Prof. Dr. Alper Çabuk yazdı
İsveçli ünlü yönetmen Ingmar Bergman'a sormuşlar; “Gidişat kötü, dünya nasıl kurtulacak?”
"Utanç" demiş Bergman; “Dünya’yı bir tek utanç kurtarabilir”.
...................................
"Tekneyi görünce binmek istemedik ama kaçakçılar binmezsek bizi öldüreceklerini söylediler. Mecburen bindik. Bir saat sonra tekne su aldı ve şiddetli bir dalgayla alabora oldu. Kızlarım gözlerimin önünde boğuldu."
Bu sözler Türkiye'den Yunanistan'a geçmek isterken bindikleri tekne batan 22 yaşındaki Ciwane'ye ait.
"Balıklara yem olmasınlar diye ellerini bırakmadım. Soğuktu ve 3 saat 20 dakika denizin içinde çırpındık. Kimse yardıma gelmedi. Yardım geldiğinde ortanca kızım Jale halen yaşıyordu ama hastaneye yetişemedi yavrum."
Karzan Cemal Mustafa ve eşi Şoxan için ise engelli olan 10 yaşındaki oğulları Jiyar'ı Almanya'da tedavi ettirmek için çıktıkları umut yolculuğu kızları Jivan'ın ölümüyle sonlanmış. Konuşurken ağlayan genç anne, denizde kızının elini tuttuğunu ama çocuğunun boğulduğunu hıçkırıklar içinde anlatıyor.
"Yüreğim yanıyor, kızımı, yavrumu karanlık sular aldı. Bir anda karanlığa gömüldük. Kıyamet gibiydi. Herkes çığlık çığlığaydı. Sesimizi kimse duymadı. Kızım gözlerimin önünde öldü. Neden bu durumlara düştük? Bizi yönetenlerin babamız gibi olması gerekir, ama yok, maalesef onlar sadece kendi çocukları için çalışıyor. Halkın ne durumda olduğunu görmek istemiyorlar".
..............................
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK)’nin rakamlarına göre, mülteci, sığınmacı ve göçmen olarak evlerinden kaçmak zorunda kalmış kişi sayısı 2015 yılında 60 milyonu geçerek tarihin en yüksek seviyesine çıkarken, Dünya genelinde ortalama her gün 4 bin 600 kişi, toplamda yeryüzünde yaşayan her 122 kişiden biri bulunduğu toprakları terk etmek zorunda kaldı. Raporda, 2015 yılında 1 milyon kişinin Akdeniz’i geçerek Avrupa’ya ulaştığı, her bin kişiden 209’unun mülteci olduğu Lübnan’ın, nüfusuna oranla en fazla mülteci ağırlayan ülke, Türkiye’nin ise, Dünya’da en fazla mülteciye ev sahipliği yapan ülke olduğu, mültecilerin, yaşadıkları bölgeyi terk ettikten sonra, bu bölgeye geri dönme oranın son 30 yılın en düşük seviyesinde olduğu ifade ediliyor. Raporda mülteci krizine karşı küresel sorumluluğun en fazla Suriye ve Irak gibi savaş ve çatışma ortamı içindeki ülkelere komşu Türkiye, Lübnan gibi devletler tarafından üstlenildiği belirtiliyor. Raporda Suriye’nin yanı sıra, Burundi, Orta Afrika Cumhuriyeti, Güney Sudan, Somali, Afganistan, Kongo ve Irak’taki istikrarsızlık ve çatışmaların, 2015 yılında evlerini terk eden kişi sayısındaki bu artışta etkili olduğu, evlerini terk etmek zorunda kalacakların sayısının 2016’da çok daha yüksek olabileceği uyarısında bulunuluyor.
...............................
Bu insanların bu hale gelmesinden sorumlu olanların vebali büyük. Eğer ben bir bilim insanı olarak hiçbir şey yapmadan olup bitene seyirci kalırsam, o vebalin beni de bulacağını biliyorum ve ben kendimden utanıyorum… Bir bilim insanı olarak, gözümüzün önünde olup bitenlere yeterince çare olamamaktan… Artık zaman, sanırım gezegenimizi kurtarma zamanı… Küresel iklim değişiklikleri, afetleri ve giderek artan enerji, su ve gıda talebini; bu artış terör ve savaşları; terör ve savaşlar mülteci sorununu büyütüyor. Bataklığı kurutmanın, sorunu çözmenin yolu, sosyal bilimlerden, fen bilimlerinden geçiyor...