Usluer ve Kılıçdaroğlu 

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun kardeşi Celal Kılıçdaroğlu’nun ani ölümü siyaset dünyasında üzüntüyle karşılandı. Aralarında AK Parti Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın da bulunduğu pek çok kişi Kılıçdaroğlu’na baş sağlığı diledi. Biz de merhuma Allah’tan rahmet diliyoruz.
Baş sağlığı dileyenler arasında eski CHP’li Gaye Usluer de vardı. Usluer instegram hesabında baş sağlığı mesajını yayınladı. Mesajda “Genel Başkanımız Sayın Kılıçdaroğlu’nun kardeşi Celal Kılıçdaroğlu’nun vefatını büyük üzüntüyle öğrendim. Merhuma Allah’tan rahmet, Genel Başkanımıza, ailesine ve sevenlerine baş sağlığı ve sabır diliyorum” ifadelerinde bulundu.
Burada dikkatimi çeken nokta, Sayın Gaye Usluer’in kısacık mesajında tam iki kere Kemal Kılıçdaroğlu’ndan “Genel Başkanımız” diye bahsetmiş olması. CHP’den ayrılarak Memleket Partisi’ne geçen Usluer, daha sonradan pişman olarak bu partiden ayrılmıştı. Son olarak CHP’ye geri döndüğüne ilişkin bir bilgiye de sahip değiliz. Dolayısıyla Kılıçdaroğlu onun genel başkanı değildir. Ancak Kılıçdaroğlu’ndan “Genel Başkanımız” diye bahsetmesi, hem de bunu iki kere yapması bana kalırsa ‘CHP yönetimine selam göndermek’ olarak da yorumlanabilir.
Yoksa ben mi satır aralarından gizli anlamlar çıkartıyorum acaba?

 
Eskiden battaniye mi varmış? 
Es Group Haber Koordinatörü Meltem Karakaş, mikrofonu vatandaşlara uzatmış ve doğalgaz faturalarını sormuş. Henüz kış bastırmadı. Ancak bazılarımız evlerinde kombilerini yakmaya başladılar bile. Öte yandan gelen zamlar da ortada. Yani bu kış kaloriferleri yakmazsak daha akıllıca davranmış olacağız.
Sanırım Türkiye’de vatandaşın kışı bir şeyler yakmadan geçireceği ilk yılımızı geçireceğiz. Allah bu günlerimizi de aratmaz inşallah. Şimdi birileri çıkıp aslında dünyada gaz sıkıntısı olduğunu, zavallı Almanların titreyip durduklarını anlatacaktır. Veya, “Yine battaniyeye sarıldığınıza şükredin. Kılışlar zamanında battaniye de yoktu” diyebilirler. 
 
Eskişehir’in Ata tohumu var 
Atatürkçü Düşünce Dernek Başkanı Cihan Taşer ve arkadaşları, vatandaşlarımıza ata tohumu dağıttı. Öncelikle şu “Genetiği Değiştirilmiş Organizma” kavramını ele alalım. Elimizin altındaki bütün tohumların – doğadan gelmiş olsunlar veya laboratuvarda üretilsinler fark etmez – genetiği değişmiştir. Ki Charles Darwin ağbimiz buna “Evrim” diyor. Ayrıca “Yerel Tohum” diye bir şey de yoktur. Eğer ki Kristof Kolomb ağbimiz Amerika’ya gitmeseydi, “Eskişehir yerli domatesi” diye bir şey olabilir miydi acaba? Dolayısıyla “Yerli tohum” saçmalığı ve “GDO paranoyası” üzerinden korku satılmasına karşıyım.
Öte yandan sertifikalı tohumların yüksek verim avantajı olmasına karşın, ata tohumlarının da hastalık ve kuraklığa karşı dayanıklılık gibi avantajları var. Ayrıca ata tohumları çiftçinin bir takım büyük şirketlere göbekten bağlı olmasını da engelliyor. Yine ata tohumuyla tarım yapmak ve mahsulün içinden bir sene sonrası için tohumluk ayırmak da tarım sektörünün ekonomik krizlerden etkilenmemesine neden olur.
Özetlemek gerekirse sertifikalı tohumlardan korkmamak, ancak ata tohumlarına da sonuna kadar sahip çıkmak lazım. Dolayısıyla ata tohumlarına sahip çıkan herkese teşekkür ederiz.