Sıra..
“20+20+20”lere geldi!"
Üç yıl önce ne diyordu Nabi Avcı?
"Eskişehir'deki iki müteşebbis grup vakıf üniversitesi kurmak istiyor. Onlarla da birlikte Eskişehir'de 3'ü devlet 2’si vakıf olmak üzere 5 üniversite ile en kapsamlı üniversite kentlerinden biri olmayı sürdüreceğiz..."
Olduk ya!
"7 Kocalı Hürmüz gibi!"
***
Dile kolay..
"Tam 5 üniversiteli kent..."
Sağdan say üniversite..
Soldan say üniversite...
"Darphanede karşılığı olmayan parayı basmaktan farkı ne?"
Ve de o müteşebbis gruplar..
"Kimlerdi acaba?"
Eskişehir'e ne gibi bir yükleme düşünülmüştü?
"Yapılmak istenen iş, üniversite kurmak değil bu kavramı çürütmek, anlamsız ve düzeysiz bir hale getirmek miydi?”
***
"Bu devirde okumak artık enayilik" diyor eskiler...
Okuyup ne olacaksın?
“Binlerce üniversite mezunu işsizlik çekmiyor mu? “
Binlerce öğretmen adayı yıllardır atama beklemiyor mu?
İçlerinde çaresizlikten "uzman çavuş" ya da "polis" olup şehit olan yok mu?
5 üniversite müjdesi vermek yerine, şöyle diyemez miydi Nabi Bey:
"Eskişehir’deki iki üniversiteden mezun olacak her 10 kişiden birine iş bulacağız..."
***
Şimdi yeni bir seçim geliyor ya…
Yeni üniversiteler de yine gündemde… Bakan sallıyor, biz de kucaklıyoruz!
“5 üniversite yetmez!”
Keşke, milletvekili sayımız 10’a çıkarılsaydı da…
“9 metre 15 cm’lik barajı geçebilseydik!”
Gerilim
Bu ülkede telefon açıp çağırırsanız, "Ambulans, itfaiye" filan ne zaman gelir "bilinmez ama..
"Hükümet istifa" diye slogan atarsanız polis anında gelir...
Kolsuz Yaşar’dan
İşsiz sayısı her geçen gün artıyormuş...
Öyle çoğalıyor ki..
"Ne düş olsa yaparım abi" bile diyemiyorlar!
Günün Sorusu
Bülent Arınç bundan sonra ne bakanı olabilir?
"Şeyin şeyi Bakanı!"
Balthör
Özdeyiş
Dünyayı değiştireceğiz derken, kendimizi değiştirmeyi unuturuz...
Günün İncisi
"Bilmediğini bilmek, kendini bilmektir...
Hanri Benazus
Günün Sözü
Yanlış hesap Bağdat'tan döner..
"Hesabı da halk öder!.."
Günün Balı
Tarih gibi kadınlar da ikiye ayrılır:
M.Ö. "Makyajdan önce..."
M.S. "Makyajdan sonra..."
Kıssa-dan
Ülkenizin sizin için ne yapabileceğini değil, sizin ülkeniz için ne yapabileceğinizi sorun...
John P. Kennedy
Cumartesi Öyküsü
İyilik ve kötülüğün simgesi
Yaşlı Kızılderili reisi kulübesinin önünde torunlayırya oturmuş, az ötede birbiriyle boğuşan iki köpeği izliyordu...
Köpeklerden biri beyaz, diğeri siyahtı...
12 yaşındaki çocuk kendini bildi bileli o köpekler dedesinin çadırı önünde bağırıp dururlardı...
Dedesinin sürekli gözünün önünde tuttuğu, yanından hiç ayırmadığı iki iri köpekti bunlar...
Çocuk çadırı korumak için, bir köpek yeterli gözükürken, niye ötekinin de olduğunu bir türlü anlamazdı...
Hem renkleri niye birbirinin tam zıttıydı? Niye köpeklerin biri siyah, diğeri beyazdı?
Günlerden bir gün dedesine sordu:
"Neden birbirinin zıttı iki köpek besliyorsun?"
"Onlar" dedi yaşlı Kızılderili:
"Benim için iki simgedir evlat!"
"Neyin simgesi?" diye sordu çocuk...
