AKP’de Osman Yüksel’i tanırsınız…
İl Genel Meclisi üyesi iken istifa edip, AKP İl Başkanlığına aday olmuş ve kazanmıştı...
Ardından da bir açıklama yaparak:
“Ben demokratik kurallar içinde kazandım...”demişti.
---//--
Osman Yüksel’in rakibi yanılmıyorsam Fikret Dönmez’di...
Birkaç kez Ankara’ya çağrılan Yüksel, sonunda baskıya dayanamayıp, İl Başkanlığından ayrılmıştı.
Ve AKP’de İl Başkanlığına geçici olarak, Ayşe Fert Dökmeci atanmıştı...
Bunları şunun için kısaca yazıyorum…
AKP’de Genel Merkezin istemediği kimse görev alamaz…
Onun için dikkat edin…
İl ve ilçe kongreleri hep tek listeyle yapılır..
Kazanan vardır…
Ama kaybeden yoktur
--//--
Fıkrayı bilirsiniz..
Solcu genç fikrini değiştirip papaz olmuş.
İlk vaazının heyecanını yenmek için birkaç kadeh konyak içtikten sonra kürsüye çıkıp konuşmasını yapmış. Ardından başrahibe sormuş:
“Konuşmamı nasıl buldunuz?”
“Mükemmel” demiş papaz:
“Yalnız üç kusurun vardı…” deyip sıralamış:
“Bir kez dinimizde yoldaşlarım denmez, kardeşlerim denir. İkincisi olay Vietnam’da değil, Filistin’de geçer… Üçüncüsü İsa Kurşuna dizilmemiş, çarmıha gerilmiştir…”
---//--
AKP’de yorumlar yapılıyor..
Sorular soruluyor:
“İl yönetimi kimlerden oluşacak? “
“Odunpazarı ilçesine nasıl atama yapılacak?”
Ve çok ilginç…
Partideki olumsuz gelişmelere kim dur diyecek?
Milletvekilleri bu olayda taraf mı, değil mi?
Gerçekten ilginç…
Esra Çevik yazmış:
“Heybetli bir il başkanı aranıyor”.
Sevgili Esra biraz daha açsaydı:
“Neye göre heybetli? Boya göre mi… Kiloya göre mi?”
Merak ediyorum...
Süleyman Reyhan kime danışarak istifa etti?
Ercan Kelleci hangi gerekçeyle görevini bıraktı?
Sözün özüne gelince…
Şimdilik kulislerde isimler dolaşıyor.
Bekleyip göreceğiz...
Piyango kime vuracak?
Ertuğrul Dindar gelişmelere “okey”diyecek mi?
GÜNLERİN GETİRDİĞİ
--Türk Bayrağına saygı—
--Yazmak ve anlatabilmek—
Avukat Ahmet Vural’ı yıllardır tanırım. Kendisi MHP’li bir siyasetçi olarak bütün çevrelerce sevilir ve sayılır. Barışcıl yapısıyla engin bir hoşgörü sahibidir. İnsanlara düşüncesine göre değil insani yapısına göre değer verir… Sık sık olmasa da arada bir konuşur, hal hatır sorarız. Hakkında birkaç kez yazıp yorum yaptım... Telefon edip ”Ya gel, ya da ben geleyim. Sohbetini, özledim”dediği halde kısmet değilmiş. Bir türlü görüşemedik. Ahmet Vural önceki, gün sürpriz yaparak gazeteye geldi. Benim için asıl sürpriz ziyaretinden çok, imzaladığı kitabı oldu.”Anılarım... Gözlemlerim... Düşüncelerim… Dünya Görüşüm” girişi ile ”Kendim Olabilmek”.adlı kitabını imzalayıp uzatan Ahmet Vural her zamanki sevecen yapısı içinde” Hocam okur değerlendirirseniz sevinirim.” dedi. Özenle baktım... Pırıl pırıl baskısı içinde 378 sayfalık bir yaşam duruyordu önümde... Avukat Ahmet Vural köyünden çıkmış, Mihallıçık, Ankara, Askerlik derken Eskişehir’e gelmiş. En güzeli Poriş’i kurmuş… Umre’ye gitmiş. Politikaya girmiş. Ve sonunda yaşamını şu cümle ile özetlemiş:
“Hayatı dolu dolu yaşadım...”
Kutluyorum kendisini… Tebrikler sevgili Vural… Kolay gelsin…
--AKP’de meclisli günler---
AKP’li Mustafa Birsen özellikle Büyükşehir Belediye Meclisinde tabir yerindeyse, akla hayale gelmedik çıkışları ile dikkatleri üzerine toplamaya çalışıyor. Yeri gelsin gelmesin, zamanı olsun olmasın ”bir şeyler uydurup, Büyükşehir’e taşıyor”… Önceki gün Büyükşehir Belediye Meclisini izleyen bir okurum dedi ki” bu kadarına da pes… Birsen’i daha önce DP’de de üyelik yaparken tanımıştım… Galiba AKP’de Meydanı boş buldu. Aklına geleni söylüyor...Karşısında bereket versin Yılmaz Hoca var.” Dedi... Bir başka okurumda Kazım Kurt’un aynı mecliste yaptığı konuşmadan söz ederek” Mecliste çok parmaklı olmak her istediğini meclisten geçirecek anlamına gelmez. Mecliste 29 kişiyiz. Ne istersek onu yaptırırız diyemezsiniz. Herkes ayrı bir önerge verirse çalışmamız mümkün değil… AKP’liler yaptıkları çıkışlarla yapılacak işlerin önünü tıkadıklarını fark etsinler, demesi ortalığı yatıştırdı.” diye konuştu. Bir hayli ilginç doğrusu… Mustafa Birsen DP’de yaptığı meclis üyeliği günlerini unutmuş galiba… Ki ”çok konuşmakla AKP’de bir yerlere varılır” diye düşünüyor olmalı..