CHP’nin son il ve ilçe kongrelerinden önce Tepebaşı İlçe Başkan Adayı Atilay Dalgıç için MIH sütunlarında ne diyorduk?
Şunu:
Atilay Dalgıç eğer başkan olarak seçilirse, CHP’nin çıtasını bir hayli yükseltecek.
*
Bunun yanı sıra, Dalgıç’ın Tepebaşı İlçe Başkanlığı’na aday olmasına üzülen, İl Başkanlığına aday olmasının parti için çok daha faydalı olacağı görüşünü taşıyan birçok CHP’linin olduğunu da ES TV ekranlarında aktarmıştık.
*
Sonuçta Atilay Dalgıç CHP Tepebaşı İlçe Başkanı olarak seçildi.
*
O günden bugüne, kongreler sürecinde Dalgıç’la ilgili aktardığımız ifadelerin, tek tek tescillendiğini görüyoruz.
*
Çünkü…
Kongre sonucunda seçilen İl Başkanı
Sinan Özkar, 24 Haziran genel seçiminde milletvekili adayı olmak için görevinden istifa etti, CHP örgütünü en kritik döneminde yarı yolda bıraktı.
Çünkü…
Sinan Özkar’ın ardından atama yoluyla il başkanı olan, il yönetim kurulunun bile burun kıvırdığı
Rabia Akman, oturduğu koltuğun hakkını hiçbir biçimde veremedi.
Çünkü…
Odunpazarı İlçe Başkanı
Akın Sallarel tamamen “bağımlı” bir ilçe başkanlığı yaptı. Sonrasında bağımlı olduğu yerdeki bazı yetkililerle arasının açılması nedeniyle iyiden iyiye bocaladı. Dahası, hakkında türlü türlü dedikodular çıktı.
Çünkü…
Yukarıda saydığım isimlerin hiçbiri, AK Parti’nin salvolarına karşı koyacak tek bir etkili hamle yapamadı, örgütlerine hakim olamadı, küskünleri barıştırmayı bir yana bırakın, ayrışmayı körükledi, belediye başkanlarını savunamadı vesaire…
*
Ancak Atilay Dalgıç;
CHP’nin beş belediye başkanına da eşit mesafedeki yakınlığıyla,
Örgütünü, tüm zorluklara rağmen bir arada tutma gayretiyle,
Örgüt üye yapısını sağlıklı hale getirme çabasıyla,
Sürekli devam ettirdiği mahalle bazlı seçim çalışmalarıyla,
CHP’nin iyiden iyiye dağılmasını önledi ve üyelerin,
“örgütün düzelmesi için hala bir umut hala var” şeklinde düşünmelerini sağladı.
*
Baştan sona bütün bu anlattıklarımın en yakın örneğine geçtiğimiz günlerde şahit olduk.
*
AK Parti Tepebaşı İlçe Başkanı İbrahim Yılmaz Kaynarca, CHP ve CHP’li Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç’a çok sert eleştirilerde bulundu.
*
Ancak Kaynarca’nın bu salvosuna karşı Atilay Dalgıç öyle bir karşılık verdi ki, deyim yerindeyse AK Partili ilçe başkanını
nakavt etti!
Sadece Ahmet Ataç’ı savunmadı Dalgıç.
Partinin tümünü kucaklayarak hem CHP örgütünü, hem de CHP’li belediye başkanları Yılmaz Büyükerşen ve Kazım Kurt’a yapılan eleştirileri de göğüsledi.
Zira Dalgıç’ın açıklamaları karşısında Kaynarca, çıkıp tek bir cümle dahi edemedi.
Dedik ya, nakavt olmuştu!
*
Bu noktada Dalgıç’ın açıklamalarından bazı bölümleri sizlere aktarmak istiyorum:
ZEHİRLİ DİL
- “Bugüne kadar, uzaktan bakınca efendi bir kişi olarak değerlendirdiğimiz AKP Tepebaşı İlçe Başkanının, siyaset etiğine sığmayan zehirli dilini de görmüş olduk. Bu dil en tepesinden en aşağısına kadar bir AKP kültürü haline gelmiş, yaralayıcı, yalan, seviyesiz bir dildir. Bu söylem şeklinin Türkiye siyasetini bir yere taşıması mümkün olmadığı gibi, AKP Tepebaşı İlçe Başkanını da hiçbir yere taşıması mümkün değildir.”
