Ne diyorlar?
AK Parti Eskişehir Gençlik Kolları, Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi kantininde toplantı yapmış!
Bir feryat, bir bağırış ki sormayın…
*
Yapacak kardeşim, ne var ki bunda?
Yani…
Üniversite kampüsü içerisinde, üniversite kantinlerinde, üniversite yemekhanesinde siyasi ya da başka bir nedenle eylem yapılabiliyor da, siyasi bir partinin gençlik örgütlenmesi üniversitenin herhangi bir noktasında niçin toplantı yapamasın?
Niçin partisine yeni üyeler kazandırmak üzere uğraşmasın?
Niçin Türk siyasetinde gençlerin söz sahibi olması için çalışma yapmasın?
Bal gibi yapar, çok da güzel olur!
Hatta doğal olan da budur.
*
Şimdi, asıl sorgulanması gereken şu…
AK Parti Gençlik Kolları, üniversitenin fakültelerinde toplantılar yapabiliyor da…
CHP Gençlik Kolları yapabiliyor mu?
İYİ Parti Gençlik Kolları yapabiliyor mu?
Saadet Partisi Gençlik Kolları yapabiliyor mu?
Vesaire…
*
Keşke şöyle olabilse…
Farklı siyasi partilere mensup öğrenciler bir araya gelip çeşitli konulara ilişkin kantinlerde, konferans salonlarında münazara yapabilseler.
Mesela Türk demokrasisi.
Mesela 12 Eylül Darbesi.
Mesela 15 Temmuz Darbe girişimi.
Mesela yeni hükümet sistemi.
Mesela ekonomi.
Mesela medya özgürlüğü.
Mesela Barış Pınarı Harekatı.
Mesela üniversitelerin vaziyeti.
*
İletişim Bilimleri Fakültesi Dekanı, aynı zamanda öğrencilik yıllarımda ders aldığım ve çok şey öğrendiğim değerli hocam Prof. Dr. Erhan Eroğlu’nun, AK Parti Gençlik Kollarının yaptığı toplantıya ilişkin açıklamasını da bu noktada yadırgadım doğrusu.
Dekan Eroğlu, toplantıdan haberlerinin olmadığını, gerekli işlemlerin başlatıldığını ifade etti.
Belki de böyle bir açıklama yapmak zorunda kaldı.
Bilemiyorum…
*
Ancak Eroğlu, bence, şöyle söylemeliydi: “Ne var ki bu toplantıda? Gençler toplanmış, Türkiye için siyaset yapıyor. Parti ayrımı gözetmeksizin tüm gençlerimiz, demokratik çerçevede, birbirlerine saygı duyarak ve birbirlerinin fikirlerinden beslenerek böyle toplantılar yapmalı, devletimiz için elini taşın altına koymalı. Taşkınlık çıkaran veya provokasyona zemin hazırlayan olursa da, gereği yapılır.”
*
Öte yandan…
AK Parti, üniversite içerisinde ilk kez mi toplantı yapıyor?
Yıllardır yapıyor kardeşim!
Şimdi mi aklınıza geldi bağırıp çağırmak?
Sadece Anadolu Üniversitesinde de yapmıyor.
Osmangazi Üniversitesinde de yapıyor elbette.
Yapacak da.
*
Ama AK Parti Gençlik Kolları Başkanı Fatih Özata sosyal medya hesaplarından toplantıyı paylaştı ya.
Bazıları hemen zıpladı; linç etmeye kalktı!
Yoksa CHP’li gençler de, diğer siyasi partilere mensup gençler de, gayet doğal ki üniversitelerde örgütlenme çalışmaları yapıyor ve yapacak da.
Siz, üniversitelerdeki öğrenci kulüplerinin, yalnız ve yalnız adı konulan belli bir alanda mı çalıştığını sanıyorsunuz yoksa?
Her biri, aynı zamanda siyasi partilerin örgütlendiği alanlar.
*
Özetle…
Bu konuda, Anadolu Üniversitesi yönetiminin herhangi bir zafiyeti yoktur.
Ne zaman zafiyeti olur?
Dekan Prof. Dr. Erhan Eroğlu’nun duyurduğu incelemenin ardından AK Partili gençlere üniversitenin yasaklandığı zaman!
Veya AK Partili gençlerin üniversiteye alınıp, diğer siyasi partilerde politika üreten gençlere üniversitenin yasaklandığı zaman.
Ya da ‘üniversiteli siyaset yapmayacak’ denilip, cadı avına başlandığı zaman.
