Sadi Seda yazdı
Günün sözü: Keskin nüktelerde keskin bıçaklar gibi sık sık sahiplerinin parmaklarını keser. ARROWSMİTH
Dedem diyor ki: Başkasından üstün olmamız önemli değildir. Asıl önemli olan şey, dünkü halimizden üstün olmamızdır.
Büyük Halk Ozanı Yunus Emre’nin Türbesi, Yazılıkaya Örenyeri, Seyyit Battal Gazi Külliyesi, Selçuklu döneminden kalma Anadolu’nun en büyük ahşap camisi olan Sivrihisar Ulu Camii, Sivrihisar Ermeni Kilisesi, Tarihi Sivrihisar evleri, Han yeraltı şehri Eskişehir’in en gözde turistik yerler…
Bu tarihi ve turistik yerleri bırakın yabancıyı Eskişehir’de yaşayan kaç kişi biliyor? İddia ediyorum bu yerleri bilen sayısı 5 bini geçmez…
Hadi abartalım 10 bin diyelim…
Eskişehir’in nüfusu 800 bine dayandı…
100 bine yakın nüfusun ilçelerde yaşadığını düşünürsek 700 bin kişiden 10 bini Eskişehir’in tarihi turistik yerlerini bilmesi çok komik bir rakam değil mi?
Eskişehir’in tarihi ve turistik yerlerini bilmeyenlere, hayatlarında bir kez daha gidip gezmemiş olanlara “Türkiye’nin güzel sahili nerede?” diye sorsanız en az 5 yer sayacaklardır…
Bu saydıkları 5 sahil de kendilerinin gidip denize girdikleri sahillerdir…
Peki, kabahat yaşadığı şehrin ören yerlerini bilmeyen insanlarda mı?
Kesinlikle “HAYIR”…
Bu ören yerlerimizi tanıtamayan Kültür ve Turizm Müdürlükleri, Turizm Dernekleri, sivil toplum kuruluşlarını ve birazda üniversitelerimizi eleştiriyorum…
Eskişehir’deki bu tarihi-turistik yerlerin tanıtımı yapamıyorlar…
Oysaki özellikle Kültür ve Turizm Müdürlüğü elemanları Eskişehir’in dikkat çeken tarihi ve turistik yerlerin CD’sini yaparak il il dolaşarak, o illerdeki yine Kültür ve Turizm Müdürlüklerinin yardımları ile tanıtımı yapabilirlerse inanıyorum ki birkaç yıl sonra Eskişehir’e gelen yerli turist sayısı ciddi oranda artacaktır…
Türkiye’nin iki önemli üniversitesi Eskişehir’de…
Bu iki üniversite de 100 bine yakın öğrenci öğrenim görüyor…
Üniversitelerimizin bünyesinde otobüsler mevcut…
Her hafta sonu Cumartesi ve Pazar bir veya iki otobüse öğrencileri bindirip Eskişehir’in tarihi ve turistik yerlerini günü birlikte olsa gezdirseler o öğrencilerin her biri fahri turizm elçisi olur…
Gördüklerini yaşamlarını sürdürdükleri illerde ailelerine, arkadaşlarına anlatmış olsalar bu insanlar arasında bir merak uyandırırlar…
Bu sayede her yıl 5 bin turist gelse ki bu önemli bir rakam…
3-5 yıl sonra bu rakam önce 10 bin sonraki yıllarda 50-100 binleri bulur…
Bu sayıya ulaşabilmek için de öncelikle Anadolu ve Eskişehir Osmangazi Üniversiteleri Eskişehir’in bu önemli turizm merkezlerini kendi bünyelerindeki öğrencilerine tanıtmalı…
Eskişehir’e gelen yerli ve yabancı turistlerin maalesef tarihi ve turistik bölgelerde konaklayacakları ve ihtiyaçlarını giderecek sosyal tesisler maalesef yok…
Böyle olunca yerli ve yabancı turist bu tarihi ve turistik yerlere günü birlik geziler yapmak zorundalar…
Akşam olunca kent merkezine geri dönüyorlar…
Öncelikle yerli veya yabancı turistlerin ziyaret ettikleri ören yerlerinde küçük ölçekli oteller veya kamplar kurulsa ilk etapta belki kalan sayısı beklentilerin altında olabilir…
Ama bu otel veya kamplarda kalanlar verilen hizmetten memnun kalırlar ise onlarda memleketlerinde buraların bedava reklamını yaparlar…
Bu sayede de günü birlik gelen yerli ve yabancı turistler yatılı olarak kalmaya başlayacaklardır…
Eskişehir’de turisti tutabilmenin bir yolu da Termal Turizm….