TERMİK SANTRAL VURGUSU
- “Tepebaşı Belediyesi, AKP’nin termik santral kurarak katletmeye çalıştığı çevreyi korumak için, birincil görevi olmamasına rağmen, temiz enerji projeleri üreten ve uygulayan, yani sadece bugünü değil geleceği kurtarmaya çalışan bir belediyedir.”
CHP TERÖRLE ANILAMAZ
- “Tepebaşı Belediyesi kastedilerek terör örgütlerine sevicilik yaptığını söylemenin elbette yargısal boyutu olacaktır. Ancak AKP Tepebaşı İlçe Başkanının, Haburu, Dolmabahçeyi, “sayın APO” söylemlerini unuttuğu anlaşılıyor. Bu ülkede, teröristleri bir an önce serbest bırakabilmek için mahkemeleri sınıra taşıyan bir partinin ilçe başkanının, bu sözleri söylemek için en azından yüzünün kızarması gerekir. Tepebaşı Belediyesinin ve Cumhuriyet Halk Partisinin, hiçbir terör örgütü ile yan yana anılması mümkün değildir.”
İSPATLAMAYAN İFTİRACIDIR
- “Ne Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç’ın ne de patimizin diğer belediye başkanlarının, Cumhuriyet Halk Partisi dışında bir başka parti için oy istemesi söz konusu olmayıp; bu açıkça yalandır, iftiradır. Bunu ispat edemeyen de iftiracıdır. Bir süredir böyle bir dedikodu ile özellikle kırsal kesimde yalan propaganda yapıldığını duymaktaydık. Şimdi bu dedikoduyu çıkarıp yayanın AKP Tepebaşı örgütü olduğu ortaya çıkmış, AKP Tepebaşı İlçe Başkanı suçüstü yakalanmıştır”
ÜÇ MİLLETVEKİLİNİ BİR ARAYA GETİRSİN
- “AKP Tepebaşı İlçe Başkanı, kalabalık toplantılar yaparak bir araya geldiklerini söylemiş. Kendine tavsiyemiz, yığma üyeleri bir araya getirmek yerine önce üç milletvekilini bir araya getirsin. AKP’nin bölme konusunda ne kadar usta olduğunu ülkenin haline bakarak görmek mümkündür. Şimdi ise AKP Eskişehir teşkilatına baktığımızda bölme ve bölünme konusunda ne kadar mahir olduklarını bir kez daha görüyoruz. İktidar gücü ile salonlara insanları toplamak ve ellerine bayrak verip sallatmakla ‘durumu kurtardık, birlik beraberlik görüntüsü verdik’ zannetseler de, AKP’nin paramparça halini örtmeye imkan yok.”
BÜYÜKERŞEN-KURT-ATAÇ
- “Bu şehirde dört dönem Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’in, üç dönem Tepebaşı Belediye Başkanlığı yapan Ahmet Ataç’ın ve hem milletvekilliği hem Belediye Başkanlığı yapan Kazım Kurt’un karşısına, hiçbir proje ortaya koymadan, yalan yanlış HDP söylemleriyle, her zamanki gibi terör korkutmasıyla ve üstelikte paramparça çıkıp, seçimi alacaklarını iddia etmeleri aymazlıktan başka bir şey değildir.”
*
Dalgıç’ın açıklamasını okudunuz…
Şimdi ne demek istediğimi daha iyi anladığınızı düşünüyorum.
Çok sert, çok cesurca, CHP örgütünü koruyan özelliğe sahip, üç belediye başkanını da kapsayıcı, örgüt üyelerinin canlanması ve partisine sahip çıkması yönünde ciddi katkı veren bir açıklama bu.
*
O nedenle…
Tüm örgüt yöneticilerinin Dalgıç’ın gösterdiği bu tavrı, samimiyeti ve partiyi bu denli sahiplenme fiilini
örnek alması gerekiyor.
*
Tüm bu aktardıklarımdan sonra bir de aklıma şu soru geliyor:
CHP’de Atilay Dalgıç gibi bir yönetici olmasaydı, CHP’ye ve CHP’nin belediye başkanlarına dönük saldırılara-eleştirilere karşı nitelikli bir biçimde kim karşılık verebilecekti-kim göğüs gerebilecekti?
Hele ki önümüzde ciddi bir yerel seçim varken…
Bu sorunun cevabını gerçekten merak ediyorum!