Yaşamın İçinden
Ucu görünen yorumlar
Soma’da soruşturma başladı…
Şimdilik 5 tutuklamadan söz ediliyor…
Ucu mu gelecek, arkası mı?
İzlemeye devam edelim…
--//--
Dün Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’ydı..
Ne garip…
Acıda birleşemediğimiz gibi…
Bayramda da birleşemedik…
Bahane arayan güçler, 19 Mayıs’ı baltaladılar...
Ne günlere kaldık değil mi?
19 Mayıs 2014’den 19 Mayıs 1919’u düşünün..
İyi günde... Kötü günde…
Tam 95 yıldır kutladığımız bayramı gene kutlayamadık..
--//--
Medya’yı izleyin…
Şimdiye kadar birbirinin kuyusunu kazanlar…
Bu kez de “Soma” sınavıyla karşı karşıya geldi.
Ulusal kurtuluş savaşımızın başladığı, bağımsızlığın temelinin atıldığı şanlı günler unutuldu…
Unuttuğumuz bir şey daha var:
“Ulusal Bayramların ulusal birliğimizi güçlendirip, insanlarımızı birbirine kenetlediği.”
--//--
Buruk bir 19 Mayıs Bayramı daha yaşadık…
“Ne koyduysak onu içtik…
Ne ektiysek onu biçtik…”
Politik ve ekonomik yorumculara göre, Soma faciasının yorumu böyle…
Herkes aynı şeyi söylüyor…
Kabahatlı kim dediğiniz de ise konuşan yok…
---//--
“Soma’ya gidip yerinde inceleme yapan Gazeteci Mustafa Mutlu yazmış:
Madenin önünde ki bekleme salonuna girdiğimizde askerleri, polisleri ve çay dağıtan yardım kuruluşlarını gördük Çok sayıda badem bıyıklı vatandaş vardı. Sayıları 1500’ü bulan bu insanlar, yüksek sesle konuşan, ya da ağlayan ana babaları görünce şöyle diyorlardı:
“Bizimde kardeşlerimiz içeride… Bizde madenci yakınıyız… Ağlamıyoruz... Çünkü onlar kendileri şehit oldu... Onlar sayesinde bizde şehitlik mertebesine eriştik... Onlar sayesinde bizde günahlarımızdan arındık.. Şimdi sakın bağırmayın... Yoksa Allah’a isyan etmiş olursunuz...”
.Bu satırları Sözcü’de Sayın Rahmi Turan’ın köşesinden aldım...
Ne günlere kaldık değil mi?
Şimdilik ucu görünen bunlar…
Bakalım daha neler göreceğiz...
Günlerin getirdiği
Orhan Veli ne demişti
“Güneşli bir günde
Mavi göreceğiz Karadeniz’i…
Balkaya’dan, Kapuz’a kadar
Karış karış biliriz bu şehri
Ereğli Kömür işletmesinin çiçekli bahçeleri
Rıhtıma kömür taşıyan vagonlarıyla
Paydos saatlarına yollara dökülen,
Soluk benizli insanlarıyla…
Siyah akar Zonguldak’ın deresi
Yüz karası değil kömür karası
Böyle kazanılır ekmek parası ( Orhan Veli)
--//--
Öyle demiş ozan. Soruşturma başlamış Soma’nın madeninde… Yetersizlikler alt alta yazılmış. Ortaya şu sonuç çıkıyor... Madende şehit olanlar... Acı ve gözyaşı… Dul kalan eşler… Yetim kalan çocuklar… Acılı analar… Aksakallı babalar… Ve duman duman ağzını açmış bekleyen maden ocakları…
Ne demiş Orhan Veli:
“Yüz karası değil kömür karası..
Böyle kazanılır ekmek parası..
”
Zaman gelir... Hayali Cihan değer
Arkadaşımız Osman Cemoğlu’nun masasında görüp ”Eskişehir Büyükşehir Belediye” dergisini aldım... Kapağında projeler-yatırımlar yazan derginin tarihi 1989-1994 olarak yer almıştı... Belediye Başkanı rahmetli Selami Vardar’ın uzun bir sunuş yazısının bulunduğu dergide Belediye Meclis üyelerinin de resimleri vardı… A.Kadir Adar… Aytaç Çınar ve Zeki Aktan başkan yardımcıları olarak yer alırlarken, Münir Sevinç başta olmak üzere 38 adet Belediye Meclis Üyesininde dergide resimleri bulunmaktaydı... Şöyle bir baktım… İskender Aktaş... Rahmetli Savaş Kayalar… Özden Balamir... Güray Çınar... İlyas Kılıç… Salih Tekayak… Semra Suçıkaran... Naci Eren… İlyas Kılıç... Salih Tekayak… Semra Suçıkaran… Naci Eren... Vedat Alp... Mustafa Tatar... Yüksel Uça ve Mustafa Ekiz gibi isimlere bakarak arkadaşlarla o günleri konuştuk… Dergide ilginç bir resim çekti dikkatimi.. Dönemin Valisi Ali Fuat Güven… SHP Genel Başkanı Erdal İnönü… Sağlık Bakanı Türkan Akyol… Ve. Anadolu Üniversitesi rektörü Prof.Dr. Yılmaz Büyükerşen... İlginç değil mi? Rahmetli Vardar sağlığında sık sık gittiği Anadolu Üniversitesinde, Yılmaz Hoca’dan çalışmalara yönelik tavsiyeler alır, kendisine de kentsel konularda tavsiyelerde bulunurdu.