Odunpazarı ve Tepebaşı Belediyeleri Kızılinler Termal Turizm Projeleri hazırladılar…
Kültür ve Turizm Bakanlığı da bu projeleri onadı…
Hazine arazisi olduğu için Kızılinler Termal Turizm Merkezinde yer alan arsaların satışlarını Kültür ve Turizm Bakanlığı yapacak…
Projelerin yapımlarının üzerinden nerede ise 5 yıl geçti…
Bakanlık Kızılinler Termal Turizm Bölgesindeki arsaların satışlarını gerçekleştirirse yakın gelecekte olmaz ama 5-10 yıl sonra bu bölgenin reklamı çok iyi yapılabilirse Eskişehir’de hem turizm hem de turist patlaması yaşanır…
Kızılinler Bölgesinin bir an evvel ihaleye açılması ve Eskişehir’in turizm patlaması yaşayabilmesi için iktidar partisi milletvekillerine, özellikle de Milli Eğitim Bakanımız Nabi Avcı’nın Kültür ve Turizm Bakanlığını sıkıştırması gerektiğini düşünüyorum…
Turizm Haftası’nda benim de küçükte olsa katkım olsun istedim…
*-********
Kalmak yerine düşmeyi tercih ettiler
Eskişehirspor dün kendi evinde Konya Spor’a da yenilerek kendi ipini kendi çekti!
Galatasaray galibiyetiyle yeniden umutlandık, Osmanlı Spor beraberliği Eskişehirspor’un ligde kalma umudumuzun biraz daha arttığına inanmaya başlamıştık…
Bütün hesaplar da Eskişehir’de oynanacak olan Konya Spor karşısında alınacak galibiyet ve üç puan üzerine yapılmaya başlanmıştı…
Şehirde 7’sinden 70’ine kadar Eskişehirspor sevdalıları,”Konya Spor’u yeneriz. Lige kalma umudumuzu artırırız. Mersin’e daha moralli gider o maçta da galibiyet alır kurtuluruz” hesapları yapıyordu…
Dünkü Konya Spor karşısında alınan mağlubiyet yapılan bu hesapları alt üst etti…
Siyah-Kırmızılı futbolcular Konya Spor yenilgisiyle ligde kalmak yerine düşmeyi tercih ettiler…
Haftalardan beri Eskişehirspor Teknik Direktörü Samet Ayba’nın yaptığı ilk 11 tercihleri tartışılıyor…
Konyaspor karşısına çıkan ilk 11 sadece beni değil tüm spor adamlarını bile şaşırttı…
Samet Hocanın Engin Bekdemir gibi son haftaların formda futbolcusu dururken Sezgin’e yer vermesi, Kıvanç gibi bir futbolcuyu yedeğe soyundurup İshak’ı oynatmasıyla neyi hedeflediğine kimse anlam veremedi…
Konya Spor karşısında galibiyeti hak eden bir futbol sergileyemedi Eskişehirspor…
Galatasaray karşısında sergilenen performansın yarısını bile dünkü maçta göremedik…
Oysaki rakip as futbolcuları yedek kulübesinde tutarak çıktı Eskişehirspor’un karşısına…
Maçtan önce Konya’dan gelen bir gazeteci arkadaşla kısa bir sohbet yaptık…
“Abi takım kadrosuna baktığımda as futbolcular yedek kalmış. Bu Konya Spor’u 2-3 sıfır yenersiniz” demişti…
As futbolcuları dinlendiren Aykut Kocaman, yedek futbolcularıyla bile Eskişehirspor’u kendi evinde yenmeyi başardı…
