TRT’den arkadaşımız “Mustafa Metin” bu aralar sık sık Eskişehir’de...
Eskişehirspor için “50. Yıl Belgeseli” hazırlığında..,
Amigo Orhan’dan tutun da, Halit Kıvanç’a kadar
söyleşiler ve kuruluşundan günümüze anılarla geniş bir yapım olacağını sanıyoruz...
Bayramda yine buradaydı...
“Valiyle de görüştüm abi” dedi:
“Çok iyi bir insana benziyor...”
Anlayamadık tabii, “Vali’nin Eskişehirspor’la nasıl ilgisi vardı?”
Hemen uyandı Mustafa :
“Eskişehir Valisi değil abi, Eskişehirspor’un CEO’su Vali...”
Kimdir o?
“Mehmet Çetin...”
Gerçekten de valilikten emekli ve yöneticilik yönü güçlü bir insan...
Hemen herkes kendisine “Mehmet Bey” yerine “Vali Bey” diye hitap ediyor...
Bu da ayrı bir saygıdan öteye “sevgiden” gelen hitap şekli olmalı...
Biz de tanışma olanağı bulduk Mehmet, pardon “Vali Bey”le…
Kısa süreli de olsa, kendisinin iyi yönetici olmasının dışında, yapıcı bir insan sarrafı olduğunu gördük...
Yalnız bunlar değil tabii...
Dünyaya bakış açısı da insancıl, yaklaşımı da bir halk soylusu gibi...
Kısacası, “Mesut Hoşcan” Başkanlığındaki yönetim, Eskişehirspor’da ilk kez uygulanan “CEO’lu Yönetim”e “Mehmet Çetin”le başlamakla akıllı bir iş yapmış...
“Başarılar diliyoruz Vali Bey’e...”
Çal söyle
Şinasi…
“Şinasi Kula”, ne güzel başlamıştı “Sabah Kahvesi”ne :
“Bu ülke hepimizin... lütfen bölünmeyelim... Atatürk olmasaydı, bu laik cumhuriyet olur muydu?”
….
12 Eylül öncesini hiç anımsamak istemeyiz ama, yaşadık...
Eskişehir, kenar semtlerin dışında da ikiye bölünmüştü...
Porsuk belirliyordu çizgiyi...
“Yukarıda solcular, aşağıda sağcılar...”
Maksim Gorki’nin “Ana”sın okumaya gerek yoktu!..
“Parkeli mi? Solcu...”
“Cübbeli mi? Sağcı...”
….
Sonraki yıllarda PKK böldü...
Binlerce şehit verdik...
AKP iktidara geldi, başladı Habur Kapısı’ndan davullu zurnalı karşılamaya...
Hatta sınır kapısında mahkeme açtırdı...
Sonra, “açılım-kaçılım” derken, “süreç” dediler bilinmez yola!..
Ve de gün geldi...
“Türkiye’nin yarısı da ikiye bölündü!”
“AKP’li duruş mu?”
“Cemaat saflarında mı?”
Yargı da girdi olaya...
İktidarın yargıya el koyusu, “Cemaat-AKP” çatışması başladıktan sonra, iyice su yüzüne çıktı...
Öyle görünüyor ki, bütün yargı, özellikle de “Yargıtay” gibi üst yargı organları, bütünüyle “Cemaat-AKP” ortaklığının denetimine girmiş...
Öküz ölünce ortaklık bozuldu...
“Kirli çamaşırlar ortaya çıktı!”
Sindi savaş “HSYK” için...
Öylesine ileri gidiliyor ki, iktidar “seçimi tanımayız” diyebiliyor...
Peki, ülkenin diğer yarısı ne yapıyor?
“Yine çok erken kışlık uykuda!”
….
Şimdi “Kobani ateşi” yanıyor ülkede...
Bölücüler sahnede...
Çal söyle “Şinasi” kardeşim...
“Giden gelmiyor, acep nedendir?”
Mendil sallarcana dua
Mendil sallarcana dua
Haydi güle güle derim
Kalem gibi gökyüzüne tırmanan
Ve tepemde uçanlara
Haydi güle güle derim
Gürleyen homurdanan
Seslerini duydukça
Yücemlerden geçenlere
Mavi bir atlasa teyel çekercene gelin kız
Ve tarlada pulluk sürürcene yavuklusu dümdüz
Oraklardan uzak yalpasız ve yunuslamasız
Ulaşsınlar dilerim iniş alanlarına
Ve tüm bekleyenlerine yerde
Sağlıkla sağlıcalıkla
Ben bir duayı bilir ve böyle dua ederim...
