AK Parti Milletvekili Fatih Dönmez, “URAYSİM başta olmak üzere şehrin kalkınmasına destek olacak her projeyi biz de destekleyeceğiz. Şehrimizin ‘Karakurt’tan gelen, Eskişehir 5000 ile taçlanan demiryolu ilkleri geleneğini de sürdüreceğiz” dedi.
AK Parti Milletvekili Fatih Dönmez, “URAYSİM başta olmak üzere şehrin kalkınmasına destek olacak her projeyi biz de destekleyeceğiz. Şehrimizin ‘Karakurt’tan gelen, Eskişehir 5000 ile taçlanan demiryolu ilkleri geleneğini de sürdüreceğiz” dedi. Fatih Dönmez ayrıca Yılmaz Büyükerşen’in URAYSİM’i engellemekle övündüğünü kaydederek, “Nadide bir yatırımın şehre kazandırılmasına engel olunması övünülecek bir iş değildir. Alpu Ovası 51 bin hektar, test merkezi yapımı için kullanılacak alan ise yüzde 0,5. Bu projenin engellenmesini tarımı koruduk diye izah edemezsiniz” ifadelerinde bulundu.
Öncelikle küçük bir yanlışı düzeltelim. URAYSİM’in Eskişehir’de eğer engellendiyse, Fatih Dönmez’in fikirlerini yüce mahkemelerimiz doğru bulmadığı için engellenmiştir. Yani Yılmaz Büyükerşen en fazla dava açmış olabilir. Mahkemenin kararı ise, birilerinin hukuk dışı iş yaptığını gösteriyor. Siz işinizi düzgün yapın, hiçbir mahkeme yolunuza çıkamaz.
Ayrıca başta Eskişehirli sanayiciler olmak üzere URAYSİM’e Eskişehir’de karşı çıkan bir kişiyi bile görmedim. Demek ki AK Partililer kanunlara uygun bir iki düzenleme yaparlarsa, tüm Eskişehir tarafından takdir edileceklermiş.
Açıkçası ben URAYSİM’in test merkezi olarak müşteri bulmak yerine sinek avlayacağından şüpheliyim. Ancak projenin AR-GE bölümü de var ki bilime yapılacak her bir kuruş yatırımın, kentimize ve ülkemize milyonlarca lira olarak geri döneceğinden de şüphem yok.
Dolayısıyla AK Partililerin kısa süre içerisinde mahkeme neticesini de dikkate alarak, URAYSİM projesini hayata geçirmelerini diliyorum. Bu konuda da Milletvekilimiz Fatih Dönmez’in arkasındayız.
Bu arada atalarımız “Her işte bir hayır vardır” demişler. Sanki mahkemenin aleyhte kararı olmasa, sevgili hükûmetimiz URAYSİM’i hayata geçirecek parayı denkleştirebilecek miydi? Alpu’ya 30 kilometrelik yol yapacak parayı bile bulamıyorlar. Ben AK Partililerin yerinde olsam mahkeme neticesini şükürle karşılardım. Zaten parasızlıktan yapamayacakları bir projeyi yapmamalarının bahanesi de mahkeme olabilir.
Sevgi kelebeği Kerem
Deprem bölgesinde çadır satan AK Partililerin pek sevdiği Kerem Kınık’a Kızılay Yönetim Kurulu’nca, “İyilik ve Merhamet Elçisi” unvanı verildiğini öğrendik. Meğer bizim Kerem Kınık, “Sevgi Kelebeği” imiş de haberimiz yokmuş. Bu unvan verilince, benim aklıma başka kişilere başka unvanlar verilmesi gerektiği de geldi.
Mesela Bülent Ersoy’a “En iyi erkek ses” ödülü verilebilir.
Damat Berat Albayrak Paşa’ya “Asrın ekonomi bilgesi” denilebilir.
Yine ve mesela Akbelen Ormanlarındaki faaliyetlerinden dolayı AK müteahhit Nihat Özdemir’e, “Doğa dostu evliya hazretleri” unvanı verilebilir.
Engin Dinç Ankara’da
Eskişehir’in sevilen eski İl Emniyet Müdürü Engin Dinç, Ankara İl Emniyet Müdürü oldu. Eskişehir’den Konya’ya il Emniyet Müdürü olarak atandığı zaman, bunun bir nevi rütbe almak olarak değerlendirilmesi gerektiğini savunmuştum. Şimdi Başkente gönderilen Dinç’in çok daha önemli bir makama geldiği açık.
Polislerin mücadele etmesi gereken iki grup var. Birincisi suçlular, ikincisi de politikacılar. Polislikte rütbe atladıkça suçlularla daha az uğraşmaya, asıl politikacılarla daha çok muhatap olmaya başlıyorsunuz. Ve ister inanın ister inanmayın, tatlı dilli bir politikacıyla uğraşmak, suç örgütüyle uğraşmaktan daha yıpratıcı olabilir.
Engin Dinç, şu bizim Hulusi Kentmen gibi kocaman bıyıkları olan, eski tip babacan polislerin son temsilcilerinden. Hele ki Ankara’da, seçmen başına iki politikacının bulunduğu bir şehirde İl Emniyet Müdürü olmak büyük bir şereftir. Ama aynı zamanda ağır bir sorumluluktur. Allah kolaylıklar versin.