*
Bitirirken, AK Parti Gençlik Kolları Başkanı Fatih Özata’ya bir eleştiride bulunmak istiyorum.
Özata, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, Barış Pınarı Harekatı’na ilişkin toplantı yaptıklarını söyleyerek kendini savundu.
Ancak yine Barış Pınarı Harekatını açıklamasının içine alarak şunları söylemeliydi: “Biz, üniversitelerde toplantılar yapmaya devam edeceğiz. Gençliği, Türk siyasetine kazandıracağız. Diğer siyasi parti gençlik kollarının da üniversitelerde toplantılar yapmasından yanayız. Bizim dışımızdaki siyasi parti gençlik kollarına engel çıkaran olursa da, bunu kabul etmeyiz ve engellenen siyasi parti gençlik kollarının yanında oluruz.”
*
Son söz…
Üniversite gençliği meslek öğrenecek, makale üretecek, siyaset üretecek; açık görüşlü olacak, sabırlı olacak, fikirlere saygılı olacak.
Bununla beraber devlete hizmet edecek.
Peki, bu nasıl olacak?
Yasaklayarak değil, demokratik çerçevede teşvik ederek.
Günümüzde üniversitelerden mezun olan çoğu genç mesleğinde yetersiz, tek bir makale dahi yazmamış, siyasetten habersiz yetişmiş, saygı yok, sabır yok; kolay yoldan nasıl köşeyi dönerim zihniyeti hakim; ne devlet, ne millet, ne de bilim umurunda değil.
Niye?
İşte bu, demokrasiyi içselleştirememiş zihniyet yüzünden!
O nedenle gençlerden korkmayalım, ülkemizin geleceğinin aydınlık olabilmesi için onlara güvenelim ve her anlamda destek verelim.
Arif Anbar; Yazınızı bir şaka,bir espiri,bir gönderme tipinde yazdığınızı kabul ediyoruz Bunu blin. Son cümlede ne diyorsunuz ? "Son söz…Üniversite gençliği meslek öğrenecek, makale üretecek, siyaset üretecek; açık görüşlü olacak, sabırlı olacak, fikirlere saygılı olacak." Efendi ! Hatırlatmak isterim ki, o bilim yuvaları Cumhuriyet gençliği yetiştirmek için kurulmuş üniversitelerdir. Bir partinin toplantısının yapıldığı yer değildir. Bir siyasi partinin bilim yuvasında toplantı yapması başka şey, öğrencilerin siyasi ülke gündemini takip etmesi başka şeydir. Karıştırmayın ! Üniversiteler öğrencilerin evidir. Evlerinde özgürce düşünür fikir üretirler. Siz oturduğunuz evinizde yabancılara toplantı için kapınızı açarmısınız ? Yasal olarak siyaset yapma hakkı Akademisyenlere verilmiştir. Öğrencilere değil. Üniversiteleri siyasi bir partinin merkezi haline getirirseniz o ülkede yıkım olur yıkım. Düşüncelerinizi ,fikirlerinizi tekrar gözden geçirmenizi tavsiye ederim.
Bu dediğiniz ,demokrasiyi tam olarak yaşayan toplumlarda olur.Akp dışında ki hangi siyasi partinin üniversitede faaliyetine müsaade ederler?Siz bunun olmasına ihtimal verebiliyormusunuz?Sırf CHP li diye Odunpazarı belediyesinin ,okullarda tadilat yapmasına tahammül edilmemişti....
Arif bey, öğrencilerin siyaset konuşmasını normal karşılıyorsunuz,demokrasi diyorsunuz falan iyi hoşta şunu unutuyorsunuz; Ne yazık ki, siyaset konuşacak kadar şartlar eşit değil. Şöyle ki; 15 temmuz hainliğinden önce,bir tv kanalında 32.gün adlı siyasi tartışma programı yapılıyordu. Abbas güçlü,bu programda her hafta bir üniversitenin farklı görüş ve partili öğrencileriyle gündeme dair konuları gayet demokratik bir şekilde tartışıyorlardı. Fakat ne hikmetse,15 temmuzdan sonra bu program bir daha yapılmadı.Sizcede ilginç değil mi? Neden aniden bu program yayından kaldırıldı? Bu ülkede birileri,siyasetin konuşulmasını istemiyor.Bunu istemeyenler,aynı zamanda medya gücünüde elinde bulunduruyor. Birde sen ne anlarsıncı tayfa var ki,hiç birşeye tahammülleri yok. Bilmem anlatabildim mi?