Pazarcı ve işportacı olmak şereflidir. Pazarcı ve işportacı olmak ne kadar şerefliyse, alnınızın teriyle ekmeğinizi kazanıyorsanız, belediye başkanlığı da aynı derecede şereflidir. Belediye başkanlığı yapmak, ilçe başkanlığı yapmak, siyaset yapmak ne kadar şerefliyse, el arabasını alıp… Ben 15 yaşımdan itibaren o pazarlarda, bu tezgahlarda, ekmeğimi kazanma uğruna koşturdum. Evet, Volkan Doğan işportacıdır. Evet, Volkan Doğan pazarcıdır.
İYİ Kİ İŞPORTACILIK YAPTIM
Ben kardeşlerimin, ailemin geçimini sağlamak adına… 15 yaşında, 16 yaşında babam vefat etti, okulu bırakmak zorunda kaldım. Ailemin geçimini sağlamak adına okulumu bıraktım, o işporta tezgahında, pazar tezgahında koşturdum. Gurur duyuyorum. Pazarcılar, en zor şartlarda çalışan esnaflardır. Pazarcı bir işi yapıyorsa, inanın her işi yapar. Pazarcılık yapan insanların, işportacılık yapan insanların, o şartlarda çalışan insanların, bilin ki Türkiye’de yapamayacağı hiçbir iş yoktur. Ben de kendimi o anlamda çok şanslı hissediyorum. İyi ki pazarcılık yapmışım, iyi ki işportacılık yapmışım.
KADER BİZE İMKAN VERMEDİ
Ben lise birinci sınıfta babamın vefatı dolayısıyla okulu bırakmak zorunda kaldım. Süleyman Çakır’da okuyordum. İki kardeşim vardı ve annem vardı ve evin en büyüğü de bendim. Tabii ki ben de arkadaşlarım, dostlarım gibi eğitimimi çok üst düzeyde yapmak, üniversitede en iyi yerlerde okumak isterdim. Ama hayat ve kader bize çok imkan vermedi. Biz, lise birinci sınıfta eğitimimizi bırakarak ancak gönlümüzde, zihnimizde kalarak bırakmak zorunda kaldık. Ailemizin geçimi için, kardeşlerimizi okutmak için, annemize, çevremize, bir şekilde evin reisliğine soyunduğumuz o dönemlerde o duruşu göstermek için gittik pazarlara çıktık, ticaret yaptık, aldık ve sattık.
AK PARTİ ÖNÜMÜ AÇTI
25 yaşımda ben meclis üyesi olduğumda hala lise mezunu bile değil, ortaokul mezunu birisi olarak o noktaya geldim. İşportacı diyorlar ya, evet… Ben Tuhafiyeciler ve İşportacılar Odasında da 23 yaşında en genç yönetim kurulu üyesi oldum. 25 yaşımda da AK Parti siyasetine girdim ve AK Parti bizim önümüzü açtı, Eskişehir’in en genç
meclis üyesi oldum, Türkiye’deki en genç meclis üyelerinden bir tanesi oldum. Ve o zaman henüz ortaokul mezunuydum. İnsanlar eğitime bakarak mı, liyakate bakarak mı görev verdiler? Ben babamın vefatı sonrasında çok mücadele ettim, çok çalıştım, çok öğrendim… Ve sonra açıktan liseyi bitirdim. Ve yine üniversiteyi de açıktan, uzaktan eğitim programıyla bitirdim ve işletme mezunuyum. Bakın hem liseyi, hem üniversiteyi, siyaset ve ticaret yaparken bitirdim. Bu yoğunluğun içerisinde liseyi bi
tirdim, üniversiteyi kazandım ve bitirdim. Sonra sosyolojiye merak saldım. Şu anda sosyoloji üçüncü sınıftayım Anadolu Üniversitesinde. Yine Türk Tarihini öğrenmek ve o coğrafyayı anlamak adına Azerbaycan’da devlet üniversitesinde uzaktan eğitim görüyorum. Çünkü örgün eğitim alabileceğim bir vaktim yok.
SADECE DİPLOMA YETERLİ DEĞİL
Şunu net söyleyeyim: Bizler, liyakatimizle, donanımımızla, belediyecilik tecrübemizle, siyasi tecrübemizle, şükürler olsun ki hiç kimseye başımızı öne eğdirmeyecek kadar bu şehri de tanıyoruz, bu milleti de tanıyoruz, ekonomiyi de biliyoruz, belediyeciliği de biliyoruz. Diplomanın önemli bir kriter olduğunu düşünüyoruz. Ama diplomanın sadece yeterli olduğunu düşünmüyoruz. Çünkü çok iyi eğitim almış olabilirsiniz ama siz milleti anlamıyorsanız, milletin vicdanını bilmiyorsanız, milletin hayata baktığı bakış açısına sahip değilseniz, işte o zaman o diplomanın hiçbir değeri kalmıyor. Benim hayat hikayem bu anlamda… Zor günler geçirdik, zor bir hayat geçirdik. O dönemde belki okuyamadık ama hayatı okuduk, hayatı öğrendik ve insanların hayata bakış açısını okumayı öğrendik.