"İyilik ve kötülüğün simgesi. Aynen gördüğün şu iki köpek gibi, iyilikle kötülük içimizde sürekli mücadele eder durur. Onları seyrettikçe ben hep bunu düşünürüm. Onun için yanımda tutarım onları..."
Çocuk dedesini dinlerken içinden şöyle geçirdi..
"İki köpek arasında mücadele varsa, bunların bir kazananı da olmalı..."
"Peki dede" dedi:
"Sence hangisi kazanacak bu mücadeleyi?"
Bilge reis derin bir gülümsemeyle baktı torununa, "Hangisi mi evlat?" dedi:
"Ben hangisini daha iyi beslersem!.."
Batan güneşi seyrederken
Aşk gemisinde, Temel ve Amerikalı John şezlonglara gömülmüş, hatan güneşi seyrediyor ve sohbet ediyorlarmış... Temel başlamış:
"Böyle bir gezi aklımın ucundan bile geçmezdi. Bir yangın fabrikamı kül etti. Sigorta paramı ödeyince, şimdi tatil zamanı deyip hemen yola çıktım..."
"Tesadüfe bak!" demiş John:
"Benim de çok iyi iş yapan bir lokantam vardı. Bir kasırga taş üstünde taş bırakmadı. Sigortadan paramı alınca ver elini tatil dedim..."
Kısa bir sessizlikten sonra, Temel birden doğrulup sormuş:
"Her şey güzelde, kasırgayı nasıl başlattın birader?"
Niye ağlıyorsun?
Gelin ve kaynanalarla dolu bir minibüs kaza yapmış. Kaynanaların hepsi ölmüş. Herkes gülüp oynarken gelinin biri hüngür hüngür ağlıyormuş...
Bir gelin "Ayol kurtulduk işte, niye ağlıyorsun ?" diye sorunca, talihsiz kadın yanıtını vermiş:
"Ben kaynanamı evde unutmuştum!.."
Neyzem meyhaneye gitmeden!
Neyzen Tevfik, eş dostun ısrarı ile bir daha meyhaneye girmeye tövbe eder. Birkaç gün sonra, dayanamaz. Bir at kiralayıp soluğu Langa'daki Kosti'nin meyhanesinde alır. Attan inmeden, kapıdan seslenip içkisini getirtir... Meyhanedeki tanıdıklar seslenir:
" Hoca, böyle at üstünde içki içilir mi? Hele atını bağlı gel de usulünce içip sohbet edelim..."
"Yooo.. Asla! der Neyzen:
"Meyhaneye tövbeliyim..."
Günün Şiiri
Ağlıyorsun
Biliyorum gerçek değil ellerin
Çünkü tutmadan ellerinle ellerimi
Sana yalnızlığını getirdi hep sabahlar
Gün aldı götürdü gülüşlerinle gemilerini
Islanmış buldum seni her akşam
Bir tenhada gözlerinle
Yürüyüp giderken akan sular gibiydin
Tükendin, kendi denizlerinle...
Faruk Erginsoy (Varlık- 1960)
Oy bedduası!
"Ben peşin peşin şimdiden yazayım da, isterlerse "Huysuz herif" desinler diye başlamış "Ertuğrul Algan" :
-Kokoşlar, hiçbir şeyi beğenmeyenler, entelektüel geçinen beyinsizler sürüsü! Okumuş yazmış geçinen cahilleri Kendilerini sanatçı sepetçi sananlar, sergi açılışlarında, kokteyllerde boy gösteren, ama sanatın ne olduğunu bilmeyen mostralıklar! Barlar Sokağı'nın başıboş gönlü hoş müdavimleri, her gün hükümet kurup yıkanlar!
Bu kez sandık başına gidin. Oyunuzu verin. Eğer oy kullanmadıysanız bu kenti terkedin. Konuşmayın ve sonsuza dek susun!
"İki bitiniz bir kilo gelsin, uyuz olun!"
Günün Olayı
DAP Eylem Planı'yla Doğu Anadolu'ya ücretsiz internet verilecekmiş!
Elektrik, su, internet bedava...
Doğu’ya komünizm devlet eliyle geliyor!
Akif Kökçe
Günün Biberi
Seçim güvenliğine ilişkin endişesi olanların elinde bir imkân var. Seçim günü gönüllü gözlemci olmak. Bazen: iş başa düşüyor. Bu da öyle zamanlardan biri...
Özgür Mumcu
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...