Nurettin Özyürek (Varlık-1968)
Neyzen’den roman eleştirisi
Yazdığı romanın müsveddelerini “Neyzen Tevfik”e gösteren adam fikrini sormuş. Neyzen, biraz göz attıktan sonra beğenmediğini söyleyince, “İyi ama siz hiç roman yazmadınız ki” demiş yazar... “Haklısın” diye yanıtlamış Neyzen:
“Ben yumurtanın tazesini bayatını iyi anlarım ama, bugüne kadar hiç yumurtlamadım...”
“Ne salakmışsın be adam!”
Adamın biri memleketinden İstanbul’a gelip bir kuşçu dükkanından papağan almak istemiş.
Arayıp, bakıp seçmiş ama fiyatını öğrenince vazgeçmiş. Aynı anda papağan seslenmiş:
“Ne salakmışsın be adam!”
Dükkan sahibi, “Sana bir iyilik yapayım, bu papağanın üç yumurtasını vereyim” demiş.
Adam kabul etmiş ve memleketine dönmüş...
Gün gelmiş, yumurtalar ardı ardına çatlamaya başlamış...
“Birinden karga, birinden serçe, diğerinden de muhabbet kuşu çıkmış...”
Bunu gören adam soluğu İstanbul’da ve kuşçu dükkanında almış. Daha girerken papağan atılmış: “Bizim salak geldi yine!”
Adam da aynı hızla patlamış:
“Benim salak olduğumu bir sen biliyorsun ama, senin fahişe olduğunu bizim kasabada herkes biliyor!”
Gaz lambaları altında
Trakya’da köyleri geze n bir grup CHP’li bir köye gelmiş.
Akşam saatlerinde kahveye girmişler ama elektrikler kesik. Gaz lambaları altında köylüler sarmış etraflarını...
Biri kalkmış, “Hoş geldiniz Kılıçdaroğlu’nun çocukları” demiş:
“Yalnız biz size sadece ampulü söndürün demiştik, trafoyu patlatın demedik!”
Francis Bacon’dan inciler
Okumaya lüzumundan fazla zaman ayırmak tembelliktir. Onu süs için kullanmak da bir gösterişten ibarettir.
Kurnaz insanlar okumayı küçümserler, basit insanlar ona hayran olurlar...
Kısacası, okumak bir insanı doldurur, yazmak ise olgunlaştırır...
Tartı sefası
Temel’in eczanesine güzel bir kadın girmiş ve tartının üzerine çıkıp parayı atmış.
Beğenmemiş, manto ve ceketini çıkarmış ve para atıp tekrar tartılmış. Yine sıkılmış, eteğini çıkarmış ve tam parayı atacakken Temel elinden almış:
“Devam edin bayan, bundan sonrası müessesemizin hediyesidir”
Günün Olayı
A Milli Futbol Takımımız bugün Çek Cumhuriyeti ile önemli-bir maç oynayacak...
Kötü bir sonuç alırsak, bahanesi de hazır olacak:
“6 sakat futbolcumuzu oynatamadık...” Balthör
Günün Biberi
Ekonomide tehlike çanları çalıp, zamlar ardı ardına patlarken, “protesto edilen senet sayısı” da çoğalmış...
Buna rağmen “protesto edilen bir hükümet” olmadığına göre vatandaş halinden memnun demektir...
Günün Sözü
Bir işi doğru yapmak, neden yanlış yaptığını açıklamaktan daha az zaman alır...
H. Woodsword
Özdeviş
Güzelliğin geçici olması..
“Geçersiz” olduğunu göstermez...
Y.Güngör Özden
Kıssa-dan
İnsanoğlunun en zor savaşı, kendisi ile olanıdır...
Çünkü, tarih, dünyayı yenenlerin, kendileri ve kendi zaafları önünde çöküşleri ile doludur...
Montaigne
Cuk
Geçmişi değiştiremezsin ama, gelecek hala avucunun içinde...
Hugh White
Günün Sorusu
“Bütün bunlar analar ağlamasın diye yapılıyor” tezini savunanlar, yapılanların “Şehit ve gazi analarını” ağlatacağını hiç düşünmüyorlar mı?
Gani Yıldız
Günün Balı
Tanrım, beni dostlarımdan koru, düşmanlarımın icabına ben bakabilirim... Voltaire
Günün İncisi
Bir kadın, kendisi ile aynı yaştaki bir erkekten her zaman daha gençtir.
Elizabeth Barrett
Kolsuz Yaşar’dan
Doktorlar Caddesi dolmaya başlamış…
“Hasta etmeyin adamı!”