Ya seçimi kaybedersek

14 Mayıs seçimlerine yalnızca 1 hafta kaldı. Partilerin seçimleri kazanmak için insanüstü gayret gösterdiklerine şahit oluyoruz. Belli ki arada büyük oy farklarının olmayacağı bir seçim yaşayacağız. Dolayısıyla hem AK Parti’nin hem de Millet ittifakının kazanma şansı var.
Elbette madalyonu tersine de çevirebiliriz. Her iki taraf nasıl ki kazanmaya yakın, aynı zamanda kaybetmeye de yakınlar.
Her iki tarafın da taraftarları seçimi kaybetme ihtimalini çok gözünde büyütüyor. Millet ittifakına gönül verenler, “Seçimi kaybedersek, bir daha Türkiye’de seçim filan olmaz. İktidar bu işi diktatörlüğü çevirir” diye endişe ediyor.
AK Parti iktidarının her seçimden sonra daha da otoriterleştiği doğru. Vatandaşın üzerinde gittikçe daha ağır baskı kuruyorlar. Konuşmak, yazı yazmak bile giderek zorlaşıyor; bizzat şahidim. Ancak Türkiye 1876’dan beri demokrasi geleneğine sahip bir ülke. Bizden Viladimir Putin gibi adamlar çıkmaz; çıkamaz…
AK Partililer ise, “Seçimi kaybedersek bunlar bizi yargılar ve cezalandırır” diye endişe ediyor. Bu endişelerin de yersiz olduğunu düşünüyorum. Sırf AK Partili diye kimse kimseyi yargılayamaz. Eğer yeni iktidar böyle bir şeye niyetlenirse, bunun adı zulüm olur. Böyle bir şeye teşebbüs edenlerin karşısına bu millet dikilir. Çok büyük suçlar işleyip de iktidar tarafından korunan birileri varsa, bunları zaten Eskişehir’de bulamazsınız. Geri kalan ufak tefek kabahatler de kimsenin gözüne batmaz. Elbette bazı bankamatik memurları endişe edebilirler. Ancak devran aynen dönmeye devam eder. Burası Türkiye…
Yani seçimi kaybedenler çok üzülmesinler.
Bu arada seçimi kazananlara da fazla sevinmemelerini tavsiye ediyorum. Belki farkında değilsiniz ancak Türkiye’nin ekonomisi kelimenin tam anlamıyla uçurumun kenarında.
Son olarak 72 ton altının Merkez Bankası tarafından satıldığı belirtildi. İddiaları yapanlar ciddi ekonomistler ve hükûmet bu konuda yalanlama mesajı yayınlamadı. Demek ki seçim öncesinde dolar kurunu sabit tutup, algıyı kurtaracak kadar bile dolarımız kalmamış. İş eldeki altınları satmaya kadar gelmiş.
Bütün bunların üzerine bir de depremin ekonomiye etkilerini düşünün. 2 – 3 ay sonra depremin ağır etkilerini hissetmeye başlayacağız.
Eğer AK Parti iktidarı kazanırsa, bu kafayla 3 – 4 aydan fazla dayanamaz. Yok muhalefet kazanırsa bu kez de vatandaş ekonomik krizin faturasını muhalefete keser. 1 ay önceki 50 bin 500 kişinin öldüğü depremi bile unutmuş bir milletiz biz. Kimse ekonomik krizin aslında AK Parti’nin beceriksizliğinden kaynaklandığını hatırlamaz. Vatandaş, “Bunlar geldi, daha kötü oldu” diye düşünür.
Dolayısıyla sizin için hayır gözüken seçim galibiyetinde şer olabilir. Size şer görünen seçim yenilgisinde de hayır olabilir.
Yalnız kötü haberi vermek zorundayım; öyle bir ekonomik kriz geliyor ki aklınız durur…