*
Yukarıda okuduğunuz ifadeler, AK Parti Odunpazarı Belediye Başkan Adayı Volkan Doğan’a ait. Birkaç ifadeyle özetlemek gerekirse Doğan, kendini şöyle anlatıyor:
- Milli değerlere bağlı
- Mücadeleci ve inatçı
- Alçak gönüllü
- Kadere inanan
- Türkiye’nin geleceğinin gençlerde olduğunu düşünen…
Mahkûmların çocuklarına eğitim hizmeti
Önceki gün kaleme aldığım ‘Tüm kurumlar Eskişehir’i değerlendirmeli’ başlıklı yazımda, Demokrasi için Dayanışma Platformu’nun yerel seçimlere dönük istek, beklenti ve eleştirilerini sunduğu açıklamasını yorumlamıştım.
*
Söz konusu yazımın bir bölümünde, şu ifadelere yer vermiştim: “Okul öncesi eğitim programı, sadece Odunpazarı Belediyesi bünyesinde
mevcut. Büyükşehir ve Tepebaşı Belediyeleri, okul öncesi çocuklar için çeşitli eğitimler verse de, bu işi profesyonel şekilde yapmıyor. Platform, iki belediyeden okul öncesi eğitim için adım atmalarını isterken, Odunpazarı’nın da kreş sayısını çoğaltmasını bekliyor.”
*
Eskişehir Büyükşehir Belediyesi, yukarıda okuduğunuz ifadeler üzerine
bir metin gönderdi. Aynen paylaşıyorum:
CEZAEVİNDE BULUNAN EBEVEYNLERİN ÇOCUKLARI…
“2011 yılında faaliyete geçen Es Çocuk Evi, AB Merkezi Finans İhale Biriminden hibe almaya hak kazanılarak kurulmuştur. Okul öncesi eğitimi alma şansına sahip olmayan 36-60 ay yaş grubu çocukların, tam donanımlı Es-Çocuk Evi’nde yaşıtları ile aynı koşullarda okul öncesi eğitimden faydalanmaları sağlanmaktadır. Çocuklara fırsat eşitliği sağlanarak ilimizdeki okullaşma oranına katkıda bulunulmaktadır. Türkiye’de bir ilk gerçekleştirilerek; ebeveynlerinden birisi cezaevinde olan çocuklar ve ailelerine destek olan bir uygulama hayata geçirilmiştir. Gelirleri olmadan, tek başlarına mücadele vermek, bu süreçte de çocuklarının ihtiyaçlarını karşılamak zorunda kalan eşi cezaevinde olan kadınların, sosyal açıdan da geliştirilmesine destek olunmaktadır.”
Kemal Şenocak farkı
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’nin (ESOGÜ) hukukçu Rektörü Prof. Dr. Kemal Şenocak, göreve gelir gelmez, üniversitenin hukuki zeminini oluşturmak adına çalışmalara başlamıştı. Bu noktada üniversite için gerekli olan bazı konulara ilişkin yönerge hazırlıklarını bitiren Şenocak, aşağıda okuyacağınız konulara ilişkin yönergeleri senatoya sundu:
- Cinsel taciz ve cinsiyet ayrımcılığı önleme yönergesi
- Etik davranış ilkeleri ve iş etik kurulu yönergesi
- Hata, usulsüzlük ve yolsuzlukların bildirilmesine dair yönerge
- Psikolojik taciz (Mobbing) önleme kurulu yönergesi
*
Rektör Şenocak tarafından hazırlanan ve senatoya sunulan bu yönergeler, senato tarafından kabul edildi ve dün itibariyle duyurusu yapıldı.
*
Tabi burada sorgulanması gereken bir durum söz konusu. Şöyle ki… 1993’te kurulan, 26 yıllık geçmişe sahip olan bir üniversitenin, yukarıda bahsi geçen yönergelere daha yeni sahip olması, aymazlığın dik alası!
*
O nedenle… Göreve gelir gelmez bu eksikliği gören, derhal çalışmalara başlayan ve kısa süre içerisinde yönergeleri hazırlayan Rektör Şenocak’ı tebrik ediyor; örnek olsun diyorum.