimiz yok.
Kendimiz bir ceza kesmeye, intikam almaya, bedel ödetmeye kalkarsak bunun sonu olmayacağı gibi kazananı da olmayacak ve biz son derece mutsuz günler yaşayacağız.
 
“Herkese büyük görev düşüyor”
Bu yüzden bu konuda Ak Partili yöneticilere, büyüklere, sözü geçenlere büyük iş düşüyor. Yaşananlara büyük bir tepkiyle yaklaşarak verilen tepkiler sosyal medya üzerinden bile olsa gerçek medyaya üzücü olaylar olarak, eyleme yansıyarak düşebilir. Bu konuda sadece güvenlik güçlerinin ve Üniversite yönetiminin değil aslen partili yöneticilerin bu genç kitleyi sağduyuya davet etmesi ve bu sert ortamı yumuşatması gerekiyor.
Yoksa herhangi bir sıkıntıda, yaşanabilecek herhangi bir olumsuzlukta kimsenin üstünden atamayacağı bir töhmet kalır ve bunu kimse istemez.