25’nci Dk. Da kaleci Boffin’in yaptığı faulle kırmızı-kart görmesi, takımın 10 kişi kalması da galibiyeti etkilemedi desek yalan olmaz…
Taraftar görevini yaptı…
9 bin 369 taraftarın en az yarısı siyah-kırmızılı formasını giyerek Atatürk Stadyumuna koştu…
Taraftarın olumlu tezahüratı bile Eskişehirsporlu futbolcuları ateşleyemedi…
Bazı arkadaşlar Mersin İdmanyurdu’nun, Sivas Spor’un, Kayseri Spor’unda yenilmeleri halinde Konya maçını Eskişehirspor’un Konya’ya yenilmesine rağmen kaybedilmiş hiçbir şeyin olmadığı görüşündeler…
Unuttukları bir şey var…
O da haftaya Eskişehirspor Mersin’e gidecek…
Hem de kaleci Boffin’den yoksun olarak…
İkincisi Mersin İdmanyurdu’nun kadrosu siyah-kırmızılı takımdan daha zengin…
Üçüncüsü Eskişehirspor gibi can simidine sarılmış boğulmamak için çırpınan Mersin kendi evinde siyah-kırmızılı takımı yenmek için bütün gücünü kullanacaktır…
Her ne kadar “çıkmadık candan ümit kesilmez” deseler de dünkü yenilgiyle Eskişehirspor’un ligde kalma umudunun daha da azaldığı inancındayım…
*-******
FIKRA:
Yüzde Elli
Bir okulda kimyadan geçme notu yüzde elliydi. Bir çocuk bu notu tutturmak için şaşmaz bir siste bulduğunu iddia ediyordu. Sınavda, her sorunun cevabını işaretlemeden önce elindeki parayı havaya fırlatıyor ve yakaladıktan sonra cevabı hiç tereddütsüz işaretliyordu.
Ertesi günü kendinden emin bir şekilde profesöre giderek, notunu öğrenmek istediğini söyledi. Profesör çocuğa baktı ve "Ha sen misin" dedi.
Sonra cebinden para çıkarıp havaya fırlattı ve "Kaldın!" dedi.
*-********
Yanmak
Dört tane kelebek bir gün bir ateş görmüşler. Bunun nasıl bir şey olduğunu öğrenmek istemişler. Birinci kelebek ateşe biraz yaklaşmış ve üzerinin aydınlandığını görmüş. Arkadaşlarının yanına gelmiş ve:
–Bu ateş aydınlatıcı bir şey! demiş…
İkinci kelebek bununla yetinmeyerek daha fazla şey öğrenmek istemiş. Biraz daha yaklaşmış ve ısındığını hissetmiş Demiş ki:
–Aynı zamanda bu ateş ısıtıcı bir şey!
Üçüncü kelebek bununla da yetinmemiş, Biraz daha biraz daha yaklaşmış. Bir anda ateşin kanatlarını yaladığını hissetmiş ve yanmış kanatlarıyla geri dönmüş; Şöyle demiş:
–Ve bu ateş yakıcı bir şey!
Sonuncu kelebek daha da çok şey öğrenmek istiyormuş. Biraz yaklaşmış, aydınlandığını görmüş. Biraz yaklaşmış, ısındığını hissetmiş. Biraz daha yaklaşmış, ateş kanatlarını kavurmuş.
Biraz daha yaklaştıktan sonra tamamen yanan kelebek “poff !” diye ortadan kayboluvermiş…
Ateşin gerçekten ne olduğunu belki bir tek o öğrenmiş ama geri dönüp söyleyememiş. Çünkü o kaybolmuş ateş içinde ve bir şeyi, ancak içinde kaybolan bilebilirmiş!
(alıntı)